GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ GRUBUNUN, GENEL KURULUN ÇALIŞMA SAATLERİNİN VE GÜNDEMDEKİ SIRALAMANIN YENİDEN DÜZENLENMESİNE; İSTANBUL MİLLETVEKİLİ OSMAN AŞKIN BAK VE 102 MİLLETVEKİLİNİN, TÜRK SPORUNDA YAŞANAN DOPİNG VAKALARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA BİR MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGESİ VE BU KONUDA VERİLMİŞ DİĞER MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİNİN, GENEL KURULUN 5 KASIM 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN BİRLEŞTİRİLEREK AYNI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA; GENEL KURULUN 12, 19 VE 26 KASIM 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMLERİNDE BİR SAAT SÖZLÜ SORULARIN GÖRÜŞÜLMESİNİ MÜTEAKİP DİĞER DENETİM KONULARININ GÖRÜŞÜLMEYEREK GÜNDEMİN "KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER" KISMINDA YER ALAN İŞLERİN GÖRÜŞÜLMESİNE; 5, 6, 13, 20 VE 27 KASIM 2013 GÜNKÜ BİRLEŞİMLERİNDE SÖZLÜ SORULARIN GÖRÜŞÜLMEMESİNE; 490 VE 477 SIRA SAYILI KANUN TASARILARININ İÇ TÜZÜK'ÜN 91'İNCİ MADDESİNE GÖRE TEMEL KANUN OLARAK BÖLÜMLER HÂLİNDE GÖRÜŞÜLMESİNE
Yasama Yılı:4
Birleşim:10
Tarih:30.10.2013

MUHARREM İNCE (Yalova) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Gündem, Meclisin çalışma saatleri, hiç inandırıcı gelmiyor ki bana. Yani, AKP'den önce temel kanun bir ayrıcalık olarak, bir ihtiyaç duyulduğunda kullanılmış, şimdi onun 10 katı temel kanun var. Gündem: E, bir söylediğiniz diğer söylediğinizi tutmuyor ki sizin gündeminize uyalım.

Bakın, bugün Türkiye neyi konuşuyor, 2008'de neyi konuşmuş ona bir bakalım. Burada Hüsnü Tuna diye bir arkadaşımız vardı, AKP Konya Milletvekili. Bir açıklama yaptı, dedi ki: "İnşallah hedefimiz kamu hizmetlerinde de yani kamu hizmeti veren personelde de böyle bir yasağın olmamasıdır." Tarih veriyorum: 24/01/2008. Hemen 27'sinde bir daha açıklama yaptı: "Bunlar partimin değil benim görüşlerim." dedi. 27'sinde, aynı gün, Grup Başkan Vekili Sayın Canikli: "Bizim tek bir derdimiz var o da üniversitedeki çocuklarımızdır." dedi. Aradan iki gün geçti, Başbakan açıklama yaptı, dedi ki: "Tek hedefimiz... Üniversite kapılarındaki kızlarımızın mağduriyetini gidermekten başka hiçbir şeyi amaçlamadığımızın bilinmesi lazım." Bunları söyleyen Başbakanın kendisi. İşte ikiyüzlü politika böyle bir politika; halktan gizleyen, gizli gündemi olan... Erken konuştuğu için de bu sefer Hüsnü Tuna'yı 13 Şubatta disipline verdiler. Parti disiplinine aykırı hareket ettiği gerekçesiyle Hüsnü Tuna'yı, uyarı için, uyarı cezasıyla disipline sevk ettiler ve 8 Nisan 2008'de Konya Milletvekili Hüsnü Tuna'ya uyarı cezası çıktı. Yazık değil mi? Bugün konuşuyorsunuz, 2008'de niye ceza verdiniz o zaman milletvekilinize? Niyetinizi erken söylediği için mi?

Şimdi, değerli arkadaşlarım, bakın, yine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Leyla Şahin davasıyla ilgili kararından sonra 14/11/2005'te Sayın Bülent Arınç'ın açıklamasını okuyorum: "Boynunda haç taşıyan bir kamu görevlisi Hristiyanlığı sembolize ederse, bir Musevi başındaki takkesiyle veya bir Müslüman başörtüsüyle karşısındakine mesaj vermeye çalışan kamu görevlisi kendisinden eşit hizmet almaya çalışanlara bir korku verebilir, tarafsız davranamayacağı konusunda bir endişe verebilir. Kamu görevlilerinin dinî sembol takmaları bu nedenle yasaklanmıştır." Bunları ben söylemedim, Cumhuriyet Halk Partisinin Sayın Genel Başkanı da söylemedi. Bunları söyleyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç. Onun için sizin gizli gündeminiz var, onun için size inanmıyoruz, onun için size güvenmiyoruz.

AHMET YENİ (Samsun) - Millet inanıyor, millet!

MUHARREM İNCE (Devamla) - Size bir tane sorum olacak. "Üniversiteli kızlarımızla sınırlı." dediniz, kamuda öğretmen dâhil, hâkim, savcı, polis hariç. Beş sene sonraki gündeminiz ne olacak? Sorum şu: Beş sene sonra "Öğretmenler başı açık giremez." diye karar mı çıkaracaksınız? (CHP sıralarından alkışlar) Sorum bu kadar açık. Adım adım, adım adım... Sorum şu: Beş sene sonra "3 yaşındaki çocuğa türban takılacak." diyecek misiniz, demeyecek misiniz? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Siz on bir yıl bekleyip bugün niye gündeme getiriyorsunuz biliyor musunuz, söyleyeyim mi? Seçim yaklaştı, istismar zamanı, istismar mevsimi açıldı, artık istismar zamanı. Sandık yaklaştı, oylarınız düşüyor, meydanlarda "Benim başörtülü bacım." Size onu dedirtmeyeceğiz, size o istismarı yaptırtmayacağız, bunu bilin, size o istismarı yaptırmayacağız. Millete sizin nasıl bir ikiyüzlü politika uyguladığınızı göstereceğiz. Eski sözlerinizi... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Bu sözler bana ait değil, bu sözler size ait.

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Sana ne?

MUHARREM İNCE (Devamla) - Hanımefendi, o zaman sen de takar gelirsin yarın.

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Bu benim özgürlüğüm takarım, seni ilgilendirmez.

MUHARREM İNCE (Devamla) - Bir başkası, arkadaşımız, hacca gitmiş, Allah kabul etsin, hiçbir itirazım yok.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Konuştukça batıyorsun.

MUHARREM İNCE (Devamla) - Ama, şunu söyleyeceğim: Bugün açıklama yapıyor...

AHMET YENİ (Samsun) - Sayın İnce...

BAŞKAN - Sayın Yeni, lütfen...

MUHARREM İNCE (Devamla) - Ben de gideceğim, merak etme. Ben arkadaşlarıyla gittim oraya bir yere ama fotoğraflarımı paylaşmadım, zamanı gelince konuşuruz.

Bakın, arkadaşımız açıklama yapmış. Bir baktım, iki buçuk yıldır milletvekili bir kere kürsüye çıkmamış. Ya, sen sigortasız çalışan kadınları konuşmamışsın, atanamayan öğretmenleri konuşmamışsın, bir kere gelip de bu kürsüye bir kez kadın sorunlarını anlatmamışsın, açıklama yapıyorsun: "Temizlendim, geldim." diye. E, kapanmayanlar kirli mi? Böyle bir mantık olabilir mi? Böyle bir şey olabilir mi? Bir kez olsun kürsüye çıkmamışsın, demek ki sen militanca davranacaksın, demek ki senin derdin bu, demek ki senin derdin Türkiye'nin sorunları değil.

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Niyet okuyuculuğu yapıyorsun yine.

MUHARREM İNCE (Devamla) - Kamu İhale Kanunu'nu 100 kez değiştireceksiniz, Şans Topu'nu siz bulacaksınız, beygirleri yedi gün yarıştıracaksınız, İddaa'yı siz bulacaksınız, Türkiye'de kumarı 7 katına çıkaracaksanız ama takmışsınız bir yerlere, oradan siyasi sembolleri dinî sembollerle karıştırarak millete istismar edip onların oyunu almak istiyorsunuz.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Dünyanın gündemi Marmaray.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Tabanvay, Marmaray'ın yerine tabanvay.

MUHARREM İNCE (Devamla) - Müslüman kardeşlerimiz öldürülürken siz Müslümanları öldüren Amerikan askerlerine dua etmediniz mi? Siz Mısır'da laiklik pazarlayıp kendi ülkenizde laikliğin canına okumadınız mı?

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Dün Marmaray, bugün tabanvay.

MUHARREM İNCE (Devamla) - Siz "Türkiye'de türban yüzde 1,5'un sorunudur." demediniz mi? Siz "Yaşam tarzına müdahale etmeyiz." deyip etek boyu ölçmediniz mi? Siz mücahitlik taslayıp müteahhitlik yapmadınız mı?

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Hem de nasıl, hem de nasıl.

MUHARREM İNCE (Devamla) - Siz "Kız çocuklarım türban yüzünden okuyamadı." deyip erkek çocuklarınızı da Amerika'ya gönderip okutmadınız mı? Siz kamu personeli ideolojisini açıkladı diye onlara ceza kesip kamu personelinin dinî inancını açıkça ilan etmesine ses çıkarmadınız mı? Askere alırken mezhebini sormayıp şehit olan Alevi çocuğun cemevindeki cenaze törenine devlet erkânını göndermeyen siz değil misiniz? Terör saldırısı sonucunda şehit olan vatandaşlarımıza "53 Sünni vatandaşımız" diye ayrımcılık yapan siz değil misiniz? 35 yurttaşımızı yakarak öldürenlerin davası zaman aşımına uğradığında "Hayırlı olsun." diyen siz değil misiniz? "Faiz haram" deyip faizle bir yaşam kuran bu devlet, bu millet, bu Hükûmet değil mi?

Değerli arkadaşlarım, sizler bunun istismarını yapıyorsunuz. Türkiye'de özgürlükleri yok ettiniz. Haberleşme özgürlüğü yoktur, Türkiye'de seyahat özgürlüğü yoktur; bugün özgürlükten söz ediyorsunuz.

Müslümanlar ikiye ayrıldı. Bir, bizim gibi kalubeladan beri Müslüman olanlar, bir de AKP'den sonra Müslüman olanlar çıktı başımıza. (CHP sıralarından alkışlar)

AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) - Bunlar çok ayıp sözler.

MUHARREM İNCE (Devamla) - Sizin İslam anlayışınız, sizin Müslümanlık anlayışınız sakat bir anlayış üstüne kurulmuştur.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Çok geride kaldın sen çok.

MUHARREM İNCE (Devamla) - "Başbakana dokunmak ibadettir." diyenler, Başbakanın doğduğu, yaşadığı şehirleri mübarek kabul edenler...

GÖKCEN ERDOĞAN ENÇ (Antalya) - Yok öyle bir şey ya.

MUHARREM İNCE (Devamla) - ...Başbakan için şükür namazı kılanlar, "Kazlıçeşme'ye gitmek farzıayındır." diyenler, "Recep Tayyip Erdoğan sünnetidir bu." diyenler sakat bir İslam anlayışının temsilcisidir. Bu anlayışları biz yapmadık, bu anlayışların tümünü siz yaptınız sayın milletvekilleri.

Bakın, değerli arkadaşlarım, Meclise bir kadın arkadaşımızın türbanla gelip gelmemesi çok önemli değil.

GÖKCEN ERDOĞAN ENÇ (Antalya) - Başörtüsü.

MUHARREM İNCE (Devamla) - Başörtüsü, fark etmez, çok önemli değil.

GÖKCEN ERDOĞAN ENÇ (Antalya) - Önemli.

MUHARREM İNCE (Devamla) - Önemli olan ne biliyor musunuz? Bu Meclisin itibarını kurtarmaktır, bu Meclisin onurunu kurtarmaktır. Önemli olan Sayıştay raporlarının Meclise gelmemesidir, yolsuzluktur, yolsuzluk. (CHP sıralarından alkışlar) Yolsuzluktur, hırsızlıktır, yetim hakkı yemektir, din istismarcılığı yapmaktır, seçim yaklaşınca dini hatırlamaktır. Bu fakir milleti, bu fukara milleti kandırmaktır, onları istismar etmektir. Bana, ne milletvekilliğinden bahsediyorsun? Sen de milletvekilisin, ben de milletvekiliyim. İktidar-muhalefet fark etmez. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Sayıştay raporları gelmemişse bu Meclise hakaret yapılmıştır. "Sen kimsin? Sayıştay, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetim yapar. Sen kimsin de bu raporları Meclise göndermiyorsun?" deyip çıkacak bir babayiğit yok içinizde. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Meclisin onuru böyle kurtarılır, Meclisin saygınlığı böyle korunur! Yoksa, doksan üç yıldır kimsenin aklına gelmemiş konuları...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUHARREM İNCE (Devamla) - Tek uyanık siz değilsiniz.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)