GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBUNUN, BOLU MİLLETVEKİLİ TANJU ÖZCAN VE 20 MİLLETVEKİLİNİN BELEDİYE KANUNU'NUN 11'İNCİ MADDESİ KAPSAMINDA BELEDİYELERE DÂHİL EDİLEN KÖYLERİN SORUNLARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 4/7/2012 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERMİŞ OLDUĞU MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 8 EKİM 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN ÖNERİSİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:4
Tarih:08.10.2013

TANJU ÖZCAN (Bolu) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; ben bugün önemli bir konudan bahsedeceğim ama üzülerek görüyorum ki AKP Grubunun herhâlde otuzda 1'i bile salonda değil. Bu bahsedeceğim konunun muhatabı olan vatandaşlarımın da bu tabloyu görmelerini istiyorum ve ilk seçimde de değerlendirmelerini istiyorum.

Arkadaşlar, bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunduğumuz ve araştırılmasını istediğimiz konudan Türkiye'de milyonlarca insan mağdur. Bu Bütünşehir Yasası tam hâliyle yürürlüğe girdikten sonra da bu sayı çok daha fazla artacak. Ben size Bütünşehir Yasası sonucunda mahalle yapılan köylerden bahsetmeyeceğim, daha öncesinde mahalle yapılan köylerden bahsedeceğim.

Sayın milletvekilleri, siz 2005 yılında bir kanun çıkarttınız, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 11'inci maddesinde bir değişiklik yaptınız; Bir 11'inci madde ilave ettiniz, köylerin mahalle yapılması veya belediye sınırlarına katılması hakkında. Önceden, aynı yasanın 8'inci maddesinde bu konuda bir düzenleme vardı zaten ama düzenleme demokratik bir düzenlemeydi. Yani diyordunuz ki köylüye: "Katılmak istiyor musun, istemiyor musun? Referandum yapıyorum burada." Eğer kabul ediyorsa da mahalle olmayı, hazırsa mahalle olmaya, belediye sınırları içerisine katılıyordu ama çıkan 11'inci maddeyle siz, istediğiniz yeri, istediğiniz şekilde mahalle yapar hâle geldiniz. Nasıl oluyor biliyor musunuz arkadaşlar 11'inci maddeye göre? Eğer, belediyeye 5 kilometre civarında bir mesafedeyse ve belediye meclis kararı alınırsa Danıştay dairesinin görüşü ve İçişleri Bakanının onayıyla o köy o köylüye hiç sorulmadan mahalle hâline getiriliyor. Gerekçe olarak da diyorsunuz ki: "Genel altyapı hizmetleri ve genel imar durumu bunu zorunlu kıldı." Somut olarak da bu uygulandı, çok uygulandı hem de. Ne zaman uygulandı biliyor musunuz? 2009 yerel seçimleri öncesinde.

Biz, bu yasa çıktığında, hukukçu olarak -ki o zaman ben de belediye meclis üyesiydim- belediye meclis üyesi olarak "Allah Allah, neden bu yasayı çıkartıyor acaba AKP, nasıl bir zorunluluk olabilir?" dedik. Yasanın çıkış sebebi belli oldu; Sayın Başbakan, AKP'nin yetkilileri, bu yasayı çıkartırken aslında şunu söylemiş belediye başkanlarına: "Bakın, seçimi kazanma ile ilgili sıkıntınız varsa oy oranımızın yüksek olduğu köyleri seçin, bu köyleri mahalle yapın, seçimde size büyük faydası olur." Bu mesajı ilk alanlardan biri de az önce bahsi geçen Bolu Belediye Başkanıydı.

Bolu üzerinden size sıkıntıları anlatayım: 17 köyü bir gecede mahalle yapma kararı aldı -ki 17 köy Bolu büyüklüğünde bir belediyeye önemli bir seçmen katkısı sağlamaya yarar- bunun sonucunda da umduğu siyasal sonucu aldı; yüzde 2'lik farkla seçimi kazandı. AKP Bolu'da seçimi kazandı ama kaybedeni yeni mahalle olan köyler ve köylüler, bir de o Bolu Belediyesinin eski 24 mahallesi oldu yani bu uygulamanın eski mahallelere de bir katkısı olmadı, yeni mahallelere de bir katkısı olmadı. Yeni mahalle yapılan köylüler köylü olarak yaşamaya devam etti, köy şartlarında yaşamaya devam etti. Hatta daha da sıkıntılı bir durum ortaya çıktı sayın milletvekilleri, eskiden o köyler il özel idarelerinden hizmet alırken mahalle olduğu için il özel idarelerinden de hizmet alamaz oldu. Yine, eski mahallelere zararı oldu çünkü eski mahalleler zaten yeterince hizmet alamazken yeni katılan mahalleler sebebiyle hiç hizmet alamaz hâle geldi.

Sayın milletvekilleri, bu 17 köy belediye sınırına katılınca ne oldu biliyor musunuz Bolu'da? Belediyenin sınırları -birçok yerde de aynısı oldu- 2 katına çıktı. Eskiden Bolu Belediyesinin 800 kilometrelik bir yol ağı varken belediye sınırları içerisinde, 17 köyün katılmasıyla birlikte yol ağı uzunluğu 3.500 kilometreye çıktı.

Arkadaşlar, siz, 800 kilometre yolun hakkından gelemezken "3.500 kilometrelik bir yol ağının hakkından gelirim." diyerek bu yola çıktınız; olmadı.

Bakın, bu uygulama neye benziyor biliyor musunuz. Dar gelirli bir aile düşünün, kirada oturuyor, 3 çocuğu var, bu çocuklarını okutamıyor; gelirinde hiçbir artış olmadığı hâlde, hemen hemen hiçbir artış olmadığı hâlde, 2 çocuğu da evlat ediniyor, "Allah bir yerlerden verir." diyor. Mantık bu! Sonuçta, o eski 3 çocuk da mağdur oluyor, o aileye katılan yeni 2 çocuk da mağdur olmaya devam ediyor.

Bu uygulama sebebiyle -tekrar ediyorum- mahalle yapılan köylerin hiçbirinde şehirleşme faaliyeti yaşanmadı. O köyde yaşayan insanlar üzerinden İller Bankasından ortalama her ay 25 lira para aldı Bolu Belediyesi; yaklaşık 25 trilyonluk bir kaynak elde etmesine rağmen, belki 1-2 milyonu dışında hiçbirini bu köylerin imarı için, gelişimi için, altyapısı için de kullanmadı. Türkiye'nin birçok yerinde de böyle bir tablo oluştu.

Şimdi, biz, bu araştırma önergesini verirken samimiyiz. Gidelim, Türkiye'nin muhtelif bölgelerinde siyasal sebeplerle mahalle yapılmış olan eski köylerin durumuna bir bakalım ne kazanmışlar ne kaybetmişler; elektriği daha pahalı ödemekten başka, ormandan ihtiyaç alamamaktan başka, tarımsal destek alamamaktan başka ellerine somut olarak geçen bir şey olmuş mu, bunu soralım. Bu durumu düzeltelim, oralar hâlâ fiilen köy. Siz bunu hukuken mahalle hâline getirseniz de bu insanları şehirli yapamıyorsunuz, şehre adapte edemiyorsunuz, katamıyorsunuz. Bu çok ciddi bir sıkıntı.

Bütünşehir Yasası'nın yürürlüğe girmesinden sonra da başta taşımacılık sistemi olmak üzere... Biraz önce İzmir Milletvekilimiz ikaz etti, Bütünşehir Yasası resmen yürürlüğe girmediği hâlde, hukuken bir hüküm ifade etmediği hâlde, şu anda, İzmir Millî Eğitimi, biliyor musunuz, taşımalı sistem yapmıyor "Büyükşehrin görevidir." diye. Var mı böyle bir şey arkadaşlar?

Sayın milletvekilleri, az önce, konuşmamda Bolu Belediyesinden bahsettim. Üç dakikalık bir sürem kaldı, iki hususu daha dikkatinize sunmak istiyorum.

Arkadaşlar, hep "Bolu" deyince Sayın Başbakan sık sık şunu söyler, der ki: "Hani o muhalefet var ya, Bolu Dağı Tüneli'ni patates deposu hâline getirmeye kalktı." Doğru mu? Bunu hep söyler. Arkadaşlar, ben size enteresan bir şey söyleyeceğim. Sayın Başbakan bunu sürekli söylüyor ama bu fikir kimin fikri biliyor musunuz, bu parlak fikir? Bu parlak fikir, 28 Haziran 2003 yılında, şu anda Bolu Belediye Başkanı olan, o tarihte de partinizin kurucu il başkanı olan Alaattin Yılmaz'a ait, o günkü ulusal basından bunu takip edebilirsiniz. Yani, Bolu Dağı'nın tünel olarak kullanılmamasını, patates deposu olarak kullanılmasını öneren bizler değiliz, Cumhuriyet Halk Partililer, Milliyetçi Hareket Partililer değil, bizatihi sizin il başkanınız, şimdi de belediye başkanınız. Arkadaşlar, hatta Sayın Başbakan bunu o kadar sık kullanıyor ki geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanı bir açıklama yapıyor Edirne'den, diyor ki bu konuyu hatırlatarak: "Hani, o tüneli patates tüneli yapmaya çalışan patates kafalılar var ya..." Bizim Bolu Belediye Başkanını yani sizin partili belediye başkanını kastederek Sayın Sağlık Bakanı "patates kafalı" diyerek bu konuyu hatırlatıyor. Bugün, şunun doğrusunu öğrenin arkadaşlar: O tünelin patates tüneli yapılmasını isteyen biz değildik, o zamanın AKP il başkanı, şimdi de AKP'li belediye başkanı.

Ama, şartlar ne olursa olsun benim sık sık eleştirdiğim Bolu Belediye Başkanına Sağlık Bakanının, iktidarın Sağlık Bakanının hem de kendi partilisi olmasına rağmen "patates kafalı" demesini ben içime sindiremiyorum. Ne hakla söylüyor bunu? Sen gelip Sağlık Bakanı olarak muayene mi ettin de Bolu Belediye Başkanını "patates kafalı" diyorsun? Ben bunu içime sindiremiyorum arkadaşlar. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

MUHARREM İNCE (Yalova) - Hemşehrini savunuyorsun?

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Hemşehrimi tabii ki savunuyorum.

Şunu da söyleyeyim, bir konu daha var: Arkadaşlar, hiç, bugüne kadar, sizin bir belediye başkanınız sizin bir milletvekilinizi rant elde etmekle suçladı mı? Bu da oldu. Bolu Belediyesinin bir 18'inci madde uygulamaları var; biz sürekli diyoruz ki: "Ya, buradan birileri rant elde ediyor." En son, Bolu Belediye Başkanı -ulusal basında da yer aldı- çıktı, dedi ki: "Evet, bir 18'inci madde uygulamasından -sizin milletvekiliniz Sayın Ali Ercoşkun'u kastederek- bizim milletvekilimiz rant elde etmiş. Üstelik Başbakana yakın bir iş adamıyla birlikte ortak hareket etmişler."

Şimdi, ben buradan soruyorum, İçişleri Bakanımız yok herhâlde ama Bakanlar Kurulu üyelerimiz burada: Bir AKP'li belediye başkanının, hâlihazırda milletvekili olan AKP'li bir milletvekilini rant elde etmekle suçlaması belediyenin bir 18'inci madde uygulamasından dolayı, normal midir, değil midir?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Savcının harekete geçmesi lazım.

TANJU ÖZCAN (Devamla) - Bu iddia doğruysa, o milletvekili hakkında ne yapacaksınız? Bu iddia yanlışsa, kendi belediye başkanınız kendi milletvekilinizi rant elde etmekle suçluyorsa, çamur atıyorsa, o belediye başkanı hakkında ne yapacaksınız, sizlere soruyorum?

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)