| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 26 |
| Tarih: | 09.12.2013 |
REŞAT DOĞRU (Tokat) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 480 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 22'nci maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bir kanunu, bir torba kanunu burada görüşüyoruz ancak, şu anda, sağlık personelinin büyük bir kısmı bu kanundan çok şeyler bekliyor. Yani beklemiş oldukları, özellikle özlük haklarının ne olacağı, emeklilik haklarının ne olacağı, çalışma şartlarının ne olacağı şeklindedir. Sayın Bakana, biz de, çeşitli kereler görüşmelerimizde, sağlık personelinin çok zor şartlar içerisinde çalıştığını ve büyük problemler içerisinde yuvarlanmakta olduğunu ifade etmeye çalıştık.
Hekimlik öyle kolay bir sanat değil. Hekimlik sadece bir meslek de değil. Hekimlikte çok büyük fedakârlık vardır. Hekimin sadece mesaisi sekiz saat değil, bu mesai saatleri belki on altı saat, belki yirmi dört saattir. Hatta hekim, enteresandır, tatile çıkar, tatilde bile, otobüse biner, otobüste biri hastalanır veya herhangi bir kriz meydana gelir, hemen ona müdahale etmek mecburiyetindedir veya başka bir şekilde bir durumla karşılaşılır; ebedir, hemşiredir, sağlık memurudur, hekimdir hep beraber o insana, o sağlığa kavuşması gereken insana her türlü yapılması gerekenler yapılmaya çalışılır. Sonuçta da hekimlerin özlük hakları konusunda haklı olarak isteklerinin mutlaka cevap bulması gerekir.
Şunu söylemek isterim ki hazırlanmakta olan bu tam günle ilgili, bu değişiklikle ilgili olan kanunda, hekim camiası olsun, sağlık çalışanları olsun, hepimizi her an arayarak, acaba bu kanun içerisine biz nasıl gireceğiz, ebelerin durumu nasıl olacak, sağlık memurlarının durumu nasıl olacak, özellikle hekim kardeşlerimizin durumları ne olacak şeklinde özellikle istekleri vardı. Ancak, görmüş olduğumuz kadarıyla bu kanun içerisinde, tabii, bazı iyileştirmeler var ama o iyileştirmelerin yeterli olmadığını ve hekimlerin dertlerine de çare olmadığını da maalesef, üzülerek görüyoruz.
Hekimlerimiz ne istiyorlar? Hekimler insanca yaşayacak bir maaş istiyorlar veyahut da emekli oldukları zaman çok az verilen maaşları yerine kendilerine yeten, tekrar geriye dönmek mecburiyetinde kalmadıkları bir emekli maaşı istiyorlar. Ama, enteresandır, Adalet ve Kalkınma Partisine bir türlü bunu anlatamıyoruz. İşte çeşitli mazeretler ileri sürülüyor; işte "Ödenekler yok." deniyor, "Maliye Bakanlığı vermiyor." diye birtakım söylemler içerisinde bulunuyorlar. Ama, değerli arkadaşlar, şu anda bir hekim emekli olduğu zaman yaklaşık olarak 1.800 lirayla 2.000 lira arasında bir maaş alıyor. Bu da ne oluyor? Emekli olmak istemiyor.Hekim çalışmak istiyor, beraberinde de... Çalışması gerekir, tabii çalışsın ama değerli arkadaşlar, hekimlerin de belli bir zaman sonra kendilerinin rahat edebilecekleri, çoluğunu çocuğunu geçindirebilecekleri bir ücretin olması gerekmez mi? Ama, enteresandır, bunların hiçbirisi olmuyor. Ondan dolayı da çıkarılmakta olan bu kanunun bizce iyi yönlerinin yanında bu yönlerinin olmamasından dolayı da büyük bir üzüntü içerisinde olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Hâlbuki bunların içerisine bunları koyabilirdik.
"Sağlıkta çağ atladık, her şey güzel." deniliyor ama şöyle bir bakmış olduğumuz zaman, poliklinik önlerine bakmış olduğumuz zaman veyahut Türkiye'nin içerisindeki durumlara bakmış olduğumuz zaman pek de öyle, çok fazla problemlerin çözümlenmiş olduğunu görmüyoruz. Bakınız, ben birkaç tanesini saymak istiyorum: Şu anda ülkemizde zararlı gıda ve içecekler, genetiği değiştirilmiş gıdaların alınmaması ve doğal gıdaların tüketilmesi, hava kirliliği ile mücadele, suların kirletilmesinin önüne geçilmesi, insanların psikolojilerini olumsuz etkileyen ruhsuz şehir yapılanmalarının ortadan kaldırılması. Hatta enteresandır, işte, ana yolların etrafında şu anda şehir yerleşimleri vardır, yine, binlerce ev vardır, bu evlerde o arabalardan çıkan egzoz gazları münasebetiyle çok ciddi sağlık sorunlarının yaşanmakta olduğu da ortadadır ama bu bile... Büyük, gelişmiş ülkelerde şehir merkezlerinden geçen ana yolların etrafına çeşitli bentler yapılır. Bu bentlerin yapılması noktasında tekliflerimiz olmuş olmasına rağmen, bunu da bir yerde Sağlık Bakanlığının, çevreyle ilgili bakanlıkların veyahut da Şehircilik Bakanlığının savunması gerekirken bunları bile ortaya koyamıyoruz. Yani, büyük şehirlerimiz yaşanmaz şehirler hâline gelmeye doğru süratli bir şekilde gidiyor. Yani, sağlığımızın tehdit edildiği kentsel yaşamdan çok, kentlerde kırsal yaşam imkânlarının özendirilmeye çalışılması gerekirken maalesef, enteresan durumlarla karşı karşıya kalıyoruz.
Tabii, burada ebelerimize verilen haklarla ilgili bir önergemiz var. Önergemizin kabul edilmesini bekliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.