| Konu: | TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ GENEL KURULUNDA KIYAFET KONUSUNDAKİ YENİ UYGULAMAYA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 11 |
| Tarih: | 31.10.2013 |
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
27 Ekimde Ankara'da yaptığımız kongreyle yeni bir partimiz oldu, Halkların Demokratik Partisi adına tüm Genel Kurulu saygıyla, sevgiyle selamlıyoruz, Başkana da teşekkür ediyoruz bize söz hakkı verdiği için.
Değerli arkadaşlar, gerçekten Türkiye demokrasisi açısından uzun süredir tartışma konusu olan ve bu konuda çok çeşitli defalar da Türkiye'nin gündemine gelen, her zaman gerilim konusu olan bir sorunu çözmüş oluyoruz.
Tabii ki bu, Türkiye'nin bütün sorunlarını çözdüğü anlamına gelmiyor, çok daha fazla sorunlarımız var, ama bu sorunu çözme konusunda bugüne kadar bunun mücadelesini veren, bu konuda bedel ödeyen başörtülü kadın arkadaşlarımızla, başörtülü kadınların özgürlüğünü savunan başı açık kadınların verdiği mücadele sayesinde bugün bu ayıbın ortadan kalktığını görüyoruz. O açıdan bu bir iktidarın falan başarısı değildir, bu konuda bedel ödeyen, bu konuda bedel ödeyen kadınların yanında olan ve ortak mücadele eden kadınları bir kez daha buradan saygıyla, sevgiyle selamlıyoruz.
Ama biz biliyoruz ki kadınların sorunları çok fazla, sadece mesele başörtüsü meselesi değil, inanç özgürlüğü meselesini de ele aldığımızda, başı açık kadınların da özellikle Alevi kadınların da çok ciddi sorunları olduğunu biliyoruz. Sadece bir dine mensup olanlar değil, bu ülkede inanmayanların da aslında ciddi anlamda sorunlar yaşadığını biliyoruz. Eğer bu Parlamento gerçekten başörtülü kadınların sorunlarını çözme konusunda kendisini iradeli görüyorsa, önümüzde inanç özgürlüğü kapsamında bundan sonraki sorunları çözme konusunda da kendisini yetkili, sorumlu görmelidir, bunu sadece siyasetin bir malzemesi hâline getirmemelidir, bunun altını bir kez daha çizmek istiyoruz.
Değerli milletvekilleri, hep biz kadınlardan bahsedilirken ne yazık ki eşit bireyler olarak bahsedilmiyor. Bu ülkenin Başbakanı bile kadın erkek eşitliğine inanmadığını her fırsatta ifade ediyor. Kadınların nasıl doğum yapması gerektiğine, kaç çocuk yapması gerektiğine, kadınların nasıl giyinmesi konusunda dikkat ederseniz hep erkekler konuşuyor.
Yine -biraz önce sayın hatip de ifade etti- biz hep birilerinin bacısı oluyoruz ya da annesiyiz ya da kız kardeşleriyiz. Şunu bir kez daha söylemek istiyoruz: Biz kimsenin bacısı, kız kardeşi, annesi falan değiliz. Biz, burada, Parlamentoda erkeklerle siyaset yapan kişileriz ve özgür bireler olarak siyasette duruşumuzu ifade ediyoruz. O açıdan, diğer yaklaşım, geleneksel olarak erkek egemen sistemin devam ettirilmesi anlamına geliyor. Her gün her gün aslında biz bunun mağduriyetleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Her gün bu kültür, erkek egemen sistemin kadınlığı ikincil gören, erkeğin yedeğinde gören, ancak kadınları mutfakta gören ya da kadınları birisinin bacısı, annesi, kız kardeşi olarak gören zihniyet aslında bugün yaşadığımız sorunların temel kaynağıdır. Umuyoruz ki bugün buna da bugün nokta konulacak ve kadınlar adına lütfen artık kadınlar konuşsun, erkeklerin söylediği her söz aslında bu geleneksel erkek egemen sistemi devam ettirendir. Tabii, sadece kadınların konuşması da yetmez. Kadınlar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tuncel.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Bitiriyorum Sayın Başkan, bir dakika verirseniz.
BAŞKAN - Bir dakikayı... Bayağı verdim ben size de gitti.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Tamam.
BAŞKAN - Mikrofonu açın.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) - Müsaade edin, taze parti.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Genel Başkan, Genel Başkan.
BAŞKAN - Şimdi bakın, biz birbirimiz biliyoruz. Üç dakikaya ayarlamıştım.
Buyurun, açtık.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Kadınların da hangi perspektiften olaya baktıkları önemlidir diye düşünüyorum ve biz bir kez daha Halkların Demokratik Partisi adına şunu ifade etmek istiyoruz: Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi geç de olsa bir hak ihlalini ortadan kaldırmıştır. Bu, önemlidir ama bundan sonra üzerimize düşen çok büyük sorumluluklar var. Bu ülkede inanç özgürlüğü konusunda hâlâ ciddi mağduriyetler yaşayanlar var. Mesela, 3 Kasımda İstanbul'da Aleviler sokağa çıkacak eşit yurttaşlık temelinde. Onların sorununu da burası, bu Parlamento çözmek zorundadır. Eğer çözmezse işte o zaman burada inanç özgürlüğünden falan bahsetmek mümkün olmayacaktır.
Değerli milletvekilleri, gerçekten demokrasi bizim açımızdan olmazsa olmaz bir konudur. Eğer demokrasi inşa edeceksek farklılıklarımızı reddetmeden, farklılıklarımızla bir arada durmayı becerebilmemiz gerekiyor. Bu konuda da bütün farklılıkların hak ve hukukunu gözeten bir noktadan; birbirine dayatan, birbirini ötekileştiren, baskı uygulayan noktadan değil, birbirinin hak ve hukukunu gözeten bir noktadan bakmak gerekiyor. O açıdan, bugün buraya baş örtüsüyle gelen kadın arkadaşlarımız keşke daha öncesinden bu şeyi yapsalardı daha iyi olurdu. En azından sokakta mücadele eden kadınların mücadelesine de destek olmuş olurlardı ama bugün burada bu tartışmanın bitmiş olmasının önemli olduğunu düşünüyoruz.
Bir de son noktada, özellikle bu kılık kıyafet yönetmeliği konusunda partiler henüz anlaşmadılar. Biz de diyelim ki artık bu etek giymek meselesinin çözülmesi gerektiğini, nasıl giyileceği... Bu Parlamentoya bu da bir baskı aslında, kontrol etme mekanizmalarından biri. Kadınların Parlamentoya nasıl gireceği meselesinin de düzenlenmesi gerekiyor. Daha önce de biliyorsunuz Şafak Hanım benzer bir sorun yaşamıştı, o zaman yine bu sorunu çözememişti bu Parlamento, kadınlar olarak da biz çözememiştik. Belki bunun öz eleştirisini vermek gerekiyor. (BDP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)