GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:106
Tarih:15.05.2012

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 180 sıra sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; günümüzde kentleri piyasa aktörlerine açmanın temel aracı olarak görülen kentsel dönüşüm projeleri, özellikle büyük kentlerde ardı ardına uygulamaya konulmaktadır. Kentsel dönüşüm projeleri, yoksulları, emekçileri ve marjinal grupları kentlerin dışında oluşturulan yeni yaşam alanlarına gitmeye zorlamakta ve çekici kentsel mekânları zengin grupların ve sermayenin kullanımına açma kaygısı taşımaktadır. Bu özellikleriyle kentsel dönüşüm projeleri, yoksul ve marjinal gruplar başta olmak üzere, hemen hemen tüm kentlilerin barınma ve konut haklarına yönelik saldırıları da içermekte ve yerleşme özgürlüklerini ihlal etmektedir. Sosyal ve ekonomik dengesizliklerin yoğun olarak yaşandığı kentlerimizde merkezî ve yerel yönetimler temel sorumluluklarından biri olmasına karşın bu dengesizlikleri giderecek politikalar geliştirmekten ve uygulayabilmekten uzak görmektedirler. En temel haklardan biri olan barınma hakkı, günümüzde özellikle kent merkezlerindeki gecekondu bölgelerini, çöküntü alanlarını, merkezî yoksul mahalleleri ve benzerini hedef alan kentsel dönüşüm projeleriyle ihlal edilmektedir. Bu ihlaller vatandaşların yaşam alanlarından edilmelerine kadar uzanmaktadır. Kentlerin rant sağlanabilecek merkezî alanlarına daha iyiye dönüştürme vaatleriyle el konulmakta ve bu alanlarda yaşayan yoksul marjinal gruplar kendi yaşam alanlarından uzaklaştırılmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu tasarının yasalaşması durumunda Bakanlar Kurulu, Bakanlık ve TOKİ yüzde 90'ı deprem riski altında gerekçesiyle ülke toprağını hiçbir kayıt ve koşula bağlı olmaksızın istediği imar hareketine açabilecektir. Uygulamada gerek bireyin, bölge halkının hakkını gerekse kamu yararını koruma altına alan yasa hükümleri devre dışı bırakılmakta ve idarenin denetim yollarından olan yargısal denetim yolu kapatılmaktadır. Kendini hukukla sınırlandırmayan, kişilere hukuk güvenliğini tanımayan bu tasarının yasalaşması demek yasama organının sosyal hukuk devleti ilkesinden kamu adına vazgeçmesi anlamına gelmektedir. Bakanlar Kurulu, 17 Ağustos 2001 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına tüm Türkiye topraklarını tapulu, tapusuz istediği gibi kullanma yetkisi vermişti. Şimdi ise Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile bu yetkinin hangi araç ve yöntemlerle kullanılacağı düzenleniyor. Yasa tasarısı, bu anlamda "kentsel dönüşüm" adı altında bir anlamda talan yasasına dönüşmüş durumdadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; neredeyse yüz elli yıllık bir geçmişi bulunan kentsel dönüşüm ya da kentsel yenilenme çalışmaları kent planlamasının yanında sosyoloji, hukuk, finans, mühendislik, mimarlık ve benzeri alanları tek bir çatı altında toplayan ya da toplaması gereken bir alana tekabül eder. Üzerinde konuştuğumuz yasa tasarısının hazırlanmasında konuyla ilgili meslek odalarının, akademisyenlerin sözü dinlenmemiş, eleştirileri dikkate alınmamıştır. Bu yönüyle düşünüldüğünde yasa teklifinin bilimsel koşul ve gerçekliklere uygun olduğunu söylemek mümkün değildir.

Bunun da ötesinde, buradan çıkarılacak yasa maddelerinin vatandaşın çıkarlarını gözetmesi gerekirken, bu yasayla vatandaşın yıllardır sahip olduğu özel mülkiyetine el konulacaktır. Bu yasa teklifiyle, temel insani haklardan biri olarak kabul edilen barınma hakkı vatandaşın elinden alınacak, vatandaşlarımız telafisi mümkün olmayan mağduriyetlerin içine sürükleneceklerdir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kamuoyuna "afetleri önleme yasası" olarak sunulan bu tasarının doğuracağı afetler daha ağır sonuçlara yol açacaktır. Siyasi iktidara sınırsız yetkiler tanıyan, yargı denetimini dahi yok eden tasarı geri dönülmez zararlar doğuracaktır. Ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu ve imarı imar afları, denetimsizlik nedeniyle sağlıksız hâle gelen kentlerde yeni bir yapılanmaya gerek olduğu hepimizin malumudur. Bu sorunun çözümü planlama, imar, kentleşme, yapı ve afet alanlarında bilimsel, sosyal ve bütünlükçü yasal düzenlemelerle mümkündür.

Bu vesileyle, tekrar hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum; teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Dora.