| Konu: | 506 SIRA SAYILI PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU RAPORU'NUN BİRİNCİ CİLDİNDE BDP GRUBU MİLLETVEKİLLERİNCE YAZILAN MUHALEFET ŞERHİNDE YER ALAN ANAYASA VE İÇ TÜZÜK'E AYKIRI BAZI İFADELERİN BAŞKANLIK TARAFINDAN ÇIKARILIP ÇIKARILMAYACAĞI VE BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNİN GENEL KURUL TARAFINDAN BELİRLENEN TAKVİM VE PROGRAM DÂHİLİNDE GERÇEKLEŞTİRİLİP GERÇEKLEŞTİRİLMEYECEĞİ HAKKINDA |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 09.12.2013 |
MUHARREM İNCE (Yalova) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın milletvekilleri, sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başbakan "Kürdistan" derse BDP de gelir "Türkiye kürdistanı" der.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sen ne diyorsun onu söyle.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Yani "Irak Kürdistanı için söyledi." diyorsunuz ama Roboski'ye "Dobroski" diyen milletvekilinize de bunun gerçeklerini sorarsınız.
Mesela, bir başka yöneticiniz "Türk yoktur." diyor. Ben de dedim ki: Doğru söylüyorsunuz Türk yoktur, Türkler aslında Kürtlerin kumsalda gezip "tırk tırk" diye ses çıkaranlarıdır.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - "Kart kurt" o, karıştırdın sen.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Değerli arkadaşlar, türkü söylerken, düet yaparken dikkat edeceksiniz. Eleştiriler gelince Kürt sorununu Kürdistan sorununa dönüştürürseniz işte bunun çözümü yoktur. Kürt sorununu biz çözeriz, demokratikleşmeyle çözeriz, evrensel hukukla çözeriz, özgürlükleri genişleterek çözeriz ama siz Kürt sorununu bir coğrafya sorunu hâline, bir Kürdistan sorunu hâline getirirseniz bunu çözemeyiz. "Marmaray'la Londra ile Pekin'i buluşturduk." derken, Ankara ile Diyarbakır'ı ayrıştırdığınızın farkında değilsiniz sizler.
Sorun nerede biliyor musunuz? Sorun, aslında, sizin kafa yapınızda, mantığınızda. Şehre göre şerbet veriyorsunuz, şehre göre şerbet! (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Diyarbakır'a gidiyorsunuz Kürdistancı oluyorsunuz, Barzani'nin eş başkanı oluyorsunuz. Oradan Edirne'ye geçiyorsunuz, şehit babası oluyorsunuz bir anda. Gün geliyor El Kaideci oluyorsunuz, gün geliyor El Nusracı oluyorsunuz, gün geliyor AB'ci oluyorsunuz. Sonra, ABD'ci oluyorsunuz.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Bizi konuşma, muhalefet şerhini konuşsana ya!
MUHARREM İNCE (Devamla) - AB'den, ABD'den sıkıldığınız zaman da Şanghaycı oluyorsunuz.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sen muhalefet şerhinden yana mısın, onu söyle Muharrem?
MUHARREM İNCE (Devamla) - İmralıcı oluyorsunuz, Kaddafici oluyorsunuz, Esatçı oluyorsunuz, sonra fesatçı oluyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
İHSAN ŞENER (Ordu) - Siz neci oluyorsunuz?
MUHARREM İNCE (Devamla) - Oradan geçiyorsunuz, sağcı oluyorsunuz, solcu oluyorsunuz, oradan vazgeçip orta yolcu oluyorsunuz.
İHSAN ŞENER (Ordu) - Siz kendinizi tarif edin, kendinizi.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Aynada kendinize bakın.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Mesela, bir anda Müslümanlıktan bahsedip papaz elbisesi giymekten söz ediyorsunuz. Çevreci oluyorsunuz, yeşilci oluyorsunuz, Adnan Şensesci oluyorsunuz, solcuları tavlamak için oradan Ahmet Kayacı oluyorsunuz.(CHP sıralarından alkışlar)
İHSAN ŞENER (Ordu) - Siz necisiniz?
MUHARREM İNCE (Devamla) - Oradan geçiyorsunuz "Yes be annem"ci oluyorsunuz. Çalıştay yapıyorsunuz, Alevici oluyorsunuz.
İHSAN ŞENER (Ordu) - Bizi tarif etme, kendini tarif et.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Darbuka görüyorsunuz Roman oluyorsunuz be ya! Roman oluyorsunuz Edirne'de. (CHP sıralarından alkışlar) Siz hepsini oluyorsunuz da bakın...
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Bunlar Yılmaz Özdil yazıları. Sen böyle konuşma ya! Sen büyük bir siyasetçisin, böyle konuşma. Bunları, bırak, Yılmaz Özdil yazsın ya!
MUHARREM İNCE (Devamla) - Siz hepsini oldunuz.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Bunları Yılmaz Özdil yazsın, sen ne konuşuyorsun bunları!
MUHARREM İNCE (Devamla) - Darbukayı görünce Roman oldunuz, Barzanici oldunuz, Ahmet Kayacı oldunuz.
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Sayın İnce, "Brookings Institution"de ne olduğunuzu söyler misin?
MUHARREM İNCE (Devamla) - Hepsi oldunuz, iki şey olamadınız: Bir "Türk milleti" diyemediniz, bir de Atatürkçü olamadınız, bu ikisini olamadınız. (CHP sıralarından alkışlar)
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Washington'un dar sokaklarında ne olduğunuzu bir anlatın. Washington'un dar sokaklarında ne olduğunuzu bir anlatın. Washington'un mahremlerinde ne olduğunuzu bir anlatın. Geçen hafta neredeydiniz? Washington'da ne yapıyordunuz?
MUHARREM İNCE (Devamla) - Şimdi, bakın, örneklerimi çoğaltayım ben sizlere: Diyarbakır'da 4 askerimiz kaçırıldı, Sayın Başbakan "Çözüm sürecine karşı olanların işi." diyor.
Sayın milletvekilleri, size bir sorum olacak: PKK, otuz yıldır ilk kez mi asker kaçırdı? Yani, PKK daha önce askerimizi, polisimizi, öğretmenimizi, kaymakamımızı kaçırdı mı, kaçırmadı mı? Yani, bunu ilk kez yapmışsa, derim ki tamam, bir çözüme, bir barışa doğru gidiyoruz, PKK da askerleri kaçırdı, süreci sabote ediyor. Yani, PKK bir kamu görevlisini ilk kez kaçırmadı ki. Bu mantık, PKK'yı aklama mantığıdır, temize çıkarma mantığıdır, tıpkı Reşadiye'de olduğu gibi.
Reşadiye'de ne dediniz? AKP, PKK'yı bir aklama yarışına girdi...
HÜSAMETTİN ZENDERLİOĞLU (Bitlis) - Keşke siz de barışı destekleyebilseydiniz. Daha güzel olmaz mıydı bu konuşmayı orada yapsaydınız?
MUHARREM İNCE (Devamla) - Açıklayın, bakın... O günlerdeki parti sözcünüz Hüseyin Çelik'in açıklamalarına bir bakın. O açıklamalarda...
OKTAY VURAL (İzmir) - Bülent Arınç'ın...
MUHARREM İNCE (Devamla) - Bülent Arınç'ın açıklamalarına bir bakın, o açıklamalarda bunların hepsini görürsünüz.
Bakın, çelişkili olmak, şehre göre farklı şerbetler vermek başka bir şeydir, tutarlı olmak, demokrat olmak başka bir şeydir.
Şimdi, ben, size çelişki gibi görünüp aslında demokrat bir tavır olan örnekler sergilemek istiyorum: Uludere'de 34 çocuğun ölümünü sorgulayacaksın, üzüleceksin, üstüne gideceksin. Orada diyeceksin ki "Bu çocukları, onları hep birlikte savunacağız." Hiç korkmayacaksın bundan.
Kürt olmak gerekmez o çocukları savunmak için, insan olmak, demokrat olmak, yurtsever olmak yeterlidir. (CHP sıralarından alkışlar)
Mesela, bir Sünni olarak diyeceksin ki Alevilerin cemevine haksızlık yapılıyor. Devlet, caminin elektriğini, suyunu ödüyor, Alevi'nin, cemevininkini ödemiyor. Bir Sünni olarak çıkacaksın "Alevi kardeşime haksızlık yapma." diyeceksin. Bunu demek için Alevi olmak gerekmez. (CHP sıralarından alkışlar) Mesela, "Bir cemaate kızdım, dershaneleri kapatırım." diyorsa birisi, sen diyeceksin ki: "Bu eğitim kurumları böyle kapatılmaz." O dershaneciyi de savunacaksın.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Parti tüzüğünde var bizim, dershane sorunu.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Mesela, Gezi'de direnen yaşlı teyzeyi de savunacaksın. Ömrünün baharında on altı yıl hapis yemiş, telefonuna sehven bilgi yüklenen teğmeni de savunacaksın. "Dershanelerde işsiz kalan öğretmenlere iş veririm." dediğinde, maliyeci kontrolüne giren holding patronunu da savunacaksın. Silivri'deki generali de savunacaksın. Düzmece delillerle içeriye atılan gazetecileri, muhalifleri de savunacaksın. Müfettiş gönderilen CHP'li, MHP'li belediyeleri de savunacaksın. Taksim'de gözünü kaybeden delikanlıyı savunacaksın. Başbakanın hışmına uğramış ajans sahiplerini savunacaksın. Haksız yere denetime girmiş, yıllarca "Kapitalisttir." diye mücadele etmiş olmana rağmen, göstericilere otelini açtı diye müfettiş gönderilen, ihalelerden el çektirilen holding patronunu da savunacaksın.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Son iki dakikanı muhalefet şerhine ayır.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Gün gelecek Kürt'ü, Alevi'yi, holding patronunu, on sekiz yaşındaki sosyalist çocuğu, cemaatçiyi, dershaneciyi, ezilen mazlum kim varsa, bu diktatörün ezmek istediği kim varsa herkesi savunacaksın. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Duyuyoruz, duyuyoruz, niye bağırıyorsun!
MUHARREM İNCE (Devamla) - Demokrasi böyle bir şeydir, hukuk böyle bir şeydir, adalet böyle bir şeydir ve bunu yapmak için...
METİN KÜLÜNK (İstanbul) - Tarihinize bakın.
MUHARREM İNCE (Devamla) - ...Cumhuriyet Halk Partili olmak gerekmez, bunu yapmak için solcu olmak gerekmez, bunu yapmak için insan olmak, adam olmak, yurtsever olmak yeterlidir diyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)