| Konu: | 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 12.12.2013 |
BDP GRUBU ADINA ALTAN TAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ben konuşmamı klasik bir muhalefet milletvekili gibi yapmayacağım. Yani, iktidarın yaptığı her şeye "siyah", bizim her söylediğimize "beyaz" şeklinde polemikler üzerine kurulu bir konuşma yapma kurgusu ile gelmedim. Olumlu bulduğum şeylere olumlu diyeceğim ve -burada Sayın Bakanımız da hazır, her iki bakanımız da- bakanlarımıza yönelteceğim eleştirileri de yine açık ve net bir şekilde cevaplamaları isteğiyle burada arz edeceğim.
Değerli arkadaşlar, yine bu konuşmadan önce ilk yapmak istediğim şey Sayın Faruk Çelik'e hitaben bir iki şey söylemek. Yoğun şekilde engellilerden talepler var. Meclise geliyorlar, her gün gruplarımızı ve şahıslarımızı ziyaret ediyorlar. Bu ocak ayında yapılması vadedilen atamalarla ilgili ciddi talepleri var, ciddi sorunları var. Yine, her türlü tartışma ve polemikten, rekabetten uzak, bu engellilerin taleplerinin, özellikle de bu ocak ayındaki atamaların yapılması için Sayın Bakandan ricada bulunuyoruz. Çünkü bu her şeyin üzerinde. Gerçekten, engelliler, hepimizin hizmet etmesi gereken, sorunlarıyla ilgilenilmesi gereken kardeşlerimizdir, vatandaşlarımızdır. Bu konuda bize düşen, dörtlü ittifakla bunların bütün sorunlarının çözülmesidir. Elinizde ne varsa, mümkünse -yine tırnak içinde söylüyorum- her şeyi bir kenara bırakarak veya kısmen geciktirerek, bekleterek engellilerin bütün taleplerini lütfen karşılayınız.
Ondan sonra, kara yolları ve havacılıkla ilgili mevzularda birkaç şey söylemek istiyorum. Sayın Bakana önce teşekkürlerimi arz ediyorum. Diyarbakır'da yapılan altı tane alt geçit ve çevre yollarıyla ilgili çalışmalar gerçekten olumlu. Burada da bir anekdotumu anlatmak istiyorum. altı tane alt geçidin projesi hazır ama Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından çeşitli mülahazalarla ihale emirleri verilmiyordu. Sayın Bakanı ziyaret ettim, rica ettim hiç olmazsa acilen iki tanesinin yapılabilmesi için. Altısının birden ihale edilme talimatını verdiler ve bu altısı da bugün itibarıyla bitti. Bunlar olumlu şeyler değerli arkadaşlar. Yani, bu konuda birbirimizi dinlememiz, olumlu olan şeylere olumlu dememiz, olumsuz olan şeyleri de eleştirmemiz gerekir ki biz burada bir mesafe alalım.
Şimdi, bu teşekkür faslından sonra da dilek ve temennilerimi, ondan sonra da eleştirilerimi ve ciddi olan mevzularla ilgili sorularımı Sayın Bakana ve sizlere yöneltmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, şimdi, yine bölgede, etütleri yapılmış, projeleri hazırlanmış ve önemli bir kısmı da tasdik edilmiş, ihale aşamasında olan acil yatırımlarımız var. Bunlar Diyarbakır'ın iki ayrı çevre yolu. Hani, malum, dört parçada yapılıyor, ikisi şu an yapılıyor ama iki parçanın henüz ihalesi çıkmadı. Dicle Nehri iki yerden geçilecek; Silvan çevre yolunun projesi bitti, tasdik edildi, ihale emrini bekliyor; yine, Midyat, Kızıltepe, Çınar, Ergani, Viranşehir, Siverek ve Ömerli çevre yollarıyla ilgili yine bu çalışmalar tamamlandı, yine ihale emrini bekliyor. Bunların tamamını ben takip ediyorum.
Değerli arkadaşlar, sıkıntılarımız var yani bu olumlu olan şeylerden sonra şu an sıkıntılarımızı anlatmak istiyorum. Bir otoyol hikâyemiz var, maalesef yılan hikâyesine döndü. Bu mevzular konuşulduğu vakit, yeri geldiği vakit söylüyorum; otuz iki yıllık inşaat mühendisiyim, rahmetli babam da Diyarbakır Karayolları Bölge Müdürlüğünde görevliydi, Diyarbakır Karayolları Bölge Müdürlüğünün bahçesinde büyüdüm tabiri caizse ama biz, otoyolla ilgili, Sayın Genel Müdürümüzü aşamadık. Bir ay içinde 5 sayın bakanımı ziyaret ettim. Bütün ihale paftaları konuldu, Karayolları Genel Müdürlüğü ısrarla Şanlıurfa-Habur otoyolunu mevcut yola neredeyse paralel bir güzergâhtan götürüyor ve bizim ısrarlı taleplerimiz karşısında da bizi tatmin edecek en azından bir ikna toplantısı yapmıyor, yapmamakta ısrar ediyor. Ben yine Sayın Bakandan rica ettim, Sayın Bakan, sağ olsunlar, alternatif bir proje... Diyarbakır Milletvekili ve Tarım Bakanı Sayın Mehdi Eker, Batman Milletvekili Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek, Bingöl Milletvekilimiz, yine Bakanımız Sayın Cevdet Bey bütün bu arkadaşlarımızın talepleri doğrultusunda "Bir etüt hazırlayın." dedi. Sırf bizim dediğimizin olmazlığını göstermek için yolu 40 kilometre daha uzattılar, Dargeçit'e, Kerboran'a kadar giden bir etüt hazırladılar ve neticede, Sayın Bakanım, "Bu olmaz." diye önümüze koydular. Şimdi soruyorum... Ve bu tartışmalara girdiğimiz vakit de "Efendim, bu işin belli kuralları var. Keyfe göre yol yapılmaz, belli kriterler var ve bu kriterlere göre de bu yolun böyle olması gerekir." diyorlar. E peki, kardeşim, 3 tane, 4 tane bakan bunun kriterlerini bilmiyor. Bizim gibi, hayatı mühendislikte, yolda geçmiş insanlar bilmiyor. E, bari toplayın bizi, bir anlatın bir gün. Batman milletvekillerini, Mardin milletvekillerini, Diyarbakır milletvekillerini, Sayın Bakanım, lütfedin, Sayın Genel Müdür bizi ikna etsin. Kendi partinizin milletvekillerini ikna edin, bakanlarını ikna edin. Ben Karayolları Genel Müdürlüğünden aldığım projeleri -yani etüt ve güzergâhları tasdikli, mühürlü- getirdim, Sayın Mehdi Eker'in önüne koydum, "Bakın, siz televizyonlara çıkıyorsunuz ve 'Bu, Diyarbakır Çınar'dan geçecek, Göksu'dan geçecek, şöyle olacak, böyle olacak.' diyorsunuz." dedim. Maliye Bakanımız, şakayla karışık, tabii iyi niyetle, diyor ki: "Para benden geçecek, korkmayın. Bu yol Batman'a ve Diyarbakır'a 40 kilometreden geçecek." Sayın Mehdi Eker'in önüne ve Sayın Maliye Bakanının önüne projeleri koyuyorum "Bakın, tasdikli projeler dediğiniz gibi değil.", "Hayır, biz Sayın Ulaştırma Bakanımızla çay içtik, kahve içtik, söz aldık, bizim dediğimiz gibi olacak." diyorlar. Peki, sizin dediğiniz gibi olmuyor arkadaşlar; işte, Sayın Bakan da burada, Sayın Karayolları Genel Müdürü de burada, projeler de önümüzde.
Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, ciddi bir otoyol sorunumuz var, otoban sorunumuz var Habur'la Urfa arasındakinde. Tekrar söylüyorum, Sayın Bakan aynen bu arkadaşlarımızın teklif ettiği gibi -AK PARTİ'li ve BDP'li milletvekilleri, ittifaken bölge milletvekilleri- "Bir etüt hazırlayın." dedi. Hazırlandı o etüt -tekrar söylüyorum, teşekkür ediyoruz- ama öyle bir etüt hazırlandı ki "Bu iş nasıl olmaz?", o şekilde bir etüt hazırlandı. Belli kriterler var. Bir: Maliyet kriterleri var, koyun önümüze. Ne kadar fark var, sizin dediğinizle bizim dediğimiz arasında ne kadar fark var? İki: İstimlak bedelleri var. Üç: Yolun trafiği var. Yani, şuradan yaparsam ne kadar bir trafik taşıyacağım, buradan yaparsam ne kadar bir trafik yapacağım? Dört: Yolun bakım giderleri var. Beş, altı, yedi, sekiz, on... Kriterler var. Bu kriterlerin hepsini koyun önümüze, ikna edin; kendi milletvekillerinizi ikna edin, ondan sonra da ne doğruysa hep beraber onu savunalım. Belki şu anki bu konuşmalarımız köprüden önceki son çıkış. Eğer maliyet içinse, arkadaşlar, bunu yapmayın. Bakın, bir Zigana Tüneli 12,9 kilometre, eski parayla katrilyondan, yeni parayla 1 milyardan bahsediliyor. Bir Karadeniz Otoyolu'nu yaptınız, 5 milyar harcadınız, 5 katrilyon harcadınız, 5 milyar dolar harcadınız; her sel geldiğinde yolu alıp götürüyor. Onun için, koyun önümüze bütün kriterleri, doğru düzgün... Ve bize köylü muamelesi de yapmayın yani köyden yarın gelmişler gibi "Hiçbir şey bilmiyor, bu iş böyle olacak." Onun için, değerli arkadaşlar, rica ediyoruz tekrar: Bu otoyol mevzusu tekrar ciddi olarak bir gündeme gelsin ve doğru düzgün bir ikna mekanizması çalıştırılsın.
Yine aynı şekilde, Sayın Bakana ben bir soru yöneltiyorum: Bu geçtiğimiz ramazan ayı, aziz, mübarek ramazan ayı içerisinde Ilısu Barajı'yla ilgili köprüler ve yine bölgede yollar ihaleye çıkarıldı. Bunların tamamı davetiyeli olarak çıkarıldı arkadaşlar, tamamı. Yine, 500 milyon doların üzerinde, eski parayla 1 katrilyona yakın, yeni parayla 1 milyar TL'ye yakın. Buradaki tenzilat oranları nedir? Eğer özel işlerse bunlar -ki yine değil yani Türkiye'de bunların tamamı yapılıyor, daha ağır, daha özellikli, daha evsaflı yollar yapılıyor- bunların birim keşif metrajları nedir, maliyeti nedir, nasıl yapıldı, kaça alındı, hangi firmalar çağrıldı?
Ve ne hikmetse, değerli arkadaşlar, burada bazen isim verdiğimiz vakit yanlış anlaşılıyor, "Ticari hayata müdahale." deniliyor, "Özel hayata müdahale deniliyor ama isim de vermezseniz hiçbir şeyi çözemiyorsunuz. Bir inşaat şirketi Erbil Havaalanı'nı alıyor, Duhok Havaalanı'nı alıyor, Kerkük-Erbil yolunu alıyor, 1 milyar 100 milyon euroluk Ilısu Barajı'nı alıyor, bu bütün yeni, ramazan ayındaki ihaleleri de alıyor. E, peki, nasıl oluyor, lütfen izah edin ve bu firmanın da 424 trilyon vergi borcu uzlaşmada siliniyor. E, şimdi bunların adını vermeyin, sormayın, hesap sormayın... Karayollarında bütün işler en az yüzde 50 tenzilatla gidiyor değerli arkadaşlar, yüzde 50.
Ben Diyarbakır'da Sayın Ahmet Davutoğlu ve Başbakan geldiğinde yan yana, aynı masada oturduk yemekte, protokolü öyle düzenlemişler. "Efendim, bunların hepsi şeffaf." dedi. "Otuz iki yıllık mühendisim, böyle ihaleler görmedim." dedim. Teklif ediyorum, çıkardığınız ihaleleri, yarı fiyatına, bir konsorsiyum kuralım, bizim kuracağımız konsorsiyum yapsın ve bu konsorsiyumu da Meclisten oluşturalım. Mecliste, mühendis olan, müteahhit olan firmalardan oluşturalım.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bence kendilerinden oluştururlar, hepsi müteahhit onların.
ALTAN TAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bunları sormazsak, bunların şeffaf, net cevaplarını bulamazsak bir yere varamayız. Konuşmamın başında da söyledim, olumlu olan işlere olumlu diyeceğiz, teşekkür edeceğiz. Zaten aldığımız terbiye, adap ve demokrasi kültürü de bunu gerektirir. Ama itiraz edeceğimiz şeyleri de deliliyle, belgesiyle, evrakıyla, sorgusuyla, sualiyle burada önünüze koyacağız.
Bir başka soru daha, mesela havacılıkla ilgili. Diyarbakır'dan Erbil'e, Süleymaniye'ye müthiş bir trafik var. Yılda 10 milyar dolarlık bir ticaret hacmi var. İki gün evvel de ben Erbil'deydim. Gidiş bir rezalet, geliş bir rezalet. Sınır kapılarındaki olayları defalarca gündeme getirdik, muhatap yok.
Peki, değerli arkadaşlar, bugün Erbil'den Antalya'ya, Erbil'den İstanbul'a, Erbil'den her tarafa uçak seferi varken Diyarbakır-Erbil, Diyarbakır-Süleymaniye seferleri niçin yapılamıyor? Şimdi soruyoruz: "Efendim, işte, Diyarbakır Havaalanı askerî havaalanı, asker izin vermiyor." Askere soruyoruz, diyor ki: "Bizimle alakası yok. Bu, uluslararası anlaşmalara bağlı. Bu hatlar açılırsa..." Eskiden top çevirme oyunu oynardık, küçükken. Biz ortada dönüyoruz. Bunu da soruyoruz: Bu Diyarbakır-Erbil ve Süleymaniye seferlerinin başlamamasının gerçek sebebi ne? Meydan mı müsait değil, uçak mı yok, siz mi istemiyorsunuz, bu sık sık her şeyi yüklediğimiz derin devlet mi izin vermiyor, ne oluyor? Ve niçin bu insanlar... Ben şimdi Erbil'e giderken Diyarbakır'dan İstanbul'a uçakla gelip İstanbul'dan bir daha Erbil'e, Süleymaniye'ye niye gidiyorum?
PERVİN BULDAN (Iğdır) - O da gece yarısı.
ALTAN TAN (Devamla) - O da gece yarısı, sabaha karşı ve 2 misli fiyatla yani Avrupa'ya gittiğimiz... Efendim, işte, Irak riskli bölge, dünya sigorta bilmem ne sistemleri, işte sigortayı ne bilmem ne yapıyor... Yani, minareyi çalan kılıfını uydurur misali, her soruya da bir cevap var, her soruya.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ama sizin soruya yok.
ALTAN TAN (Devamla) - İşte, ben soruyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ona yok ama.
ALTAN TAN (Devamla) - Niçin başlamıyor yani askeriye mi izin vermiyor, MİT mi vermiyor, kontrgerilla mı vermiyor, siz mi vermiyorsunuz, entegrasyonu mu istemiyorsunuz, uçak mı yok, para mı yok, yolcu mu yok? Yani aklınıza gelen başka varsa siz söyleyin, ben de buradan dillendireyim, aklıma gelenler bunlar.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Rant mı var, onu sorun.
ALTAN TAN (Devamla) - Efendim? Vallahi, anlamadım ama herhâlde doğru söylüyorsunuz.
Şimdi, değerli arkadaşlar, mesela, bir de Diyarbakır-Bingöl yolu, iki tane tünel yapılacak. Dediğim gibi 12,9 kilometrelik tünel çıkıyor Trabzon'la Gümüşhane arası. Olsun, Allah ede 39 kilometrelik tüneller yapılsın, memleketin her tarafı bizim. Ama, bir Bingöl-Diyarbakır yolundaki bu proje, viyadük ve tünel meselesi çözülemedi. Bir bakanımız Bingöl milletvekili, bir bakanımız Diyarbakır milletvekili. Yani, Karayollarından bu proje, bu etüt nasıl geçemedi, ben de şahsen merak ediyorum; keşke onlar olsaydı, onlar cevap verseydi. Bu Bingöl yolu niye bu şekilde kaldı?
Değerli arkadaşlar, Niğde-Ankara otobanı... Şimdi, otobanlarda bir süreklilik esas. Yıllardır bu da bitirilemedi. Yani, tüm bunların cevaplarını bekliyoruz. Dediğim gibi, olumlu işler oluyor, olumlu işler için teşekkür ediyoruz. Sayın Bakanla daha iyi bir diyalog kurabiliyoruz, muhatap olabiliyoruz ama bürokratlarda zorlanıyoruz; genel müdürlükle, bölgeyle değil.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum hepinize. (BDP sıralarından alkışlar)