GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBUNUN, 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI'NIN KAMU İDARELERİ BÜTÇELERİ ÜZERİNDE YAPILACAK GÖRÜŞMELERİN BİRİNCİ VE İKİNCİ TURLARINDA GRUPLAR VE HÜKÛMET ADINA YAPILACAK KONUŞMALARIN YETMİŞ BEŞER DAKİKA, KİŞİSEL KONUŞMALARIN ONAR DAKİKA OLMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:28
Tarih:11.12.2013

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Meclis çalışmalarında mutabakatla görev ifa etme, konsensüsle iş yapma son derece önemli. Meclis teamülünde, Meclis uygulamalarında bugüne kadar hiç ihlal edilmemiş, bütün siyasi partilerin geçmişte, bugüne kadar üzerinde hassasiyetle durduğu mutabakat konularından bir tanesi bütçe görüşmeleri idi. Bugüne kadar bütçe görüşmeleri takvimi bütün siyasi partilerin, bütün grupların mutabakatıyla, konsensüsüyle belirlenirdi ve buna uyulurdu ve bu bütçe görüşmeleri sırasında grup önerileri getirilmez, çok acil durumlar dışında ve bütün grupların mutabakatının sağlanması hâli dışında grup önerileri getirilmez ve bu süre içerisinde, belirlenmiş özel gündem içerisinde bütçeyle ilgili konular görüşülür, tartışılır idi.

Tabii, mutabakat kolay oluşturulmuyor, oluşmuyor Türkiye'de, hele Türkiye'de siyasi partiler, siyasi parti grupları arasında mutabakat kolay oluşmuyor. Bu kolay oluşmayan ama bugüne kadar da hiç ihlal edilmeyen mutabakatlardan bir tanesi maalesef Cumhuriyet Halk Partisi tarafından bozulmuş durumdadır. İlk defa, ilk defa grup önerisi, bütçe görüşmeleri sırasında grup önerisi getirilerek bu mutabakat bozulmuştur. Sadece grup önerisiyle bozulmadı, bütçe takviminin oluşturulması da aynı şekilde... Bu sene hariç, bu yıl hariç, 2014 bütçesinin görüşüldüğü şu an, şu dönem hariç önceki tüm dönemlerde bütün siyasi parti gruplarının ortak imzasıyla, Danışma Kurulu kararıyla bu takvim belirlenir ve uygulanırdı. İlk defa Cumhuriyet Halk Partisi bu mutabakata katılmadı ve bu nedenle grup önerisiyle bu takvimi belirlemek zorunda kaldık. Bundan gerçekten son derece üzüntülü olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Bunlar kolay oluşmuyor, çok uzun yılların birikimi, çok uzun yılların ortaya çıkardığı güzel bir uygulama, güzel bir gelenekti bu ama maalesef, kusura bakmayın, Cumhuriyet Halk Partisi bu geleneği ortadan kaldırdı, bu geleneği yok etti maalesef.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Sor bir niye kaldırdı? Sor ki niye kaldırdı, sor?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Yok etti, yani ortadan kalktı yirmi yıllık, otuz yıllık, kırk yıllık gelenek. Bakın, ondan bahsediyoruz.

MUHARREM İNCE (Yalova) - Şimdi örneklerini anlatacağız.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Memleket ve Meclis yönetiminden kaynaklanıyor bu.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Bugüne kadar tartışmaları olmuş, geçmişte çok siyasi partiler arasında çok sert tartışmalar, müzakereler yaşanmış ama bu teamül, bu gelenek hiç bozulmamış arkadaşlar, bozdurulmamış. Bunda çok hassasiyetle korunması söz konusu olmuş ve korunmuş, bugüne kadar gelmiş. Yani bu, Türkiye Meclis tarihinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmalarında şu anda, şu an gerçekten bir kırılma anıdır ve maalesef son derece talihsiz bir andır.

Sayın Vural'ın çok açık bir şekilde belirttiği gibi ve Sayın Vural'a da buradan çok teşekkür ediyorum, keza BDP de aynı hassasiyeti gösterdi ama Sayın Vural'ın hem konuşması hem öncesinde yaptığımız görüşmelerde ortaya koyduğu tavır grup olarak da bu geleneğin, bu teamülün... Bu bizim dışımızda, bugün AK PARTİ var, on yıl sonra, yirmi yıl sonra, otuz yıl sonra belki olmayacak. Dolayısıyla, bu bize kalacak olan yerler değil. O yüzden burada bugün AK PARTİ var, onun aleyhine veya Hükûmetin aleyhine olsun nasıl olursa olsun anlayışı içerisinde olmamak gerekiyor. Daha geniş ve bunun ötesinde düşünebilmek gerekiyor. Cumhuriyet Halk Partisinin bu düşüncede olmadığını üzülerek ifade ediyorum.

Bakın değerli arkadaşlar, bu takvim oluşturulurken, turların sayısı belirlenirken ve turlar üzerindeki görüşme süreleri de tespit edilirken biz bütün siyasi partilerle konuştuk ve geçen yıl birlikte -Sayın Vural'da gösterdi- dört siyasi partinin mutabakatla ortaya koyduğu takvimin aynısının bu sene uygulanmasını önerdik ve kabul edildi, biraz önce ifade etmeye çalıştığım gibi, Cumhuriyet Halk Partisi hariç. Geçen yıl nasıl yapılmış ise, geçen yıl kaç tur ve hangi süreler ihdas edilmiş ve onun üzerinden yürütülmüş ise biz, bu sene de aynı şekilde grup önerisi olarak çıkardık, Cumhuriyet Halk Partisi imzalamayınca.

Şimdi, sürelerin azlığından bahsediliyor. Bakın değerli arkadaşlar, 1997 yılında turlar üzerindeki görüşme süreleri yirmi dakika. Lütfen dikkat edin değerli arkadaşlar yani AK PARTİ'nin iktidar olduğu dönemlerin hiçbirisinde süre kısaltılması söz konusu değil, tam tersine şimdi okuyacağım. 1997... Daha sonra kırk dakikaya çıkarılmış. 2001'de otuz dakikaya düşürülmüş, 2002'de otuz dakika olarak uygulanmış, turlar üzerindeki konuşma süreleri, sonra 2005'te yine mutabakatla, bütün siyasi partilerin mutabakatıyla kırk beş dakikaya çıkmış. En sonunda 2011, 2012 ve 2013 yılında 7 turda elli dakika, diğer 5 tur üzerinde de kırk dakika her grubun konuşma süresi olması benimsenmiş ve kabul edilmiş, değerli arkadaşlar ve üç yıldan beri de bu şekilde uygulanıyor. Yani geçmiş dönemdeki bütçe görüşmelerinde gündeme gelmeyen söz hakları, imkânları son üç yılda yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Hiçbir dönemde bu kadar fazla konuşma süresi verilmemiştir. Altını çizerek ısrarla söylüyorum. Çünkü biraz önce ifade edildi: "Bu süreler dar geliyor, bu süreler yetmiyor." gibi birtakım konuşmalar oldu, bunlar doğru değil değerli arkadaşlar. Bu gerçekten çok üzüntü verici bir durum. Temenni ediyoruz, Cumhuriyet Halk Partisi sadece bugüne yönelik olarak ve sürelerin artırılmasına ilişkin olarak bir grup önerisi getirmiştir, temennimiz bu. Yani bu teamülü çok daha fazla bozmadan, bu güzel uygulamayı, bu güzel geleneği zedelemeden bu teamülün dışında bir adımın atılmamasını bekliyoruz, temenni ediyoruz bundan sonra. Bu, gerçekten Meclis geleneği açısından, Meclis teamülü ve mutabakatı açısından son derece önemli.

Peki, Cumhuriyet Halk Partisi yetkilileri -dün Sayın Genel Başkanları da ifade etti- Sayıştay raporlarını gerekçe göstererek böyle bir tavır içerisinde olduklarını değişik vesilelerle de ifade ettiler. Değerli arkadaşlar, bakın, bugün, gelmediği ya da eksik geldiği için bütçe denetim hakkının kullanılmasına imkân verilmediği iddia edilen raporlar Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç gelmedi değerli arkadaşlar. Evet, bugüne kadar o raporların hiçbir tanesi gelmedi Meclise ve sadece uygunluk bildirimi üzerinden bütçe denetimi ve kesin hesaplar görüşüldü, değerlendirildi ve kabul edildi. Şimdi, burada soruyorum. Geçmişte hiç gelmedi bu raporlar, tekrar tekrar altını çiziyorum değerli arkadaşlar.

GÜRKUT ACAR (Antalya) - Kanundaki hükmü ne yapacağız?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Neden gelmedi? Çünkü bu raporlar 2010 yılında çıkartılan 6085 sayılı Kanun'la ihdas edildi ve bunların bütçenin hukukiliği, doğruluyla hiçbir alakası yok.

HALUK EYİDOĞAN (İstanbul) - Ya, Sayıştay var, raporu yok.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Bakın, değerli arkadaşlar, 6085 sayılı Kanun'dan önce kırk yıl, elli yıl bu uygulama devam etti ve bu bütçeler görüşüldü.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Ne alakası var?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Yani bugün gelen bu raporlar ilk defa bu sene geldi. Bugün gelen bu raporlar, bu yıl gelen bu raporlar daha önce bütün siyasi partilerin iktidar olduğu dönemlerde gelmedi. Böyle bir rapor ihdas edilmedi, böyle bir rapor Meclise gönderilmedi.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Böyle söylemeyin lütfen.

MÜSLİM SARI (İstanbul) - Doğru söylemiyorsun.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - 8 Aralıkta Resmî Gazete'de yönetmelik çıkardınız.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Peki, buradan yola çıkarak o bütçelerin gerçek dışı olduğunu, görüşülemeyeceğini, butlan olduğunu söyleyebilir misiniz değerli arkadaşlar, söyleyebilir misiniz?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - 8 Aralıkta, pazar günü ya.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - 6085 sayılı Kanun'la... Bakın, 6085 sayılı Kanun Teklifi'nin altında imzası olan arkadaşlar, milletvekilleri; şahsım, Bekir Bozdağ, Suat Kılıç, Mustafa Elitaş, Fahrettin Poyraz, Alaattin Büyükkaya, Veysi Kaynak. Elbette muhalefet de destek verdi ama bu kanun yani bu raporları ilk defa ihdas eden, ilk defa ihdas eden ve ilk defa Meclise gönderilmesini düzenleyen kanun AK PARTİ Grubu çoğunluğu tarafından kabul edilmiş olan bir kanundur. Bu kanunu biz getirdik, bu raporları biz ihdas ettik.

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Hem çıkarıyorsunuz hem kaldırıyorsunuz.

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Niye uymadınız peki?

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Uyuyoruz, hayır uyuyoruz, uyuyoruz. Sorun şu: Bu raporlar geliyor, gelmeye başladı, şu anda 149 tane kurum raporu geldi, 4 tane de genel değerlendirme raporu geldi. Gelmedi mi? Geldi.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Ne raporu ya!

MÜSLİM SARI (İstanbul) - "Görüş bildirilememektedir." diyor, ne raporu!

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - "Görüş bildirilmemiş." demek rapor mudur ya? Yapmayın ya, bizi kandırmayın!

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Ama siz diyorsunuz ki: "Bu raporların içeriğinde bizim beklediğimiz, bizim istediğimiz gibi düzenlemeler, hükümler yok, açıklamalar yok." Ama kusura bakmayın...

MÜSLİM SARI (İstanbul) - Doğru söylemiyorsunuz!

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Size yakışmıyor Nurettin Bey!

NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Kusura bakmayın, Sayıştay sizin istediğiniz gibi rapor üretmek durumunda değil değerli arkadaşlar. O yüzden, lütfen...

Yani bakın, Sayıştayın bu kanundan önceki yetkileri son derece sembolikti, genel hesap yargısı dışında hiçbir denetim yetkisi yoktu. Bu Hükûmet, bu grup, bakın, AK PARTİ Grubu Hükûmetin yetkisinde olan denetim konularını sona erdirdi ve Sayıştaya devretti. Daha önce belediyelerin iktisadi kuruluşları denetim kapsamı dışındaydı -bunların büyük çoğunluğu da AK PARTİ'li belediyelerin şirketleri, büyük kaynak kullanıyorlar- yani tamamen denetim kapsamı dışındaydı, Sayıştayın denetimine tabi hâle getirildi. KİT'ler Sayıştay denetimi dışındaydı, Sayıştayın denetimine tabi hâle getirildi. Keza, Türk Silahlı Kuvvetlerinin askerî harcamaları da çok yüzeysel bir denetime tabiydi, şimdi tam anlamıyla, yüzde 100 Sayıştayın denetimine tabi kılındı. Ayrıca, onlarca, hatta belki yüzlerce kurum kendi özel kanunlarında Sayıştay denetimine tabi olmadığını ifade eden hükümlerle yürürlüğe giriyordu; onların tamamını kaldırdık, tamamını yürürlükten kaldırdık 6085 sayılı Kanun'la. Bunu kim yaptı? Denetimden korkan bir grup, bir hükûmet böyle bir adım atabilir mi değerli arkadaşlar?

Yapılan sadece şudur... Bakın, ayrıca, bu gelen raporlarla, tartıştığımız raporlarla ilgili belirtilmesi gereken en önemli hususlardan bir tanesi de şudur: Bunların hiçbir tanesi hukukla ilgili değildir, yani hukuki, kanunlu, kanunsuz, kanunlara uygunlukla ilgili değildir. Bunların tamamı mali raporlardır, görüş raporlarıdır, yerindelik raporlarıdır, performans denetimini ölçen raporlardır. Yani Sayıştay bu konuda idareye görüş bildiriyor, hepsi budur. Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, bu gerekçeyle bu teamülün bozulması son derece yanlıştır.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)