GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:13
Tarih:06.11.2013

MHP GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, tüketiciler açısından önemli olan ve uzun süredir beklenen bir düzenlemeyi görüşüyoruz. Tabii, çalışmanın içerisinde az önce Sayın Bakan bazı yeni düzenlemeleri ifade etti, bunlar gerekli olan şeyler ama eksik olanları da arkadaşlarımız yine burada önergelerle ve muhalefet şerhindeki eleştirileriyle birlikte sizlerin dikkatinize sunacaklar. İnşallah, kanunlaşmadan önce bu önergeler dikkate alınarak tüketicilerin haklarını daha da garantiye alan ve firmalar karşısında koruyan bir hâle gelir diye düşünüyorum. Neden öyle söylüyorum? Çünkü bazı iyi gelişmeler olmakla beraber bunlar zamanın gerisinde kaldığı için sürekli düzeltmeler yapılıyor. Şu anda bunu yaparken de daha dikkatli olursak kısa süre sonra yeni değişiklikler yapmak zorunda kalmayız.

Dolayısıyla burada baktığımız zaman değerli arkadaşlar, bazı haklar mevcut kanundan daha geriye gidenler var. Belki bir şeyleri düzeltelim derken yine tüketicilerin aleyhine olan başka bir düzenleme ihtiyacına da yol açabiliriz gibi görünüyor. Çünkü aslolan tüketici olduğuna göre tüketicinin haklarını tüketici örgütleriyle araması lazım. Kanunun içinde bunlar gerekçesinde geçmesine rağmen bazı maddelere baktığımız zaman bu kurullarda hakem heyetlerinde maalesef sivil toplum örgütlerinin, tüketici örgütlerinin temsilinin azaldığını görüyoruz. Başka düzenlemelerle kurumlar değiştiriliyor ama kendi başlarına tüketicilerin haklarını araması mümkün olmadığına göre bu örgütler aracılığıyla, dernekler aracılığıyla kendilerinin haklarını koruyacak inisiyatifler aracılığıyla bunu gerçekleştirebilirler. Öte yandan burada sözleşme yapma mecburiyeti gibi bazı yükümlülükler de yine tüketiciye yeni ek yük getirecek bir düzenleme niteliğinde. Bir taraftan işi zapturapt altına alalım derken tüketicilere yeni yükler getirilmesini de esasen doğru bulmuyoruz. Özellikle bu hâliyle baktığımız zaman 4'üncü maddesinde üçüncü fıkrada bir hüküm var. Eğer böyle yasalaşırsa -tüketici dernekleri de aynısını söylüyor- komisyon üyesi arkadaşlarımızın muhalefet şerhinde de bu konuya dikkat çekilmiş, demek ki bu eksiklik giderilememiş. Bu hâliyle geçtiği zaman faiz dışındaki ek ücret ve komisyonlara da yasal dayanak oluşturabilecek bir çerçeve çizilmiş oluyor. Dolayısıyla, şimdiye kadar yargı organları tarafından iptal edilen ek ödemelere de hukuki bir zemin yaratılmış oluyor yani düzeltelim derken bir taraftan, bir tarafını düzeltirken öbür tarafını bozarsak sanki mefhumu muhalifinden giderek bunları istemek yasalmış, doğruymuş gibi bir sonuca çıkıyor.

Yine, burada, arkadaşlarımızın ifade ettiği başka bir husus var. Yine 4'üncü maddenin sekizinci fıkrasında "en az faiz oranı kadar" diyorsunuz, Sayın Işık, Sayın Bakana az önce soru içerisinde de sordu, bu faizsiz bankacılıkla ilgili hususlar var, ona ilişkin yapılan işlemlerde adını koymamız lazım. Hani, "Kediye kedi deriz." diyorlar ya, eğer burada bir şey yapıyorsanız, faizsiz enstrüman varsa, bunu faize bağlamak doğru değil. Dolayısıyla, burada da işin içerisine faizsiz bir enstrümanın içerisine faizi sokmuş oluyoruz. Bunu da doğru bulmuyoruz.

Sonuç itibarıyla bunlara baktığımız zaman, bir taraftan tüketici yerine bankaları yani firmayı korumuş duruma geçiyoruz. Bir taraftan amacımız tüketiciyi korumak, kanunun adı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun, burada değişiklik yapıyoruz ama öbür taraftan, bankaları ve firmaları koruyoruz.

Diğer bir husus ise, bu birinci bölümde yer alan bazı maddelerde örneğin 9'uncu, 10'uncu, 14'üncü maddelere baktığımız zaman bu hükümler farklı bir şekilde tüketicileri yükümlülük altına sokuyor Sayın Bakanım. Reklam olarak yanıltıcı reklamın önünü açan düzenlemeler var. Eğer sorumluluğu ona göre düzenlemezsek, ayıplı mal ve hizmet üretenler bu sorumluluktan kurtulabilme imkânını bu düzenlemeyle yakalayabiliyorlar. Dolayısıyla, burada, bu düzenlemeleri yaparken getireceği sonuçlar konusunda da dikkatli olmak gerektiğini düşünüyoruz. Maalesef, bu sunanlar lehine bir şey oluşuyor. Öbür taraftan hizmeti alan tüketiciye diyorsunuz ki: "Buna göre senin yükümlülüğün var. Bunları bilmek zorundasın. Ama satıcı veya hizmeti sağlayana da "Sen bunu bilmek zorunda olmadığını söylersen, bundan vazgeçebiliriz." gibi bir sonuç çıkıyor. Dolayısıyla, biraz daha tüketicinin lehine esnek -satıcı ve hizmet sağlayıcının lehine değil, tüketicinin lehine- düzenleme yapmamız gerekiyor.

Hazır burada bankalarla ilgili bir şey söylemişken kendisi Rekabet Kurumunun da ilişkili bakanı olduğu için söylüyorum. Sayın Bakanım, burada biz, bir taraftan "Banka kredilerine limit getirelim, kredi kartlarına limit getirelim." diyoruz ama öbür taraftan dikkat etmiyoruz ki bu krediler neden acaba artıyor, kredi kartlarının kullanımı neden artıyor diye bakmıyoruz. Siz kendiniz bizatihi Rekabet Kurumunun kararlarından daha önce konuştuk bankaların bu ücret, faiz ve komisyonlarla ilgili kendi aralarında uzlaştıklarını... Değerli Bakan Yardımcımız da biliyordur herhâlde size soruyor ama sizinle daha önce Komisyonda da konuştuğumuz için söylüyorum. Bunlarla ilgili bir anlaşma olduğunu, kendi aralarında anlaştıklarını ve bu nedenle de Rekabet Kurumunun o bankalara bu söylediğimiz anlamda ceza yazdığını biliyoruz. Dolayısıyla burada sadece bankalara, BDDK'ya yetki vermek bu işi çözmüyor hatta bu Rekabet Kurulu kararının da uzunca bir süre çıkmadığını, şu anda bilmiyorum cezalar tahsil edildi mi? Temmuz ayında galiba karar tebliğ edilmişti, itirazların sonucunu bilemiyorum ve web sitesinde de bir şey göremedik. Bu vesileyle de onu hatırlatmış olalım ve eğer bir gelişme varsa bizi de bilgilendirebilirseniz seviniriz.

Sonuç itibarıyla, burada kredilerin, kredi kartlarının üzerine sınır koymak bu sorunu çözmez, taksitli satışları sınırlamak bu sorunu çözmez. Çünkü bu, bir ihtiyaçtan, sadece pazarlama tekniği olarak cazip olduğu için değil. İnsanlar bir tüketim çılgınlığı içerisinde, yani limit koymakla bunu çözme şansımız yok. Yukarıda Hazine Bakanımıza, gündüz BDDK'nın bütçesini görüştük ve kendilerine de ilettik. Bu, bir çözüm değil. Bu, tasarrufu artıracak bir çözüm değildir. Bu, sadece yan bir önlemdir. Asıl üretimi artırmadan, geliri artırmadan tasarrufu artıramazsınız arkadaşlar. Bunlar pansuman tedbirlerdir. Asıl yapısal önlem lazım. Ne lazım? Üretimi artırmak lazım, geliri artırmak lazım. Ee ne yapıyorsunuz? Bizim hoca olarak çocuklara, öğrencilere öğrettiğimiz birinci şey şudur: Tasarruf deyince gelirin bir fonksiyonudur, yatırım da tasarrufta. Yani gelirimiz artmadan, bu tarafı artırmadan tasarruf etme şansımız yok. Gelin "Sanal gündemlerle uğraşmayalım." diyoruz; yapısal önlemleri alalım, üretimi artıracak, yatırımı artıracak. İthalatın yerine yerli üretimi, yerli girdiyi teşvik edecek önlemler almazsak hep böyle sanal tedbirlerle, geçici tedbirlerle uğraşırız. Geçici olarak belki birkaç tüketiciyi rahatlatır ama gerisinde bir çözüm olmaz.

Şimdi "tüketmesin" diyorsunuz, tüketim çılgınlığını teşvik ediyorsunuz. Bir taraftan her bulduğumuz yere AVM yapıyoruz Sayın Bakanım. AVM yasası çıkmıyor, her yere AVM yapıyoruz, insanlar çıkıyor alışverişe. Çocuklar görüyor, adamın yeterli geliri yok ne yapacak? Filancanın çocuğu istemiş ben de istiyorum, nefis, hepimiz babayız, ne yapıyoruz? Gelirimiz olmasa da gidiyoruz, kredi kartıyla veya taksitle alıyoruz. Kafamızı çeviriyoruz AVM, öbür tarafa bakıyoruz shopping center. Ya, 3 tanesi daha geçen hafta açıldı, birini Sayın Başbakan açtı, birisi yolun üzerinde. İki tanesi çok büyük, Ankara'da yenisi açıldı, yan yana sayılır neredeyse. Yani bu nasıl oluyor benim aklım ermiyor. Sonra da vatandaşa diyorsun ki: "Tüketme kardeşim." Yani nasıl tüketmesin, sonrada diyorsun ki, kısacağım E, geliri yok ne yapsın adam. Ya kredi kartına yüklenecek ya tüketici kredisine yüklenecek.

OKTAY VURAL (İzmir) - Fazla ciddiye alma.

MEHMET GÜNAL (Devamla) - Onun için bunların fazla bir şeyi yoktur. Tabii ki gerekli bazı önlemler alınması gerekir ama sadece taksitlere sınır getirmeyle veya kredi kullanımına sınır getirmeyle olmaz. Esastan çözüm olacak bazı tedbirler olmak gerekir, aksi takdirde tezat içerisine düşeriz. İnşallah bu eksiklikleri de arkadaşlarımızın vereceği önergelerle giderilerek, tüketicinin de daha korunduğu onların lehine olan bir düzenlemeye dönüşür diyor.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Günal.