GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBUNUN, İZMİR MİLLETVEKİLİ ALAATTİN YÜKSEL VE ARKADAŞLARININ TAŞIMALI EĞİTİMLE İLGİLİ SORUNLARIN ARAŞTIRILARAK ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 6/11/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERMİŞ OLDUĞU MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 4 ARALIK 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:25
Tarih:04.12.2013

HALİL AKSOY (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; taşımalı eğitim uygulamasında yaşanan sorunlara ilişkin aleyhte söz aldım ama lehte konuşacağım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, eğitim alanı Türkiye'de başlı başına bir sorundur. Cumhuriyet tarihi boyunca bu alan gerek tekçi, ezberci ve ideolojik yaklaşımlar nedeniyle gerekse de yetersiz altyapı ve personel azlığı nedeniyle ne yazık ki hep sorun olmaya devam etmiştir. Bakanlığının ismi bile "millî" ile başlayan bir eğitim sisteminden, doğrusu, çok şey beklemek doğru değildir. Tabii, bu sorunları alt başlıklar hâlinde sıraladığımızda taşımalı eğitim uygulaması da bu sorunlardan bir tanesidir. Aslında taşımalı eğitim uygulamasında yaşanan sorunları mevcut eğitim politikasından ve bu nedenle meydana gelen genel sorunlardan ayrı düşünmek de mümkün değildir. Zira, taşımalı eğitim uygulaması ve bu alanda yaşanan çeşitli sorunlar şu an Türkiye'deki iflas etmiş, çürümüş eğitim sisteminin birer sonucudur. İsterseniz bunlardan birkaçını hatırlatayım: Şu anda birleştirilmiş sınıflar var mıdır? Vardır. Derslikler yetersiz midir? Yetersizdir. Müfredat yetersizliği var mıdır? Yani, müfredat ırkçı, şoven, asimilasyoncu söylemlerden arındırılmış mıdır, arındırılmamış mıdır? Arındırılmamıştır. Öğretmensiz okul, okulsuz öğretmen var mıdır? Vardır. Sınıflarda 60 kişi okuyor mu hâlâ? Okuyor. Tuvaletlerde, şurada, burada hijyen koşulları yerine getirilmiş midir; su var mıdır? Yoktur. KPSS, LSS gibi öğrencilerin önünü tıkayan, gelişmesini engelleyen uygulamalar var mıdır? Vardır. Okullar ısıtılabiliyor mu? Hâlâ koltuklarında tezekle okullara gidiyor mu çocuklar? Gidiyorlar. Öğretmenlerin sorunları giderilmiş midir? Giderilmemiş. Bunları daha da uzatabiliriz. Demek ki bu sorunlardan sadece bir tanesidir taşımalı eğitim. Bu nedenle bu çürümüş eğitim sistemindedir bütün problem.

Değerli milletvekilleri, mevzuata baktığımızda taşımalı eğitim uygulamasının amacı çeşitli nedenlerle eğitim ve öğretime kapalı, birleştirilmiş sınıf uygulaması yapan ilkokul, ortaokul veya imam-hatip okulları öğrencilerinin, taşıma merkezi seçilen okullara günübirlik taşınarak kaliteli bir eğitim ve öğretim görmesini sağlamak olarak benimsenmiştir veya belirtilmiştir. Ancak, uygulamada bu alanın gerçekleşmediği, bu amacın gerçekleşmediği çok açık bir şekilde ortadadır. Devam etmekte olan bu uygulama öğrenciler ve aileleri için âdeta bir eziyete dönüştürülmüştür. Eğitim kalitesi yükselmediği gibi hâlâ birleştirilmiş ve kalabalık sınıflar varlığını korumaya devam ediyor. Uygulamanın Karadeniz, İç Anadolu ve Kürt coğrafyasında yaygın olduğu düşünüldüğünde, eğitim hizmetlerine erişimin oldukça zor olduğu bu yörelerde, söz konusu uygulamayla aynı sorunun varlığını koruduğunu, uygulamanın çözüm değil yeni sorunlar ortaya çıkardığını söyleyebiliriz.

İlgili yönetmelikte öğrencileri taşıma kapsamına alınan köy ve mezra yerleşim birimlerinde ilkokul öğrenci sayısının 10'dan az olması şartı yer alıyor. Şu an taşımalı eğitim sisteminin uygulandığı köylerin birçoğunda ilkokul öğrenci sayısı 10'un üzerindedir. Bu nedenle, bu taşımalı eğitim kapsamına alınmış öğrenci sayısı da gün geçtikçe yükselmektedir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de yirmi yedi yıl önce yani 1989-1990 eğitim-öğretim yılında sadece 2 ilde başlayan taşımalı eğitim uygulaması, "Türkiye'nin sözde çağ atladığı, dünyanın 17'nci büyük ekonomisi hâline geldiği ve okullarda artık tabletlerle eğitim verildiği" günümüzde -ki bunu tırnak içerisinde söylüyorum- Türkiye'nin neredeyse bütün illerinde uygulanır hâle gelmiştir. Millî Eğitim Bakanlığının resmî rakamlarına göre, 2012-2013 eğitim-öğretim yılında ülke genelinde taşımalı eğitim uygulaması kapsamında 811.838, taşımalı öğretim uygulaması kapsamında 389.958, özel eğitim öğrencilerinin ücretsiz taşınması uygulaması kapsamında ise 47.459 öğrencinin taşındığı açıklanmıştır.

Uygulamanın başladığı yıllardan bu yana 120 trafik kazasının yaşandığı, meydana gelen bu kazalarda 48 öğrencinin hayatını kaybettiği, 62 öğrencinin ise yaralandığı resmî istatistiklerde yer almaktadır. Yani 48 öğrenci, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından uygulanmakta olan taşımalı eğitim sisteminin kurbanı olmuştur. Rakama bakıldığında, her yıl yaklaşık olarak 3 öğrencinin Millî Eğitim Bakanlığının kendi kusuru nedeniyle hayatını kaybettiği ortaya çıkıyor.

Ülkemizde servis güvenliğinden kaynaklı sorunlar sürmektedir. Yalnızca taşıma merkezli okullarda değil, tüm kurumlarda öğrenci taşıma işi yönetmeliklere uygun olarak yapılmamakta, her yıl onlarca öğrenci ve öğretmen yol kazalarında yaşamını yitirmektedir. Servis araçları öngörülen özelliklere sahip değildir. Öğrencilerin binmesi gereken servise öğrenci olmayanlar da binmektedir. Kayıtlı servis şoförlerinin haricinde birçok farklı şoförün aynı aracı kullandığı, ayrı yerleşim yerlerinden birden fazla servisle gelmesi gereken öğrenciler bir servise sığdırılarak âdeta balık istifi getirilmektedir. Bu durumlar, öğrencilerin güvenliği açısından da son derece tehlikelidir.

Taşıma merkezi ilkokulu ya da ortaokulu kurumu olarak tayin edilen okullarda sınıfların öğrenci mevcudu çoğu yerde 50'nin üzerinde olmaktadır. Bu şekilde kalabalık olan sınıflar bir hayli fazladır. Çocuklar araçlarda balık istifi getirilirken araç içerisinde şoförden başka yardımcı bir görevli de çoğu kez bulunmamaktadır.

Yine, önemli bir konu da taşımalı eğitim nedeniyle öğrencilerin evlerinden ayrı kaldıkları süredir. Bu süre bir günü bulmaktadır. Bu anlamda düzenli bir hizmet de söz konusu değildir. Evinden uzakta olan öğrenci geç saatlere kadar aç kalmakta ya da yetersiz beslenmektedir. Köy okullarında uygun lavabolar, kesintisiz su bulunmadığı için öğrenciler bu konuda çeşitli sorunlar yaşamaktadır. Okullarda el temizliği ve diğer ihtiyaçlar için kullanılacak temizlik malzemesi de bulunmamaktadır. Bu sistemle sadece eğitimin kalitesi düşmüyor, aynı zamanda, faciaların yaşanacağı da bugünden anlaşılabiliyor.

Değerli milletvekilleri, yine, önemli bir konu ise Büyükşehir Yasası'nın çıkmasıyla köylerin mahalle statüsüne dönüşmesi sonucu çıkan sorunlardır. Çok sayıdaki köyde taşımalı eğitime son verilmiş ve binlerce çocuk traktörlerle, at arabalarıyla, römorklarla saatlerce yürüyerek okullara taşınmaktadır. Bu alanda ortaya çıkan sorunların da bir an önce giderilmesi gerekmektedir.

Yine, aynı şekilde, bu uygulamanın sonucu olarak ortaya çıkan sorunlardan bir tanesi de nadiren de olsa taşımalı sistemle başka köye giden öğrencilerin, o köyün öğrencileriyle okulda yaşadıkları sorunlardır. Zira, zaman zaman, okulun bulunduğu köydeki öğrenciler taşımalı sistemle okullarına gelen öğrencileri kabul etmiyor, ötekileştiriyor ve bu sorun aileleri de etkiliyor. Geçen sene, Ağrı'nın Taşlıçay ilçesinde böylesi bir sorun yaşanmıştı. İlköğretim okulunun bulunduğu bir Azeri köyüne Kürt köylerinden öğrenci gelmekteydi. Bu öğrenciler arasında problemler yaşandı, aileler de bu işe karıştı "Kürt öğrenci-Türk öğrenci" gibisinden. Sonuçta, bizim müdahalemizle ancak sorun çözülebildi. O olaya ailelerin de katılması sonucunda olayların ne tür bir şekil alacağı da çok bilinmemektedir.

Yine, bu sistemde yaşanan sorunlardan bir tanesi de ihale süreçleridir. Taşınan çocuklara taşıma merkezlerinde yemek verilmemektedir. Son yıllarda, bu ihalelerin şeffaf olmadığı ve yandaş kişi ve şirketlere çeşitli ihale hileleriyle verildiği göz önüne alındığında, bu sorun da oldukça ciddi görülmeli ve bu konudaki ihalelerin şeffaf yapılması gerekmektedir.

Sonuç olarak önergeye destek vereceğimizi belirtiyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)