| Konu: | BDP GRUBUNUN, BDP GRUP BAŞKAN VEKİLİ BİNGÖL MİLLETVEKİLİ İDRİS BALUKEN'İN 23/10/2011 TARİHİNDE MEYDANA GELEN VAN DEPREMİNİN ARDINDAN VANLI YURTTAŞLARIN YAŞADIĞI OLUMSUZLUKLARIN, VAN'A TÜRKİYE'NİN DİĞER YERLERİNDEN YAPILAN YARDIMLARIN AKIBETİNİN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 23/10/2012 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERMİŞ OLDUĞU MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 24 EKİM 2013 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 9 |
| Tarih: | 24.10.2013 |
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekili arkadaşlar, Van depreminin üzerinden tam iki yıl, bir gün geçti ve bu iki yıl içerisinde biz sürekli Van depremini ve Van depreminden arta kalan trajedileri bu kürsüden konuşmaya çalışıyoruz, dillendirmeye çalışıyoruz, gündeme taşımaya çalışıyoruz ama maalesef Hükûmet her defasında buraya çıkıp sadece kuru bir propaganda yapıp orada yaşanan trajedileri, orada yaşanan sıkıntıları görmezden geliyor. Görmezden geldiği gibi Türkiye kamuoyuna da bambaşka bir tablo şeklinde farklı şeyler anlatmaya başlıyor.
Sormak istiyorum, eğer Van'da hiçbir sıkıntı olmamış olsa, mağduriyetler bugün devam etmemiş olsa depremzedeler neden altmış küsur gündür açlık grevini sürdürüyorlar? Bir sebebi olmalı. Herhâlde çıkıp "Bunu da BDP kışkırttı, onları açlık grevine sevk etti, teşvik etti." diyemezsiniz. Orta yerde bir sıkıntı var. Niye? Konut yapılmadığı gibi yani bu depremzedelere söz verildiği hâlde konutlar yapılıp teslim edilmediği gibi, deprem sürecinde Türkiye'nin dört bir yanından değişik kentlerden hayırsever insanlarımızın yardımlarıyla Van'a kurulan konteynerler sökülüp Malatya'ya götürüldüğü için bu insanlar bugün açlık grevindeler. Niye ifade etmiyorsunuz? Sayın Çiftçi, niye ifade etmiyorsunuz? Van'daki konteynerlerin içindeki insanların çıkarılıp, sökülüp Malatya'ya götürülüp Suriye'den gelecek mülteciler, sığınmacılar için tahsis edildiğini niye söylemiyorsunuz? Pembe tablo çizmek kolay: "Her gün oradayız, hiç sorun yok..." Bizim söylememize gerek yok, siz kendiniz itiraf ettiniz, gecikmeli olarak oraya müdahale edildiğini, ihmalden kaynaklı can kayıplarının fazla olduğunu Hükûmet mensupları ifade etti, biz ifade etmedik.
Şimdi soruyoruz: Altmış küsur gündür insanlar açlık grevindeler, sebebini de açıkça ifade ediyoruz. O insanların içinde yaşadıkları konteynerler sökülüp Malatya'ya götürüldükleri için o insanlar şimdi yeniden yazlık çadırlarda ya da başka kentlerde sürgün yaşayarak kışı geçirmek durumunda kalacaklar.
"Konut yaptık." diyorsunuz, o konutta yaşayan insanlarla gidip görüşmeye cesaret edemiyorsunuz. Mademki 26'sında, 27'sinde Sayın Başbakan Van'da olacak, öneriyorum, siz Van milletvekilleriyle birlikte buyurun gidin, o konutlara gidin. O konutlarda yaşayan insanlarla görüşmenizi öneriyorum, açlık grevinde olan insanlarla görüşmenizi öneriyorum, sıkıntılarını bire bir onların dilinden dinleyin, onlardan dinleyin; öneriyorum, gidiyorsanız bunu yapın. Kuru beton diktiniz oraya, TOKİ marifetiyle oraya kuru betonlar dikildi ancak bu konutların hiçbirinin altyapı sorunları çözülmedi; kimisinde su yok, kimisinde kanalizasyon yok, kimisinde elektrik yok. Nasıl konut bitirdiniz, nasıl teslim ettiniz?
Van depreminden Türkiye halkının tamamının çıkaracağı bir ders var, çıkaracağı bir sonuç var. O sonuç şu: AK PARTİ Hükûmetinin marifetini Türkiye kamuoyu görecek orada. Nedir? İnsanların yaşadıkları travmalardan nasıl ticaret yapılır, nasıl o travmaların ticareti yapılır, bunu Türkiye kamuoyu AK PARTİ Hükûmetinden öğrenir. Deprem vesile edilerek, Van depremi vesile edilerek, o yıkım vesile edilerek Van halkı yediden yetmişe devlete müşteri pozisyonuna getirildi, TOKİ'ye müşteri pozisyonuna getirildi. Konut yaptınız, vatandaşa satıyorsunuz. Beleşe mi satıyorsunuz, maliyetine mi satıyorsunuz? Hayır, kârınızı koyuyorsunuz, parası olana ancak satıyorsunuz. Depremin ticaretini iyi becerdiniz.
Türkiye kamuoyunun kardeşlik göstergesi olarak Van'a gönderdiği yardımlardan da siyasi rant sağlayan sizlersiniz, biz değiliz. Siyasi getirisini, götürüsünü siz çok iyi hesapladınız. Şimdi, o cilaladığınız tablodaki boyalar dökülmeye başladı, gerçek açığa çıkıyor.
İki yıldır burada ifade ediyoruz, bakın, Van depreminden sonra sizin yaklaşık altı ay sonra gündeme getirdiğiniz yasayla Van'a yaklaştınız yani yürürlükte olan deprem yasasından hareketle Van'a yaklaşmadınız, altı ay sonra Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine getireceğiniz izafi yasaya göre meseleye yaklaştınız. Van'ı ilk günden itibaren, 1957'de çıkarılan deprem yasasına dayalı olarak sizin "afet bölgesi" ilan etmeniz gerekiyordu. Her defasında ifade ettik, çıkmayan, daha sonra çıkarılacak olan yasadaki sizin kafanızdaki şablona göre cevap verdiniz: "Yok efendim, afet bölgesi ilan edilirse çivi çakılamazmış." Ama yasada böyle bir şey yoktu, o dönem yürürlükte olan yasada böyle bir şey yoktu. Mayısta geldi, Mayıs 2012'de yasa getirdiniz gündeme, o zaman gerçek açığa çıktı, siz esasında sonradan getireceğiniz yasayı konuşuyormuşsunuz da Türkiye kamuoyunun haberi yok.
İfade ediliyor: "Van'a su getirildi." Allah aşkına, bunu hangi yüzle söylüyorsunuz ya? Van Belediyesi parasını tıkır tıkır ödeyerek Van'a suyu getiriyor, babanızın parasını vermiyorsunuz, cebinizden para vermiyorsunuz Van'a. Van Belediyesini borçlandırıyorsunuz, kredi sağlıyorsunuz ve o belediye kendi kentine su getiriyor. Ankara Belediyesine sağlanan neyse budur. İstanbul Belediyesine belki sağlanan imkânlar neyse o anlamda, kredi hangi şartlarda veriliyorsa, daha zor şartlarda Van Belediyesine sağlanıyor. Şimdi çıkıp rahatlıkla diyorsunuz ki: "Ya, biz Van'a su getirdik." Ya, Van'daki suyu kurutmayın da gerisini getirmeyin. Siz Van'daki suyu kuruttunuz.
Vatandaşı devlete müşteri yaptınız; çocuğu ölmüş, sakat kalmış, mağduriyet yaşamış insanları siz devlete müşteri yaptınız. Van depremindeki tek marifetiniz budur, ticaretini iyi becerdiniz. Hesabını verin. Mademki 5 milyar para geldi Van'a, dökümünü, çıkın kamuoyuyla paylaşın. Nereye harcandı bu paralar? Bir iki kalem söyleyeyim size: Valiye lüks saray yapıldı. Devletin şu anda Van'da bir sırça köşkü var. Hangi paralarla yapıldı? Depremzedelere toplanan yardımlarla yapıldı. Eskisinden duvarları daha kalın bir emniyet müdürlüğü var. Hangi parayla yapıldı? Deprem paralarıyla yapıldı, deprem yardımlarıyla yapıldı.
Onun dışında bir şey var mı? İfade edemezsiniz. Yaptığınız konutların, TOKİ'nin yaptığı konutların daha üzerinden bir yıl geçmedi, boyaları dökülüyor, suyu bağlanmadan musluğu çürüdü, vatandaşa da kârınızı da üzerine koyarak sattınız.
Şimdi biz bunları dillendirirken "Ya, ikide bir bu konu gündeme geliyor..." Ya, kusura bakmayın, vallahi, bugün 24 Ekim, iki hafta sonra 9 Kasım. Yine gündemde olacak, her vesileyle gündemde olacak. Bu sorun, bu mağduriyetler giderilmediği sürece gündeme getireceğiz, gözünüzün içine de baka baka gerçekleri Türkiye kamuoyuyla da paylaşacağız.
Van'da bir trajedi var. İnsanlar sorunlarını Türkiye kamuoyu nezdinde görünür kılmak için bedenlerini açlığa yatırmışlar. Bir siyasal amaç için değil, başlarını sokabilecekleri bir evleri olsun diye.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Hatta, bir evleri bile değil, daha önce deprem yardımlarıyla Van'a götürülen konteynerler ellerinden alınmasın, alınanlar geri verilsin diye bedenlerini açlığa yatırdılar. Bu gerçeği görmeniz gerekir. Bir iki yıl sonra çıkıp tekrar tekrar Van'a başsağlığı dilemeyin.
BAŞKAN -Teşekkür ederim.
ADİL ZOZANİ (Devamla) - İlk günde yarattığınız tahribat için özür dileyin. O günden bugüne kadar Van halkının sıkıntılarını, sorunlarını çözecek hiçbir şey yapmadığınız için özür dileyin.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Zozani.
ADİL ZOZANİ (Devamla) - Gerçekten, AK PARTİ mensupları da gerçeği görmek istiyorlarsa Meclise vermiş olduğumuz bu araştırma önergesinin lehinde oy kullanırlar; bizler, sizler, diğer muhalefet partisi mensuplarıyla birlikte gider, Van'ın gerçeğini görürüz.
Kabul etmeniz dileğiyle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)