| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 04.12.2013 |
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Çok teşekkürler Sayın Başkan.
Çok teşekkür ediyorum, yüce Meclisi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Aslında, günlerce konuştuğumuz konu; dünden beri de Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminde olan, aslında adı "Tam Gün Yasası" diye ifade edilen ama aslında "tam" diye bir şeyin olmadığı, yüzde 50'nin olmadığı, yüzde 25'e bile hitap etmeyen, sağlıkla ilgili bir yasayı görüşüyoruz. Sağlıkla ilgili görüştüğümüz yasada sağlıksız birçok unsur var. Yani, bu yasanın uygulanması ve Meclisten geçmesi hâlinde sağlık sorunları çözülmeyecek, tam tersi, sağlıksız bir hâle dönüşmüş olacak. O nedenle, gönül arzu ederdi ki daha önce, komisyonlarda ilgili kurumların, Türk Tabipleri Birliğinin bu konudaki görüşlerinin alındığı, diğer meslek örgütlerimizin, sendikalarımızın bu konudaki değerlendirmelerinin dikkate alındığı bir yasal düzenlemeyi gerçekten bu Mecliste yapabilseydik. Yine bir oldubittiye getiriliyor, yine bir torba yasayla yine ilaveler yapılarak belki burada verilecek önergelerle daha da büyütülecek bir torba yasayı yeniden gündemde tutuyoruz.
Değerli arkadaşlar, öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki: Bu çalışma yaşamıyla ilgili kısmı çok önemli. Yine, özellikle çalışma sürecine ilişkin -daha önce ifade ettik- Sağlık Bakanlığında yoğun bir taşeronlaşma uygulaması var. Sayın Bakan herhâlde bunu en iyi bilenlerdendir ama orada çalışanların -çalışma koşulları- çoğu taşeronda. Daha önce 20 bin tane taşeron işçisi vardı AKP iktidara geldiğinde, şimdi 600 bin tane taşeron işçisi var; bunun büyük bir bölümü de sağlıkta çalışıyor ve hangi ad altında çalışıyorlar? Birçoğu inşaat şirketi olarak faaliyet gösteriyor. Bu çalışanlar sağlıkta çalışıyor, hemşire veya başka kadrolarda istihdam ediliyorlar, asistan olarak hastane hizmetleri veriyorlar ama turizm şirketinde veya inşaat şirketinde... O ihaleyi almış bu şirketler ve sağlık alanında hizmet veriyorlar, hizmetlerini sürdürüyorlar ve Bakanlık da bunlara çok rahatlıkla "Siz yeter ki bu hizmeti satın alın, ister inşaatla uğraşın, isterseniz tarımla uğraşın, isterseniz turizmle uğraşın hiç önemli değil, yeter ki bu hizmeti siz satın alın ve hizmeti kim yaparsa yapsın."
Orada hizmet satın alındıktan sonra o insanların çoğu sendikalara müracaat ediyor, bu iş kolunda örgütlenen sendikalar diyorlar ki: "Sizin iş kolunuza girmiyor. Bu giren, buradaki çalışanlar, işte, inşaatta, turizmde, tarımda çalışıyorlar, sizin alanınızda değil." O nedenle örgütlenme hakları da yok. Daha geçen hafta, Sayın Bakan siz de biliyorsunuz, koşulları kötü olduğu için demokratik haklarını kullanan, Hacettepe Üniversitesindeki 33 tane taşeron çalışanı en demokratik tepkilerini ortaya koydular. Yani "Çalışma koşullarımız iyi değil, taşeronun uygulamalarından memnun değiliz. Bizi sömürüyor, on iki on üç saat çalıştırıyor." diye tepki koyan işçilerin 33'ü daha geçen hafta işten atıldı Hacettepe Üniversitesinde.
Şimdi, yeniden, şu anda, özellikle "aile hekimliği" adı altında çalıştırılan doktorların çoğu on altı saat çalıştırıldıkları için bir isyanda ve bu haksız uygulamalara karşı.
Özetle söyleyeceğim şu: Bu yasa, bu hâliyle, hâlen düzelmeyen sözleşmeli çalışanlarla ilgili, taşeron çalışmalarla ilgili, 4/C'yle, 4/B'yle ve yaygınlaşan taşeron uygulamasıyla beraber yeniden yapılandırıyor ve sağlıklı bir yasa düzenlemiyoruz biz burada. Sağlıksız bir yasaya da "Evet." dememiz bizden herhâlde beklenemez.
Bu sağlıksızlığa Sağlık Bakanlığının, sağlıktaki bu konudaki uzmanların ve bu Parlamentonun bir son vermesini diliyor, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)