| Konu: | AK PARTİ GRUBUNUN, GENEL KURULUN ÇALIŞMA SAATLERİ İLE GÜNDEMDEKİ SIRALAMANIN YENİDEN DÜZENLENMESİNE; BASTIRILARAK DAĞITILAN (11/29) ESAS NUMARALI GENSORU ÖNERGESİ'NİN 26 KASIM 2013 SALI GÜNKÜ GÜNDEMİN "ÖZEL GÜNDEMDE YER ALACAK İŞLER" KISMINA ALINMASINA VE ANAYASA'NIN 99'UNCU MADDESİ GEREĞİNCE GÜNDEME ALINIP ALINMAYACAĞI HUSUSUNDAKİ GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA; GENEL KURULUN 26 KASIM-3 ARALIK 2013 SALI GÜNKÜ VE 4 ARALIK 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMLERİNDE SÖZLÜ SORULARIN GÖRÜŞÜLMEMESİNE; 3 ARALIK 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE DİĞER DENETİM KONULARININ GÖRÜŞÜLMEYEREK GÜNDEMİN "KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER" KISMINDA YER ALAN İŞLERİN GÖRÜŞÜLMESİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 26.11.2013 |
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Adalet ve Kalkınma Partisinin, çalışma günleri ve çalışma saatleriyle ilgili değişiklik getiren grup önerisi üzerine, Milliyetçi Hareket Partisi adına, görüşlerimizi açıklamak üzere söz aldım.
Adalet ve Kalkınma Partisinin ne ilk yaptığı bir şey bu ne de sona benziyor; Meclisin sürekli gündemini değiştiriyor, Meclisin çalışma saatleriyle oynuyor; âdeta, millete söyleyecek sözü kalmamış bir partinin "Dostlar alışverişte görsün." babından yaptığı işler.
Değerli arkadaşlar, artık bütün dünya büyük millet meclislerinin, parlamentoların kesin gündemle, taslak gündemle çalışmasını konuşuyor, bunu birçok parlamento becermiş, iki dönemdir İç Tüzük Uzlaşma Komisyonunda da bunlar gündeme geldi. Şimdi, sanki bütün bunlar konuşulmamış gibi, sanki bütün dünya böyle bir yolda ilerlemiyormuş gibi, âdeta, İç Tüzük'le bir oyuncak oynar gibi sürekli oynuyorsunuz. Yani, ortada ne İç Tüzük bıraktınız ne yasama ve denetim adına bir kurumsallık bıraktınız. "Saldım çayıra Mevla'm kayıra." misali karanlıkta yol bulmak, el yordamıyla yön tayin etmek gibi, kimin aklına ne geliyorsa onu yapıyor ve bütün Türkiye Büyük Millet Meclisini de böyle bir gündemle çalışmaya mecbur bırakıyor.
Bütün bu olan bitenlerden çıkardığımız sonuç şu: Ya, güzel kardeşim, Adalet ve Kalkınma Partisi olarak hiçbir planınız, programınız yok, o gün rüyanızda ne görüyorsanız onu getiriyorsunuz ya da Meclisin gündemiyle sık sık oynamayı muhteşem AKP icraatlarından biri gibi görüyorsunuz. Anlaşıldı, anlaşıldı, millete söyleyecek sözünüz kalmadı, deniz bitti. Suni gündemler, kavgalar, âdeta bir incir çekirdeğini doldurmayan gündemlerle milletin gündemini konuşmaktan Genel Kurulu sürekli uzak tutuyorsunuz.
Bu yeni getirmiş olduğunuz grup önerisine bakıyorum; ne getiriyorsunuz, ne değiştiriyorsunuz? Efendim "Çalışma saatleri 23.00'e kadar." E, zaten öyle; çalışma saatleri zaten salı günü 15.00-23.00 arası, efendim, çarşamba ve perşembe günleri de yine 14.00-23.00 arası. Yani, burada yaptığınız bir değişiklik yok. Buna kimse alınmasın ama getirdiğiniz bu önerilere "Laf söyledi kabak ağacı." derler. Yani, hiçbir içerik yok, hiçbir değişiklik yok; sadece tekrarlardan ibaret bu grup önerileriyle Türkiye Büyük Millet Meclisini meşgul ediyorsunuz.
"Gensoru bitiminde gidilecek." diyorsunuz. Zaten geçen hafta da AKP Grubu olarak Meclise gelmemeyi bir alışkanlık hâline getirdiniz, iki gün Meclisi çalıştırmadınız. Yani, şimdi gensoru bitiminde gidilecek diye bu yapmış olduğunuz devamsızlığı, bu yapmış olduğunuz tembelliği Genel Kurul kararına mı çevirmek istiyorsunuz? Tabii, sizin bileceğiniz iş. Yani, millete vermiş olduğunuz sözün ne kadar arkasında olursunuz, efendim, bu sorumluluğun gereğini ne kadar yerine getirirsiniz, herkesin kendi vicdanında, kendi bileceği iş.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Ya, sen grup önerisi üzerinde konuş.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Ancak, kıymetli arkadaşlar, Türkiye Büyük Millet Meclisinin değerli vaktini heba ediyorsunuz. Yani, Meclisi âdeta "Toplan, dağıl" modunda çalıştırıyorsunuz. Yani, bütün bunlar bile, biraz önce söylediğimiz gibi, millete söyleyecek sözünüzün artık kalmadığını gösteriyor. Dedim ya, bu sizin bileceğiniz iş ama bizim bileceğimiz bir iş var kıymetli arkadaşlar. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nde çoğunluk partisinin, çoğunluğun hakkı hukuku belirlenmiş; diğer partilerin de, muhalefetin de hakkı hukuku belirlenmiş yani çoğunluğa Türkiye Büyük Millet Meclisini çalıştırma görevi, yasama görevi verilmiş, muhalefete de denetim görevi verilmiş. İşte, muhalefet de bu denetim imkânlarından birisi olan sözlü-yazılı soru sorma hakkını kullanarak ancak bu görevini ifa ediyor. Siz şimdi bu getirdiğiniz öneriyle bizim denetleme imkânlarımızdan birisini alıyorsunuz, hem de nezaketen muhalefete sormadan "Sözlü sorular görüşülmeyecek." diye bir ibare getiriyorsunuz. Kaldı ki bunu ilk kez de yapmıyorsunuz. Defalarca uyarıldı, benim hakkım hukukum üzerinden nasıl kurban kesebilirsiniz? Yani, önce, ben bu haktan vazgeçiyor muyum, nezaketen benimle görüşmeniz gerekmiyor mu muhalefet olarak? Dolayısıyla, çoğunluk partisini, muhalefet partilerine karşı saygıya davet ediyorum. Kendinize saygınız olmuyor olabilir ama demokrasiye, çoğulcu demokrasiye karşı saygıya davet ediyorum.
Bu iktidar, her iktidar gibi, kalıcı değil yani bu dünya Sultan Süleyman'a kalmamış, size de kalmayacak; bugünün iktidar partisi, yarın muhalefet partisi olacak. Yani, sen eğer bugün muhalefetin hakkını hukukunu çiğner isen aslında yarın ne ile karşılaşacağını da ilan etmiş oluyorsun. Dolayısıyla, özellikle iktidar partisi milletvekili arkadaşlarıma söylüyorum, Meclisin mehabetine ve muhalefetin hukukuna aykırı olan bu hususla ilgili birazcık daha hassasiyet göstermelerini bekliyoruz.
Bu işlerden vazgeçin değerli arkadaşlar. Söylediğim gibi, eden bulur; bugün ne yapıyorsanız yarın aynısıyla karşılaşacaksınız. Yani, bu devranın hep size çalışacağını mı düşünüyorsunuz? İçinizde geçmiş dönemlerde, efendim, diğer hükûmetlerde görev yapan...
RECEP ÖZEL (Isparta) - Ama sizden gelen önerilere de bakarız.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Recep Bey, boş boş konuşuyorsun sevgili kardeşim.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Sizin dönemin de grup önerilerine bakarız.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Müsaade et, bak, Ispartalı hemşehrin olarak bir müsaade et. Bak, kürsüde Ispartalı bir milletvekili var, birazcık nezaket... Senden bir şey istemiyorum. Tamam, bak, boş boş konuşuyorsun. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
RECEP ÖZEL (Isparta) - Sen de boş boş konuşuyorsun.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Varsa söyleyecek sözün, gelirsin buraya konuşursun ya. Ne kadar ayıp Recep Bey!
RECEP ÖZEL (Isparta) - Sen boş konuşuyorsun.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Evet, değerli arkadaşlar, içinizde geçmiş dönemlerde diğer hükûmetlerde görev almış milletvekilleri var yani bakanlar var. Belki de İç Tüzük'ün bu kadar oyuncak hâline getirildiği, bu kadar İç Tüzük ihlallerinin olduğu bir başka dönem yaşanmadı, bir başka döneme rastlanmadı. Ya, Allah rızası için onlardan birazcık daha yürekli bir çıkış bekliyoruz, yürekli bir söz bekliyoruz. Yani, bu İç Tüzük ihlali nereye kadar devam edecek?
Kıymetli arkadaşlar, bu zihniyetle yani İç Tüzük'le oynamayı, muhalefetin hakkını, hukukunu çiğnemeyi âdet hâline getirmiş bu zihniyetle maalesef çağdaş bir İç Tüzük yapmak da mümkün değil. Yani, tamam, denilebilir ki: "Yapılan işe bakınız." Değerli arkadaşlar, demokrasilerde yapılan iş kadar o işin nasıl yapıldığı da, hangi yöntemlerle yapıldığı da bir o kadar önemli. Bu yöntemlerin çoğulcu demokrasiye uygun olması lazım yani antidemokratik yöntemlerle ne kadar iyi iş üretirseniz üretin, bunun millette bir karşılığı olmaz. Yani, artık, İç Tüzük'ün neden değiştirilemediği de bu davranışla bir kez daha anlaşılmış oluyor.
Kıymetli arkadaşlar, İç Tüzük'le sık sık oynamayı, âdeta bunu bir oyuncak hâline getirmeyi işinize geldiği için devam ettiriyorsunuz, İç Tüzük değişikliğini istemiyorsunuz. Dolayısıyla, efendim, "Çağdaş bir iç tüzük yapmak istiyoruz, çağdaş bir anayasa yapmak istiyoruz." sözünüze de artık kargalar bile gülüyor, kimse inanmıyor. Çünkü bir sözü dikkate almak için önce o şahsın, o teşekkülün ne kadar demokratik olduğuna, demokrasi, çoğulcu demokrasi karşısında nasıl durduğuna bakmak lazım.
Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, bu klasik AKP grup önerisine de Milliyetçi Hareket Partisi olarak destek vermeyeceğimizi, sadece geçmişte yaptıkları kötü bir tekrardan ibaret olduğunu belirtiyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)