GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KÜRTÇE DERSİ İÇİN ATAMA BEKLEYEN ÖĞRETMEN ADAYLARININ İSTİHDAM SORUNLARINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:5
Tarih:09.10.2013

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kürtçe dersi için atama bekleyen öğretmenlerin sorunlarını Genel Kurula aktarmak üzere söz almış bulunmaktayım. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, bildiğimiz gibi, 2012 yılında, Sayın Başbakan "Yaşayan diller ve lehçeler" adı altında bundan sonra Kürtçe seçmeli derslerin verilebileceğini büyük bir devrim ve büyük bir reform yapılmış algısıyla beraber kamuoyuna ve halka açıkladı. Bu açıklamanın akabinde, Millî Eğitim Bakanlığı, YÖK ve Artuklu Üniversitesinin yapmış olduğu görüşmelerden sonra Artuklu Üniversitesinde Kürtçe ders verecek öğretmen adaylarının yetiştirilmesiyle ilgili bir mutabakata varıldı ve Artuklu Üniversitesi bu varılan mutabakat sonrasında 500 kadro tahsis edecek şekilde, tezsiz yüksek lisans öğrencisi alacağını kamuoyuna duyurdu. Yine, aynı zamanda, formasyonu olmayan öğretmenlerin de 6 kişilik bir uzman kadro tarafından formasyona tabi tutularak atanacağını, kendilerinin bu konuda istihdam edileceklerini bildiren görüşleri kamuoyuna açıkladı.

Bütün bunlar yaşanırken kamuoyunda da AKP'nin, AK PARTİ'nin propaganda yapan sözcüleri televizyon televizyon dolaşıp, ekran ekran dolaşıp Türkiye'deki farklı dillere alan açtıklarını, Kürtçeye nasıl alan açtıklarını, dolayısıyla bir asimilasyon tarihini rafa kaldırdıklarını defalarca halka anlattılar. Şimdi, o dönemde, bakın, televizyon programına çıkan Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Emin Zararsız, uzun bir propaganda konuşmasından sonra da şunu söylüyor: "Bu öğretim yılında, 2012-2013 eğitim öğretim yılında, Kürtçe seçmeli dersini seçen kişilerin de sözleşmeli statüsünde öğretmen tedarikine cevaz veren hazırlıklarımız devam ediyor."

Yine, Şubat 2013'te, Sayın Başbakan da Mardin'de yapmış olduğu konuşmada "Bu öğrencilerimizden 500'ü Millî Eğitim Bakanlığımıza bağlı ilköğretim okullarının 5, 6, 7 ve 8'inci sınıflarında okutulacak seçmeli Kürtçe dersi için Kürtçe öğretmen adayı olarak eğitim görüyor." demiştir.

Kamuoyuna bütün bu şaşaalı devrim, reform açıklamaları yapılırken de alttan alta YÖK, gerçek zihniyeti açığa çıkaracak şekilde, bu öğretmen adaylarının istihdamının önündeki engelleri artıracak uygulamalara bir dip dalga şeklinde o dönemde başlıyor. YÖK'ün ilk uygulaması, Artuklu Üniversitesine 500 olarak tahsis edilen kadro miktarını 250'ye düşürmek ve o dönem formasyon verileceği kabul edilen durumla ilgili de formasyonun kabul edilmeyeceğini Artuklu Üniversitesine bildirmek oluyor.

Dönemin Millî Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer de -kendisi de şu anda burada- Bingöl'de yapmış olduğu bir konuşmada, Kürtçe öğretmenlerinin Kürtçe öğretmeni olarak atanmayacağını ifade ediyor, kendi branşlarında istihdam edilirlerse Kürtçe ek ders ücreti üzerinden kendilerine öğretmenlik hakkı verileceğinden bahsediyor. Yani, bir taraftan kamuoyuna şaşaalı bir devrim ve reform propagandası, diğer taraftan da bu propagandaya aldanan öğretmen adaylarına işsizlik, mağduriyet ve ciddi anlamda yoksulluk getiren bir uygulamayla karşı karşıyayız.

Değerli milletvekilleri, yeni Millî Eğitim Bakanıyla da biz görüşme yaptık, o görüşmede AK PARTİ'li bir milletvekili arkadaşımız da vardı. Yeni Millî Eğitim Bakanımız da bize, bu öğretmenlerin sözleşmeli olarak istihdam edileceğini ya da her ile norm kadro havuzu üzerinden bir istihdam yapılacağını, bu konuda gerekli talimatları verdiğini söyledi. Bunu söylemesine rağmen, bugüne kadar bu konuda tek bir somut gelişme yaşanmadı. Hatta Millî Eğitim Bakanlığının ve Bakanlık yetkililerinin son açıklamalarında da bu öğretmenlerin ek ders ücreti üzerinden istihdam edileceği belirtiliyor. Yani asgari ücretten daha düşük bir ücretle bu insanların bir yıl boyunca işini gücünü bırakarak, ailesini bırakarak, özveriyle, fedakârlıkla kazanmış oldukları bir hakkın gasbına yönelik bir AK PARTİ uygulamasıyla karşı karşıyayız. Bu yanlıştan bir an önce vazgeçilmelidir. Kürtçe öğretmen adayları, söz verildiği şekilde, kalıcı bir çözüm bulununcaya kadar sözleşmeli statüsünde istihdam edilmelidir. Artuklu Üniversitesine formasyon hakkı tekrar verilmelidir. Bu okullarda istihdam edilmeyenler de halk eğitim merkezlerinde, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülecek projelerde mutlaka istihdam edilmelidir. Bu öğretmen adaylarının sorunları ve sıkıntıları büyüyor. "Eğer bir çözüm geliştirilmezse bizler Millî Eğitim Bakanlığı önünde açlık grevine başlayacağız." diyorlar.

AK PARTİ'nin Kürtçeye, Kürt diline ve diğer dillere yaklaşımını da teşhir eden bu konuda, bir an önce kamuoyunu ve öğretmen adaylarını tatmin edecek bir açıklama yapmaya davet ediyoruz.

Teşekkür ederim. (BDP sıralarından alkışlar)