| Konu: | 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 13.12.2013 |
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, bugün maalesef Ermenistan'da Dışişleri Bakanımızın verdiği bir beyanatla başlamak istiyorum. Tehciri benimsemediklerini benimseyen, söyleyen ve "adil hafıza" adı altında yeni bir kavramla ortaya çıkan Dışişleri Bakanımız, zannediyorum ki Birinci Dünya Savaşı sırasındaki 23 isyandan haberdar değil ve bu isyanda en önemli geçit noktalarının Ermeniler tarafından da tutulduğunun farkında değil. Tehcir, sadece güvenlik için alınmış bir karardır ve kendi toprakları içerisinde yapılmıştır. Diğer taraftan "adil hafıza" adı altında bir konuyu ortaya atarken Ermeni çetelerince katledilen 518 bin Müslümanı da hatırlaması gerekirdi diye düşünüyorum. Önce bu konuda kendisini kınıyorum.
Değerli milletvekilleri, kültür, bir toplum için son derece önemlidir. Bugün ülkemizde bu konuda büyük bir yozlaşma söz konusudur. Bununla ilgili olarak şunları ifade etmek isterim kısaca: Şimdi, enteresandır ki Türkiye'de bugün misyonerlerin cirit attığı bir dönem yaşanmaktadır ve maalesef yine Türkiye genelinde 25 bin kilise ev kurulmuştur. Sadece Keçiören'de mesela 46 mahalle vardır ama 53 kilise ev vardır. Trabzon'da 2005 ile 2006 yılları arasında Santa Maria Kilisesine kayıt yaptıran ve Hristiyan olduğunu söyleyen genç sayısı 12 bini geçmektedir, keza, Adana'da 3 binlere ulaşmıştır bu rakam.
Şimdi, hâl böyleyken Türkiye'de ilginç bir durum yaşanmaktadır. Hani, tarihî yapıları restore edebilirsiniz. Restore ettiğiniz tarihî yapıların muhakkak ki Türkiye için bir önemi vardır ama bu açtığınız, yaptığınız restorasyonlarda özellikle kiliseleri, hiç Hristiyan nüfus olmamasına rağmen, ibadete açarsanız, bunların sonucunu farklı şekilde görmeniz mümkün olmaz.
Ayrıca, bunun ötesinde, önemli bir konu daha var ki, 1923 Lozan Anlaşması'na göre sadece İstanbul'a bağlı, Gökçeada'yla birlikte, 6 ilçede metropolit bulundurulması gerekirken maalesef bu Hükûmet döneminde Bursa'ya, Kütahya'ya, Isparta'ya da metropolit atanmıştır ve bunlar bu bölgelerde şu an ikamet etmektedir.
Değerli milletvekilleri, iki konu üzerinde durmak istiyorum bunun dışında. Biraz önce, yani ilk başlarda bir milletvekili arkadaşımız Selanik'teki Atatürk'ün eviyle ilgili çok önemli gelişmeler olduğundan söz etti. Bugünkü Sayın Kültür Bakanımızla bunun alakası olmadığını da özellikle belirtmek istiyorum çünkü onun döneminden önce gerçekleştirilmiş bir operasyondu orası. Dolayısıyla, kendisiyle de yaptığım görüşmeler sonrasında önemli ölçüde düzeltme ile ilgili girişimler söz konusu.
Şimdi, değerli arkadaş, Selanik'teki Atatürk Evi... Hani Kocacık'taki Atatürk'ün dedesinin evi onarıldı ya onunla başlamak istiyorum. O yeniden yapıldı ama hiç Türk evine benzer bir ev yapılmadı, aslında tamamen Arnavutluk kule evi tarzında yapıldı. Orijinali zaten burada yanımızda var dolayısıyla bu orijinaliyle yakından uzaktan hiçbir alakası yok.
Onların oradan göç ettikleri tarih 1830 yılıdır, Kırmızı Hafız Ahmet Efendi'dir. 1830'da göç edilmiştir, Ali Rıza Efendi Selanik'e gittikten sonra, 1839'da doğmuştur. Ama, o eve bakın ne hâle gelmiştir. Hatta, Atatürk neredeyse video seyrediyor hâle geldi. Şöyle bir Türk evi olur mu? Hâlbuki, daha önceki Türk evleri böyledir. Oradaki ev böyleydi ve bu ortadan kaldırıldı. Sayın Bakandan istirham ediyorum ki söz verdi tekrar eski hâline getirilecek. Yatak odasındaki yüklükte bulunan banyoya bile asri tuvalet konulmuş bir durumdaydı, bir düşünün.
Dolayısıyla, bunların kültürümüzün mirası olarak devam ettirilmesi gerekir aksi takdirde her şey altüst olur.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)