| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 04.12.2013 |
MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi ve tutuklu tüm milletvekillerini saygıyla selamlıyorum. Tasarının 20'nci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Bu maddede, sünnetin doktorlar tarafından ameliyatla yapılmasını doğru bulduğumuzu ve desteklediğimizi daha önce de ifade etmiştik. Ancak, Sayın Bakanım, bir hekim olarak anlamakta zorlandığım bir konu var, umarım yanıt verirsiniz. "Olağanüstü ve istisnai hâllerde Sağlık Bakanlığınca düzenlenecek eğitimi alan kimseler tarafından hekim gözetiminde sünnet yapılması Bakanlık izniyle olabilir." Ne demek bu? "Olağanüstü ve istisnai hâllerde sünnet" ne demek, anlamış değilim. Anlaşılan, Bakanlık bu konuda bir kurs açacak. "Hekim gözetiminde" ne demek? Hekim varsa zaten kendisi neden yapmıyor, gözetiminde bir başkasına yaptırıyorsunuz?
Bu maddenin (2)'nci fıkrasında, sağlıkçı olmayan asker ve polise acil tıbbi müdahale yetkisi verilmektedir. Dikkatinizi çekmek istiyorum, ilk yardım değil. Tıp biliminin gereği, acil tıbbi müdahalenin standartları vardır. Bu standartları Sağlık Bakanlığının İnternet sitesinde, baktığınızda göreceksiniz. Acil tıbbi müdahalede, özellikle yetişkinler için olan dokümanına bakarsanız, müdahalenin tıp eğitimi sonrası özel eğitim alanlarında beceri kazanmış kişiler tarafından yapılması gerektiğini anlayacaksınız. Ancak, siz bunu Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet mensuplarına yaptırmayı düşünüyorsunuz. Türk Silahlı Kuvvetlerinin savaş unsurlarından ve Emniyet Genel Müdürlüğü Özel Harekat Dairesi Başkanlığının merkez ve taşra teşkilatı polisine, eğitimi başarıyla tamamlayana böyle bir müdahale yetkisi veriyorsunuz. "Tıbbi müdahale türlerinden olan acil tıbbi müdahale; tıbbi müdahaleye gereksinim duyduğu, acilen tıbbi müdahale bulunmadığı takdirde ölüm, bedenî ya da ruhsal bakımdan geçici, kalıcı zararlar söz konusuysa bu müdahaleyle karşılaşılabilir." diyor.
Hastanın tıbbi müdahale sırasında haklarından birisi de yaşam güvenliği hakkıdır. Hekim açısından, tıbbi müdahale sırasında hastaya yeterli zaman ayırma ve kaliteli hizmet sunma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bunlardan birinin ihlali durumunda idari ve hukuksal işlem yapılmaktadır. Hukuk devleti ilkesi olarak, hizmet sunumu sırasında kusurlu davranışlar sebebiyle sağlık hizmetlerinde bireylere vermiş oldukları zararlardan dolayı sorumludurlar. Bu idari sorumluluk, anayasal düzenlemelerde de mevcuttur. Hekim için hukuksal bir sorumluluk varken siz bu tasarıyla... Asker ve polis için getirdiğiniz bu tasarıda sorumluluk olmaması hiç dikkatinizi çekmiyor mu?
Bu tasarıda kendisiyle çelişen bir başka konum daha vardır. Eğer bu tıbbi müdahale acil ve olağanüstü durumlarda söz konusuysa emniyet güçlerinin merkezî personeli neden bu kapsam içerisine alınmıştır, doğrusu anlamakta zorlanıyorum.
Değerli milletvekilleri, dikkatinizi çeken bir noktayı sizinle paylaşmak istiyorum. Bu tasarıda, özellikle tıbbi müdahale esnasında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin savaş durumundan yani muharip durumundan ve olağanüstü durumlardaki emniyet güçlerinin müdahalesinden bahsediyor. Bahsedilen savaş uluslararası bir savaş değil. Bu olmadığına göre, devlet bunu yurt içerisinde toplumsal olayların uygulamaları esnasında kullanacak diye gözüküyor.
Gezi Parkı olaylarında yaşananları hatırlatmak istiyorum. Emniyet yetkililerine orantısız güç kullanma yetkisi vererek bir taraftan insanların yaralanmasına, bir taraftan insanların öldürülmesine sebep olurken, yeni bir teklifle, aynı kişilere acil olarak tıbbi müdahale yaptırmayı düşünüyorsunuz, bu defa da eylemde bulunanlara bu görevi vermeyi düşünüyorsunuz. Bu, ne akla ne vicdana ne hukuka sığmıyor.
Gezi olayları kapsamında sizinle paylaşmak istediğim bir olay daha var. Örnek veriyorum: Eskişehir'de kolluk kuvvetlerince darbedilen, öldürülen Ali İsmail Korkmaz'ın kamera kayıtlarını ortadan kaldıranlar ve Ankara'da Ethem Sarısülük'ün yaşamını yitirmesine neden olan polisi korumak adına mahkemelerin yaptığı ortadayken, şimdi siz bunlara bir de acil tıbbi müdahale yetkisi vermeye kalkıyorsunuz. Pes doğrusu! Anlamış da değilim. Bir taraftan insanları yaralayacak, öldürecek silahlı kuvvetler ve kolluk kuvvetleri yetiştiriyorsunuz, aynı kolluk kuvvetlerine tıbbi müdahale olanağı veriyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET HİLAL KAPLAN (Devamla) - Delilleri karartmayacağınızı, ortadan kaldırmayacağınızı ve ölümlerinde, doğacak komplikasyonlara neden olmayacağınızı nasıl garanti edebiliyorsunuz?
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)