GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBUNUN, TOKAT MİLLETVEKİLİ REŞAT DOĞRU VE ARKADAŞLARININ UYUŞTURUCU KULLANMA YAŞININ 11 YAŞLARA YANİ İLKÖĞRETİM ÇOCUKLARINA KADAR YAYGINLAŞTIĞININ ARAŞTIRMALARDA ORTAYA KONMASINA RAĞMEN OKULLARIMIZDA UYUŞTURUCU KULLANMA VE MADDE BAĞIMLILIĞI DURUMUNUN TESPİTİ, VARSA ALINMASI GEREKEN TEDBİRLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 13/11/2012 TARİH VE 2012/6735 SAYI İLE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERMİŞ OLDUĞU MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 23 EKİM 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:8
Tarih:23.10.2013

REŞAT DOĞRU (Tokat) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ülkemizde ve okullarımızda özellikle, uyuşturucu kullanma ve madde bağımlılığı durumunun tespiti ve alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla arkadaşlarımızla vermiş olduğumuz araştırma önergesi üzerine söz almış bulunuyorum.

Akıl ve beden sağlığının en büyük düşmanı olan uyuşturucu ve madde bağımlılığını, başta gençler arasında olmak üzere herkesi etkileyebilen, biyolojik, ruhsal, psikolojik ve sosyal boyutları olan bir sağlık sorunu yanında toplumu ve geleceğimizi çürüten bir sorun olarak da tanımlamak mümkündür. Ülkemizde uyuşturucu madde kullanımı dünyada birçok ülkede olduğu gibi her geçen gün artmaktadır, uyuşturucu kullanım yaşı da 11 yaşlara kadar da inmiştir yani ilköğretim çocuklarına kadar yaşın inmiş olduğunu görüyoruz. Bu, çok vahim ve ağır bir tablodur. Okullarımızda bu yönlü araştırmaların yapılıp gerekli önlemlerin alınmasının zamanı geçmektedir. Araştırma önergemiz de zaten bu amaçla tanzim edilmiştir.

Günümüzde madde kullanımının önüne geçilmediği takdirde ülkelerin en önemli sorunu olarak karşımıza geleceği açıktır. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının sosyal düzende yapmış olduğu tahribatlar maalesef aileleri birçok problemlerle karşı karşıya bırakmıştır. Ülkemizde çiftçi, memur, emekli, işçi, iş adamı, esnaf çok büyük sıkıntı ve problemlerle karşı karşıyadır. Bunlara bağlı olarak borçlar ödenememekte, her geçen gün icralarla karşılaşılmaktadır. Bu da toplumun psikolojisini bozmakta, insanları umutsuzluğa itmektedir. Sonuçta da insanlarda madde kullanımı her geçen gün artmaktadır. Gençler, erişkinler, kadınlar, yaşlılar, madde bağımlısı hâline, her geçen gün, maalesef gelmektedir. AKP iktidarı bu gençleri görmelidir, bu insanları mutlaka görmelidir. Başta büyük şehirler olmak üzere birçok ilimizde uyuşturucu ve diğer madde bağımlısı sayısı her geçen gün artmakta, aileler dağılmaktadır.

Millî Eğitim, Aile ve Sosyal Politikalar, Sağlık Bakanlığı yetkilileri gençlere ve halka neden sahip çıkmamaktadır? Bakanlıklar, özellikle, pansuman tedbirlerle bu önemli konuyu maalesef geçiştirmektedir. Ancak bugüne kadar genel nüfusta madde kullanım yaygınlığı alanında ülke genelini kapsayan çok ciddi çalışmaların da devlet tarafından yapılmış olduğunu görmüyoruz. 2003 yılında, Birleşmiş Milletlerin desteklediği, Türkiye'de hane halkını, öğrenciler ve hapishanedeki nüfusu kapsayan bir örnekleme tasarımı ile 6 ilde bir araştırma yapılmıştır. Bu araştırmaya göre 15 ile 64 yaş arasında afyon ve türevi maddelerin en az bir kez deneme oranı yüzde 0,5'lerde; solvent ve yapıştırıcı maddelerin en az bir kez denenme oranı ise yüzde 0,6 olarak tespit edilmiştir.

2010 yılında TUBİM'in Ankara ilinde yapılan pilot araştırmasında ise esrarın en az bir kere denenme oranı yüzde 1,6'lardadır. Son bir yılda kullanım oranının -yüzde 0,8 olarak- yüzde 1'lere doğru çıkmakta olduğu görülmüştür.

Yine, 2010 yılında TUİK tarafından yapılan araştırmada ise herhangi bir uyuşturucuyu en az bir kere deneme oranı yüzde 1'ler seviyesine doğru yükselmektedir.

Erkeklerde madde kullanımı en az bir kere deneme oranı yüzde 1,26; bayanlarda ise bu oran yine yüzde 0,61 olarak belirlenmiştir.

Ayrıca, öğrenciler arasında yapılan araştırmalarda da herhangi bir, yasa dışı, bağımlılık yapan maddenin en az bir kere denenme oranı ortalama yüzde 1,5 olarak görülmektedir. Bu oran erkeklerde yüzde 2,3, kızlarda yüzde 0,7 olarak görülmüştür. Öğrencilerin yüzde 1,1'inde de ailesinde, tütün ya da alkol dışında başka madde kullanan birisinin olduğu da tespit edilmiştir.

Maddeyi ilk kez kullanma yaşı ortalaması ise 14 civarındadır.

Bu araştırma sonuçlarına bakılınca konunun ne kadar önemli olduğu bir kez daha göz önüne alınmalıdır. Anayasa'mızın 58'inci maddesinde "Devlet, gençleri uyuşturucu maddelerden korumak için gerekli tedbirleri alır." ibaresi bulunmaktadır. Bundan dolayı da devlet, önleme faaliyetlerini süratle yapmalıdır.

Koruyucu hekimlik yani maddeye hiç başlamamak korunmanın temeli olmalıdır. Madde bağımlılığı tedavisi ve topluma yeniden kazandırılması için harcanan emek ve maliyet, önleme boyutunda harcanan emek ve maliyetten çok fazladır. Bundan dolayı da çevresel önleme çalışma grupları mutlaka oluşturulmalıdır. Okul, aile, toplum odaklı çalışmalar mutlaka yapılmalıdır.

Uyuşturucunun hedefinde çocuk ve gençler başta gelir. Bundan dolayı da risk altındaki gruplara yönelik çok yönlü değerlendirmeler yapılmalıdır.

Ankara'da yine 7 farklı lisede yapılan araştırmada, lise öğrencileri arasında yüzde 13,2 sigara, yüzde 23,5 alkol, yüzde 2,3 hayatta en az bir kere uyuşturucu madde kullanılmış olduğu tespit edilmiştir. Bu büyük tehdide rağmen okullarımızda uyuşturucu madde kullanımı konusunda dokuz yıldır maalesef araştırma yaptırılmamaktadır.

Avrupa'da uygulanan ve ülkemizde uygulanması istenen ESPAD yani Avrupa Genelinde Madde Kullanımı Değerlendirme Projesi, 2003 yılından itibaren, Millî Eğitim Bakanlığı izin vermediğinden dolayı maalesef yapılmamıştır yani okullarımızda gençler arasında istatistiki genel bilgiler 2003 yılının öncesine dayanmaktadır. Bu, doğru değildir. Bugünkü zamanda ülkemizde birçok şehirde, özellikle bazı semtlerde gençler arasında bali, tiner, uyuşturucu kullanımından dolayı neredeyse yürünemez, gezilemez durumlar vardır, hatta bazı yerlerde öldürme vakalarına yani masum insanlara saldırılara bile rastlanmaktadır. Çocuklarımız, gençlerimiz kötü alışkanlıklarının kurbanı olmaya devam etmektedir. Bunun da en önemli sebeplerinin başında ailelerdeki işsizlik, yoksulluk, çocuklara ilgisizlik, fakirlik gelmektedir. AKP iktidarında işsizlik ve yoksullukla yeterli mücadele ne denirse densin sağlanamamıştır. Emekliler, memurlar, esnaf ve çiftçiler, iş adamları, engelliler çok zor şartlar altında yaşam mücadelesi vermektedir.

Evde geçim zorluğu aile bağlarını etkilemekte ve çocuklar ilgisiz, sahipsiz kalabilmektedir. Ayrıca, aile bireyleri arasındaki çeşitli diyalogsuzluk da çocukları dışarıya, dış dünyaya sevk etmekte, kötü alışkanlıklarla maalesef baş başa bırakmaktadır.

Sonuçta, çocuklarımız kabul edilemeyecek çok kötü durumlarla karşılaşmaktadır. Bundan dolayı da başta siyasiler olmak üzere, toplumun her ferdi bu konuda sorumlu olduğunu düşünmelidir. Onun için de Sağlık Bakanlığına, Millî Eğitim Bakanlığına, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına, Gençlik ve Spor Bakanlığına, İçişleri Bakanlığına çok önemli görevler düşmektedir. Konu basit önlemlerle maalesef çözülecek gibi değildir.

Gençler üzerinde çeşitli projeler yapılıp meşguliyetleri arttırılmalıdır, yönlendirilmelidir. Aile bağları mutlaka kuvvetlendirilmeli, bu yönlü projeler Aile Bakanlığı vasıtasıyla mutlaka gündeme getirilmeli ve uygulamaya konulmalıdır.

Bugün dış dünyada, özellikle Batı'da, gelişmiş ülkelerde madde bağımlılığı ve uyuşturucu kullanımı her geçen gün artıyorsa bunun analizi ülkemiz yetkilileri tarafından çok yönlü olarak da yapılmalıdır. Madde temininden tutun da uyuşturucu kullanımına kadar her yerde devlet mutlaka müdahil olmalıdır.

Özellikle PKK'nın ve diğer terör örgütlerinin gelir kaynaklarının birçoğu uyuşturucu ticaretinden olmaktadır, bu unutulmamalıdır. Yaklaşık olarak 10 milyar doların üzerinde paranın bu piyasada döndüğü ve gelir olarak da bu örgütlerin elinde bulunduğu da unutulmamalıdır.

Ülkemiz uyuşturucu olayları konusunda da sıkıntı içerisindedir. 2011 yılında ülkemizde 67.099 uyuşturucu olayı meydana gelmiş, bu olaylarda 105.665 kişi yakalanıp adliyeye sevk edilmiştir. Bu olayların yüzde 87'si uyuşturucu madde kullanma ve bulundurma, yüzde 13'ü ise satma ve kaçakçılık suçlarından oluşmaktadır. Cezaevlerinde uyuşturucu suçundan yatanların oranı her geçen gün maalesef artmaktadır.

Bugün ülkemizde TUBİM yani Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi çok yönlü çalışmalar yapmaktadır. Geçtiğimiz günlerde TUBİM, ulusal uyuşturucu madde kullanımı ile mücadele konusunda uluslararası bir konferans tertiplemiştir. Yani o konuda TUBİM yetkililerine candan tebriklerimi sunmak istiyorum. Hakikaten, bu yönlü olarak tek başlarına işleri götürmeye yani mücadele yapmaya çalışıyorlar. Ama sorun onların sorunu değil, sorun devletin sorunudur. Sorun bir sağlık sorunudur, herkesin sorunudur.

26 Haziran, Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığıyla Mücadele Günü olarak kabul edilmiştir. En azından bu günler, bu haftalar Türkiye'nin her tarafında farklı şekilde değerlendirilmeli, okullarımız başta olmak üzere her yere ulaşılarak insanlarımız korunmalıdır.

STK'lara etkinliklerini yapmaları noktasında destekler verilmelidir, halk aydınlatılmalıdır. Ancak gördüğümüz kadarıyla bu iş sadece Emniyet Genel Müdürlüğü ve üç beş tane STK kuruluşunun elinde kalmaktadır, bu da doğru değildir.

Ayrıca, bunların yanında, Türkiye'nin dışında, Avrupa'da da yaşayan 5 milyonun üzerinde insanımız vardır. Bunların çocukları üzerinde de çok ciddi manada uyuşturucu kullanımıyla ilgili sıkıntılar vardır. Avrupa'daki hapishanelere bakıldığı zaman, özellikle Almanya'da 30 binin üzerinde genç insanımız hapishanelerde yatmaktadır ve bunların birçoğunun da uyuşturucu suçundan dolayı yatmış oldukları görülmektedir. Yani ülkemizin içerisinde ve dışındaki, Türk dünyasındaki, Türkiye'nin dışındaki gençlerimize ve insanlarımıza sahip çıkma görevinin de herhâlde bizim olduğunu söylememiz gerekmektedir.

İnanıyorum ki bu araştırma önergemiz bu yönlü olarak değerlendirilir ve geçen dönemde kurmuş olduğumuz komisyonun bir benzerini de bu konuda kurarız, gerekli önlemleri alırız diyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)