GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:28
Tarih:11.12.2013

BDP GRUBU ADINA ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Fiziken şu anda Meclisteyim, fiziken sizlere hitap ediyorum ancak bilmenizi isterim ki şu an ruhen burada değilim, aklım da sizde değil. Fiziken beni görüyor olabilirsiniz ancak ruhen şu saat itibarıyla Gever'de evladını kar altında toprağa veren anneyi düşünüyorum, Yüksekova halkını düşünüyorum. Sokak ortasında, göz göre, hedef gözetilerek katledilen sivilleri düşünüyorum. Siz burada kayıkçı kavgasını devam ettirebilirsiniz ancak bugün bile anneler ağlıyor. Ellerinde bir çakı dahi bulunmayan sivil vatandaşlar, son beş gün içerisinde katledildiler. Kim katletti? Bu devletin güvenlik güçleri katletti. Düzmece görüntülerle onlara terörist muamelesi yaptılar. Onlar ne kadar teröristse, Reşit ne kadar teröristse, Veysel ne kadar teröristse, Bemal ne kadar teröristse, ben de o kadar teröristim çünkü o benim seçmenim ve benim hemşehrim. Şu saat itibarıyla Gever'de cenazesi toprağa verilmek üzere olan Bemal'in kırk günlük evladı büyüdüğünde siz ona ne diyeceksiniz? Nasıl büyüyecek? Hangi atmosferin içerisinde büyüyecek? Buna değinebiliyor musunuz? Gelip burada güzellemeler yapmanız, birbirinizle kayıkçı kavgasına girmeniz hiçbir şeyi değiştirmiyor.

Eğer ki sağduyu egemen olmamış olsaydı, bu provokatörlerin provokasyonları erken teşhir edilmemiş olsaydı, olayların önüne geçmemiş olsaydık, evet, inkâr ettiğiniz Kürdistan bugün cayır cayır yanıyor olacaktı. Bu provokasyona Meclis olarak son beş gündür bir şey dediniz mi? Ey Meclis Başkanı, ey milletvekilleri, bu provokasyona karşı tutumunuz nedir? Ne söylüyorsunuz? Vicdanınıza seslenmek istiyorum diyeceğim ama görüyorum ki vicdan da kurumuş, neyinize sesleneceğim?

ALİ ERCOŞKUN (Bolu) - Sen ne diyorsun, sen? Ne dediğini söyle.

ADİL ZOZANİ (Devamla) - Bu ortam içerisinde gelip bütçeyi görüşeceğiz, sağlıklı bütçe görüşmesi yapacağız. Yapabilir misiniz? Sansürcü üçüzler, yapabilir misiniz? Rette, inkârda, asimilasyonda buluşan sansürcü üçüzler, bunu yapabilir misiniz? Tarih yakanıza yapışacak, Anadolu halkları, Kürdistan halkı, halkları yakanıza yapışacak ve bunun hesabını, bu reddin, bu inkârın, bu asimilasyonun hesabını sizden soracak, eninde sonunda size soracak.

Sayıştay bütçesi üzerine fikirlerimi ifade edecektim ancak görüyorum ki derin bir sessizlik var bu katliamlar karşısında ve buna değinmeden geçemeyeceğim. Sayıştay raporlarıyla ilgili olarak, çok açık ve net söylüyorum, bütün Türkiye halkının huzurunda söylüyorum: İktidar partisi, onlarla birlikte sansürde birleşen muhalefet partileri samimi değiller, samimi olmuş olsalardı... Bütçe görüşmeleri esnasında da gündeme getirdim; Sayıştay Parlamento adına denetim görevini yapar, Sayıştayın görevi Parlamento adına, Meclis adına denetim yapmaktır. Başka kurumları, özel kurumları, özel yasayla kurulmuş diğer kurumları denetlediğinde de Sayıştay Yasası'nın 1'inci maddesi oradaki raporları Meclise sunmasını emrediyor. Ancak gizliyor! Ne Plan ve Bütçe Komisyonunda ne de Parlamentoda, sıkça Sayıştay raporlarını eleştiren iktidar, muhalefet partisi milletvekillerinden hiçbirinin, örtülü ödeneğe ilişkin olarak "Bu parayı nereye harcadınız; getirin, hesabını verin?" "Sayıştayın bu konudaki denetimi nedir?" diye sorduğuna tanıklık etmedik.

Bakın, Sayıştay, Ordu Yardımlaşma Kurumunu denetliyor, OYAK'ı denetliyor. OYAK'la ilgili olarak, Ordu Yardımlaşma Kurumunun denetim raporunu bu Parlamentoya getirmek durumundadır. Dünyada başka bir benzeri, örneği yoktur. Ticaretle uğraşan, ihaleye giren dünyada başka ordu yoktur. Sizin çokça övdüğünüz ordunuz, güney Kürdistan'da ciklet satmakla meşguldür, sakız satmakla meşguldür! Raporlarını istiyoruz, bu ticari raporları, bu ticari faaliyetlerin, ordunun ticari faaliyetlerinin, girdiği ihalelerin, işlettiği fabrikaların mali raporlarını soruyoruz. Niye sormuyorsunuz: Ordu neyle meşgul? Size göre ordu, vatan savunmasıyla meşgul. Hadi oradan ne vatan savunması, ordu ciklet satmakla meşgul, ordu sakız satmakla meşgul! Sakız satan, ihracat yapan, ithalat yapan bir ordu vatan savunması yapabilir mi? Bu konuda ne diyorsunuz?

TÜLAY BAKIR (Samsun) - Nereden çıktı?

ADİL ZOZANİ (Devamla) - "Nereden çıktı?" dersiniz. Bilmiyor musunuz? Açın, bakın.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Amerika'nın en büyük kuruluşu, hem ihracatıyla hem ithalatıyla.

ADİL ZOZANİ (Devamla) - Şimdi, gelip burada "Vay efendim, Sayıştay raporları gelmiyor, vay efendim, niye gelmiyor? Bizden ne gizliyorsunuz?" Ey Cumhuriyet Halk Partisi, samimiyseniz, ordunun harcamalarıyla ilgili Sayıştay raporlarını istersiniz, örtülü ödenekle ilgili olarak Sayıştay raporlarını istersiniz, askerî ve güvenlik harcamalarıyla ilgili raporları istersiniz. Denetlemeyi talep edeceksiniz. Bunu istemediğiniz sürece bu konuda yaptığınız hiçbir eleştirinin kıymetiharbiyesi yoktur, samimi bulmayız. Ama diyorsanız ki: "Söz konusu vatansa gerisi teferruattır." ve bundan hareket ederek ordunun yaptığı bütün yolsuzlukların, üstü örtülen harcamaların hesabını sormuyorsanız neyin hesabını soracaksınız? Dünyada başka örneği yok. Ticari faaliyet yapan ve o ticari faaliyetlerle milyarlarca emekli ikramiyesini hak eden başka general yoktur dünyada. Generallerinizin emekli ikramiyelerini merak ediyor musunuz? 1,5 milyon emekli ikramiyesini gündeme getiriyor musunuz? Sonra dönüp dolaşıyorsunuz, "Vay efendim emekçiler." diyorsunuz; demeyin efendim, demeyin bunu. Bu laf, emekçi lafı ağzınıza yakışmaz. Bunu sorgulamadığınız sürece, bunun hesabını sormadığınız sürece bunu söylemeye hakkınız yok, bu laf ağzınıza yakışmaz.

Sayıştay raporlarıyla ilgili, biz bu yılki uygulamaların önümüzdeki yıllarla ilgili olarak teamüle dönüşeceğini ifade edip çözüm önerilerimizi bir bir sıralamışız. Bunun dışında burada yapılacak tartışma sadece tribün konuşmasıdır, seçmen konuşmasıdır. Geçen sene -açın, bakın- Meclise sunulan bütçe raporunun 482'nci sayfasına bakın. Bu sene "Kürdistan" lafını çıkardınız, geçen senekine ne yapacaksınız? Vardı orada. Dersinize çalışmamış mıydınız?

Ey genel başkanlar, size sesleniyorum: Grup başkan vekilleri derslerine çalışmıyor, okumamışlardı. Sehven mi gözden kaçırdınız? Vardı geçen sene "Kürdistan" lafı, okumamış mıydınız? Sayın Yeniçeri, siz okumamış mıydınız? Sayın Halaçoğlu, siz okumamış mıydınız? Sayın İnce, okumamış mıydınız? Vardı, niye okumadınız? Yoksa, geçen sene seçim arifesi değildi, sesimizi çıkarmayalım; bugün Kürtlere karşı birlik oluşturup, Türki bir hassasiyet oluşturup, böyle bir hamasetle seçime girip bir şeyler elde edebileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Avucunuzu yalarsınız. Türk halkı artık sizi dinlemiyor. Göreceksiniz, hepiniz bu konuda 30 Martta avucunuzu yalayacaksınız, Türk halkı sizin yanınızda değildir çünkü.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ADİL ZOZANİ (Devamla) - Türk halkı sizin bu politikalarınızı benimsemiyor, doğru bulmuyor. Dolayısıyla, burada yaptığınız her konuşma aslında bir nevi tribün konuşmasıdır ama alkışlayanınız yok. Bilmenizi isterim. (BDP sıralarından alkışlar)