| Konu: | TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 07.11.2013 |
D. ALİ TORLAK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 490 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 39'uncu maddesinin (4)'üncü fıkrası üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi adına söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, benim buraya çıkış amacım kredi konusunda bankalarla olan diyaloglar noktasında denizciliğin sorunlarını sizlerle paylaşmaktır. Biliyorsunuz, 2008 yılında küresel kriz aynı zamanda ülkemizi de vurmuştur. Bununla beraber, denizciliğimiz çok iyi bir yerde olmasına rağmen 2008'den sonra denizciliğimiz maalesef gün geçtikçe geriye gitmiştir. Bakın, sadece ve sadece Tuzla Tersaneler Bölgesinde 2008 yılına kadar yaklaşık 150 bin kişinin çalıştığını ve yan sanayisiyle birlikte yaklaşık 200 bine varan bir insan sayısının çok önemli olduğunu da vurgulamak istiyorum. Bugün bu tersaneler boştur, bugün bu tersanelerde yapılan gemilerin hepsi bankalara borçludur ve armatörleri artık çıkmaz noktaya gelmişlerdir. Dün armatörlere kredi veren bankalarımız bugün evlerini haczetmekte ve insanların altından arabalarını almakta, kendilerine hakaret etme düzeyine kadar gelmişlerdir.
Değerli milletvekilleri, bu süreç içerisinde AKP iyi bir şey yapmıştır. Yaptığı tek şey, tersane yerleri tahsis etmiştir fakat öyle de bırakmıştır ama dünyada bu değildir. Dünyada tersane yeri yaparsınız, hazırlarsınız devlet olarak, ondan sonra da peşinde olursunuz ve finanse edersiniz.
Bakın, dünyada 2008'den bu yana büyük kriz olmasına rağmen Çin, Kore ve Tayland'da bugün gemi yapılmakta, bu yapılan gemileri dünya piyasalarına satmaktadırlar.
Arkadaşlar, bizim ağrımıza gidiyor. 1.30 boyundaki bir Çinli, bir Filipinli 300 bin dwt'luk bir gemi yapıyor, boy ortalaması 1.75 olan Türk milletinin fertleri 25 bin tonluk, 30 bin tonluk geminin haricinde maalesef gemi yapamıyorlar. Bunun bizim ağrımıza gitmesi lazım. Bu kapasite bizde var, bu işçilik gücü bizde var. Eğer biz devlet olarak bunu desteklersek, bunun yanında olursak ben inanıyorum ki bunu başarırız ve dünyaya gemi yapar, gemi satar hâle getiririz.
Bakın değerli dostlar, 2008 krizi başladığında devletimiz bir kredi çıkardı denizcilerin faydalanması üzere ve dediler ki: "Kredi Garanti Fonu'ndan bir destek yapacağız, yarım kalmış gemileri bu şekilde devam ettireceğiz ve bunları dünyaya satacağız, armatörlerimizin sayısını devam ettireceğiz." Ama orada bir şeyi gördük, orada 10 tane, 15 tane gemi finansının haricinde, armatörümüz maalesef kredilendirilemedi, gemileri yarım kaldı. Bir kısmı gemilerini, yapmakta oldukları mevcut yeni gemileri hurdaya satmak suretiyle borçlarını ödemeye devam ettiler. Bütün bunları değerlendirdiğimizde, bankaların üzerine gelmesini, armatörlerin üzerine gelmesini, denizcilik sektörünün üzerine gelmesini bizler kabul edilemez buluyoruz.
Değerli Bakanım, bakın, bu bankalar, bu sektör üzerinden kazandıkları paranın yüzde 10'unu bu sektörde devam ettirseydiler, inanın, 150 bin kişilik istihdam bugün devam ediyor olacaktı ve armatörlerimizin sayısı artacaktı.
Yunanistan bugün gemilerini satıyor. Aslında Türkiye'nin bugün gemi alma zamanıdır, gemi yapma zamanıdır. İnsan gücümüz, kapasitemiz, iş yerlerimiz, tersanelerimiz bunlara çok iyi hizmet verebilir. Ama biz bazen, maalesef, kendi devletimizi, insanımızı genişletmek yerine, üzülerek söylüyorum, bugün bu Mecliste bulunan bazı yeni armatörler gemilerini 1'den 25'lere, 30'lara çıkarmışlardır. Bunu siz bilmiyor olabilirsiniz ama önümüzdeki günlerde bunu özellikle bu kürsüden sizlerle paylaşacağım değerli dostlar.
Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)