GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:107
Tarih:16.05.2012

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 180 sıra sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kentsel dönüşüm çalışmalarının ve bununla ilgili çıkarılacak yasaların iki temel kritere sahip olması gerekmektedir. Bunlardan ilki, vatandaşların memnuniyeti ve onların mağdur edilmemesidir; ikincisi ise yasanın çevre ve insan odaklı projeler geliştirilerek ve ilgili odaların görüşleri alınarak, bilimsel kriterlere uygun bir şekilde hazırlanıp uygulanmasıdır. Üzerinde konuştuğumuz yasa teklifinde bu iki kritere riayet edildiğini söylemek mümkün değildir.

Riskli yapıların tespitinin bizzat büyükşehir veya ilçe belediyeleri aracılığıyla yapılmasını veya yaptırılmasını öngören yasada belediyeler belirledikleri alanların tespitini süre vererek TOKİ'den isteyebilmektedir. Bu düzenlemede iki temel sorundan söz etmek mümkündür. Riskli yapılar kim tarafından, nasıl tespit edilecektir? Riskli yapıları tespit etme konusunda yeterli teknik donanıma sahip olmayan belediyelerde bu işin kimlere havale edileceği ve yapılacak tespit çalışmalarında bilimsel kriterlere uyulup uyulmayacağı belirsizdir. Diğer bir sorun ise TOKİ'nin belirleyeceği alanlarda rant alanlarının açılma endişesidir. Bu yasayla birlikte, ülkenin her yanında, rant elde edilebilecek alanlarda keyfî uygulamalar yapılabilmesinin önü açılmaktadır.

Yasa tasarısında zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma nedeniyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan alanlar "riskli alanlar" olarak tanımlanmıştır. Topraklarımızın yüzde 66'sı, nüfusumuzun yüzde 71'i, toplam belediyelerin yüzde 68'inin birinci ve ikinci derece deprem bölgesi içinde yer aldığı bilinmektedir. Üçüncü ve dördüncü derece deprem bölgeleri de dikkate alındığında, ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 92'sinin deprem tehlikesi altında bulunduğu göz önüne alındığında, riskli alan belirlemesinde öne çıkan unsurun zemin yapısı değil, üzerindeki yapılaşma olacağı açıktır.

Madde bu çerçevede yorumlandığında, kent merkezinde ranta açık alanların üzerindeki sağlıksız yapılar nedeniyle riskli alan ilan edilebileceği, aynı alanlar üzerindeki mevcut yapılar yıkılarak yeni yapılar yapılabileceği sonucu ortaya çıkmaktadır.

Yaşanan depremler göstermiştir ki, aynı alan içerisinde yan yana iki yapıdan birisi yıkılırken diğeri depremi hasarsız olarak atlatabilmektedir. Deprem bir doğa olayıdır, depremi afete dönüştüren, hiç mühendislik hizmeti almamış veya yeterli mühendislik hizmeti almamış yapılardır. Bu bağlamda, afet riski altındaki alanlarda öncelikli olarak yapılması gereken, bilimsel çalışma yöntemleri ve değerlendirme kriterleri kullanılarak riskli yapıların belirlenmesidir.

Yasa tasarısında dikkat çeken en önemli tasarruflardan biri de, sistemin güvencesi altında olan mülkiyet hakkının zedelenmesidir.

Yasa tasarısının bütününde oluşturulmaya çalışılan anlayışa bakıldığında, Bakanlığın, TOKİ'nin ve idarelerin gayrimenkuller üzerinde her türlü tasarruf hakkına sahip olacakları görülecektir. Bu demektir ki, yasa tasarısı mevcut hâliyle yasalaştığı takdirde gayrimenkullere dair her türlü tasarruf yürütme erkinin insafında kalacaktır. Siyasi iktidar, vatandaşına ucuz, güvenli, sağlam konut edinme hakkını temin etmek bir yana, vatandaşının dişinden tırnağından artırdığı paralarla edindiği mülkünü dahi elinden almayı planlamaktadır. Üstelik de uygulamaları kuruluş amacı dar gelirli vatandaşlara konut üretme olan TOKİ'nin üzerinden yapılacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yürürlükteki tüm yasal mevzuatı devre dışı bırakacak şekilde tasarlanan bu yasa tasarısı, öngörülen kentsel dönüşüm uygulamaları, sağlıklı bir kentsel yenilenmeyi sağlayamayacağı gibi, başta metropol kentlerimiz olmak üzere tüm ülkemizi bir rant alanı hâline dönüştürecektir. Kentsel dönüşüm uygulamaları yapılırken afet riskinin yanı sıra bölge halkının ve kamu yararının korunması gerekmektedir. Aksi durumun halkın haklı öfkesinden başka bir şey getirmeyeceğini belirtiyor, bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Dora.