GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TOPLUM AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI HAFTASI VE 22 KASIM DİŞ HEKİMLERİ GÜNÜ'NE İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:19
Tarih:20.11.2013

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Sayın milletvekilleri, 22 Kasım haftası Diş Hekimleri Haftası olarak kutlanmaktadır. Ben de bu vesileyle, mensubu olduğum diş hekimliği mesleğinin sorunları hakkında söz almış bulunuyorum.

Bu onurlu mesleğin 105'inci yılında diş hekimliği mesleğini icra eden tüm meslektaşlarıma ve hocalarıma saygılarımı sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, ağız ve diş hastalıkları, kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı ve kanser gibi hastalıklarla birlikte hem en yaygın hem en önemli bulaşıcı olmayan 4'üncü hastalık olarak belirlenmiştir.

Diş çürükleri toplumun yüzde 90'ını etkilemektedir. Ağız kanseri en sık görülen 8'inci kanser tipidir. Ayrıca, diş çürükleri okul çocuklarının yüzde 70, yüzde 90'ını etkilemektedir.

2003 yılında başlatılan sağlıkta dönüşüm politikalarını incelediğimizde, Sağlık Bakanlığının ağız ve diş sağlığı merkezlerinde 7 bin civarında diş hekimi ve fakültelerde 3.200 diş hekimiyle ağız ve diş sağlığı sorunlarını çözmeye çalıştığını görüyoruz. Bu dönüşümde bütün insanların bütün hastanelere gidebilmeleri sağlandı, olumlu yönleri vardı. Ama fakülteler daha komplike, daha girift vakalarla uğraşmaları gerekirken artık en basit diş dolgularıyla uğraşır hâle gelip eğitimden uzaklaşmaya başladı, eğitimin niteliği düşmeye başladı.

Bu bütçe konuşmalarında 140 ADSM'ye varıldığı söylenmekte; bu olumlu bir şey ama 140 ADSM'nin Türkiye'deki dağılımı son derece olumsuz, satın alma pariteleri yüksek olan bölgelerde açıldığını görmekteyiz. Dağılımın yeterli hâle getirilmesinin, geri kalmış bölgelerde ADSM'lerin açılmasının, bir an önce açılmasının gerektiğine inanıyoruz.

Hâlihazırda bu ADSM'lerde performans kıskacı altında olan diş hekimleri -bu rakamları dikkatle dinleyin- bir günde ortalama 4 adet kuron, 0,7 adet bölümlü veya tam protez, 1,3 adet kanal tedavisi, 8 adet diş temizliği, 4 diş çekimi, 1,5 adet çocuk diş çekimi, 8 dolgu, 0,5 adet çocuk diş dolgusu yapmaktadır. Oysaki bütün bu işlemleri yapabilmek için bilimsel veriler ve evrensel değerler 15,7 saat yani 16 saat çalışması gerektiğini söylemektedir. Bu durum, bırakın bir günlük çalışma süresini hiçbir insani tutumla da örtüşmemektedir. Dolayısıyla sadece rakamlara bakarak bu oranları başarı saymak ancak gaflet olabilir. Tüm bunlara ilaveten, devletin kamuda ağız ve diş sağlığı hizmetleri için 2011 yılında ödediği rakam 1 milyon 337 bin liradır. Bu bilimsel verilerle bu çalışmanın yapılabilmesi bu parayla mümkün değildir. 2013 verileri henüz elimize gelmemiştir, istediğimiz hâlde de henüz elde edemedik.

Değerli milletvekilleri, işte tam da bu noktada, çok uzun zamandır dikkat çektiğim bir hususu fakat bir türlü yerine getirilemeyen bir hususu tekrar dikkatlerinize sunmak istiyorum. Bundan beş yıl önce Türk Diş Hekimleri Birliği tarafından Hükûmete başta muayenehaneler olmak üzere serbest çalışan diş hekimlerinden hizmet alınması için sürdürülebilir bir proje sunulmuştur. Sağlık sektörünün tüm kalemlerinden kamu hizmeti alınmaktayken bugün sadece diş hekimliği hizmetleri bu kapsamın dışında tutulmaktadır. Bu ise zaten dünya ortalamasının oldukça gerisinde olan ağız diş sağlığı noktasında her geçen gün daha da geriye gitmemize neden olmaktadır. Hem de muayenehanesi olan ve Türkiye çapına yayılmış, en ücra köşelerde muayenehaneleriyle hizmet sunan 15 binin üzerindeki meslektaşımızın umutsuzluğa sürüklenmesine sebep olmaktadır. Bu sorun bir an evvel çözülmelidir.

Değerli milletvekilleri, ne yazık ki ülkemizde genel tıp ve diş hekimliği eğitimi arasında büyüyen bir kopukluk bulunmaktadır. Hayat boyu eğitim ve mezuniyet sonrası eğitim olanaklarını sağlamak ve artırmak şarttır. Kamu ve serbest çalışan diş hekimlerinin birbirini yok etmesi üzerine ağız diş sağlığı politikalarının inşa edildiği, muayenehanelerin kapandığı, serbest çalışan diş hekimlerinin hasta sayılarının azaldığı, kamuda istihdam edilen diş hekimlerinin iş güvencelerinin olmadığı, yanlış performans uygulamasının dayatıldığı ve günlük kapasitelerinin çok üstünde çalıştırıldıkları, serbest çalışan diş hekimlerinin yatırımlarının bu ülkenin kaynakları olduğunun unutulduğu bir dönemi yaşıyoruz. Taşeronlaşma sağlığın en büyük sorunudur. Kasımın ilk haftasında Kütahya'da bu denenmiştir fakat meslektaşlarımız tarafından püskürtülmüştür.

Değerli milletvekilleri, ADSM'lere hizmet veren laboratuarlarda çalışan diş teknisyenleri ise ihale sisteminin getirmiş olduğu haksız rekabet yüzünden olumsuzluklarla karşılaşmaktadır. Ucuz ve standart dışı malzeme kullanımı, uzun çalışma saatleri, havalandırma yetersizliği, sağlık taramalarının eksikliği, en önemlisi denetimsizlikler çok ciddi akciğer hastalıklarına yol açmaktadır. Silikozisten ölen diş teknisyeni sayısı 7'yi bulmuştur.

Tüm bu saydığımız sorunlar ışığında, Sağlık Bakanlığı-Türk Diş Hekimleri iş birliği ile Toplum Ağız, Diş Sağlığı Eylem Planı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (Devamla) - ...hayata geçirilmeli, hem hasta hem de hekim açısından uygulanabilir ve sürdürülebilir bir strateji ortaya konmalıdır.

Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)