GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ASKERLİK KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:109
Tarih:22.05.2012

MHP GRUBU ADINA S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Tarihte bütün küresel güç ve imparatorlukların göz diktiği bir coğrafyada yaşıyoruz. Son derece önemli ve bir o kadar da tehlikeli bir coğrafyanın adı Anadolu. Bin yıldır bu topraklarda yaşıyoruz. "Bize bir şey olmaz, korkularımızdan arınalım." gibi laflar bu coğrafyayı tanımamanın getirdiği cehalettir, öngörüsüzlüktür. Bizden önce Anadolu'da binlerce yıl yaşamış Sümerler, Hititler. Bugün kendisini "Sümerliyim, Hititliyim." diye tanımlayan birini gördünüz mü? O hâlde bu coğrafyada tedbiri elden bırakmamak lazım. Bu coğrafyada ayakta kalmanın yegâne yolu güçlü bir orduyu sürekli hazır tutmak ve kendi güvenliğimizi bölgesel ve küresel güvenlik konseptiyle birlikte değerlendirmektir yani "sıfır sorun" diyerek yola çıkıp öncelikle komşularımızla ümük ümüğe gelmemek ve hele hele silahlı kuvvetlerini iteleyip kakalayarak onları fiziki imkânlar ve moral açısından zafiyete düşürmemektir.

Ancak AKP döneminde aslı astarı olmayan, kulaktan dolma birçok söylentilerle Türk Silahlı Kuvvetleri hırpalanmış, kurunun yanında yaşın da yakıldığı linç politikaları ve yıkıcı propagandaların bayraktarlığına AKP ve AKP yanlısı güçlerin soyunduğu bir süreç yaşanmıştır.

Terörle mücadelede ülkeyi savunan güçler ile ekmeğini yiyip suyunu içtiği vatanına ve milletine nankörce silah çekmiş insanlık müsveddesi teröristler aynı kefeye konulmuş, teröriste "şehit" denilmiş, terörle mücadele eden güvenlik güçleri maalesef yalnız bırakılmıştır. En küçük, en masum hataları dahi merhametsizce en ağır bir biçimde cezalandırılmış ve bir taraftan Habur felaketiyle teröristler en küçük bir kovuşturma ve cezalandırmaya uğramaz iken, terörle mücadele eden komutanlar yargı önüne çıkarılmıştır.

Ast-üst arasındaki uyum ve dengeler bozulmuş, mensuplar arasında güven ve adalet duygusu zedelenmiştir. Devletin ordusu ve polisi, Hükûmetin ordusu, polisi hâline getirilmek istenmiştir. Siyasi politikaların öznesi ve istismar malzemesi olarak kullanılmaya çalışılmıştır.

Sadece ülkemiz kurumları arasında değil, dünyada saygın Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet teşkilatımızı sıradanlaştırma, itibarsızlaştırma ve böylece onları güçsüzleştirerek kendine tabi kılma, siyasal gücüne güç katma gibi sığ ve tehlikeli oyunlar oynanmıştır.

Devletimizin ve milletimizin güvenli geleceğinin teminatı olan silahlı kuvvetler ve emniyet güçlerimiz siyasetin öznesi olmaktan derhâl çıkartılmalı, onları hırpalayarak siyasi rant elde etme ucuzluğundan vazgeçilmelidir. Bu sözüm hem iktidara hem de bir taraftan Türk Silahlı Kuvvetlerini savunuyormuş gibi görünüp diğer taraftan terörle uzlaşma isteyenleredir.

Değerli milletvekilleri, kanunun müzakeresi esnasında dillendirilecek birçok şey var, ancak hem çerçeve dışına çıkmamak hem de sorunlara boğulup çözümden uzaklaşmamak için bunlardan bir kısmını Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına dile getirmek istiyorum.

Askerlik Kanunu'nun 10'uncu maddesine göre, askerliğini yaparken terörle mücadele kapsamında hayatını kaybetmiş yükümlülerin çocukları ve kardeşleri kendi isteği olmadıkça askere alınmıyor, silah altında iseler de terhis ediliyorlar. Bu uygulamadan Türk Silahlı Kuvvetleri ve emniyet mensupları maalesef faydalanamıyor, sanki onların çektiği acı ve ıstırap farklı imiş gibi. Bu anlamsız ayrımdan vazgeçip aynı durumda olan subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlar ile emniyet mensuplarına da bu hak derhâl tanınmalıdır. Bunun için, Milliyetçi Hareket Partisi kanun teklifi vermiştir, Hükûmetin desteğini beklemektedir.

Terörle mücadelede millî bir güç de geçici köy korucularımızdır; şehit vermekte, gazi olmakta, bulundukları yerlerde PKK'yla çetin mücadelelere girmektedirler; onlara verilen ücret de son derece yetersizdir. Bu konuda da Milliyetçi Hareket Partisi bu kardeşlerimizin lehine bir teklif vermiş; geçici köy korucularına her ay 165 lira güvenlik tazminatı ödenmesi, elli beş yaşında görevle ilişikleri kesilenlere bağlanan aylıkların da en az yüzde 20 oranında artırılmasını istemiştir.

Değerli milletvekilleri, vatanı, milleti ve bayrağı için mücadele eden bu kardeşlerimiz sizlerin Milliyetçi Hareket Partisinin bu teklifine destek olmanızı bekliyorlar.

94 bini aşkın muvazzaf ve 120 bin emeklisiyle astsubaylarımızın çok ciddi ve birikmiş sorunları vardır. Bu sorunlar Milliyetçi Hareket Partisi tarafından defalarca dile getirilmiş ancak on yıllık iktidarında AKP astsubaylarımızı maalesef görmezlikten gelmiştir.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak seçim beyannamemizde de taahhüt etmiştik, güvenlik tazminatının ödenmesi başta olmak üzere maaşlarının iyileştirilmesi, öğrenim durumları itibarıyla derece ve kademe işlemleriyle intibak işlemlerinin yapılması, makam ve görev tazminatı verilmesi, emekli emniyet ve MİT mensuplarına seyyanen yapılan ödemeden astsubayların da yararlandırılması bunların başında gelmektedir ve AKP'nin artık astsubaylarımızın bu haklı taleplerini görmesi gerekmektedir. Milliyetçi Hareket Partisi bugün verdiği grup önerisinde de bu hususları etraflıca anlatmıştır ancak her zaman olduğu gibi maalesef AKP bu çağrıyı duymazlıktan gelmiştir. Bu vurdumduymazlığı, aileleriyle birlikte 1 milyon kişiyi bulan astsubay camiası elbette değerlendirecektir diye düşünüyorum.

Bir diğer kanun teklifimiz de şudur: MİT ve emniyet teşkilatı mensuplarına ve emeklilerine her ay seyyanen yapılan 100 liralık ödemenin 200 liraya yükseltilmesi ve bu ödemeden subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşların da istifade etmesidir. Ayrıca, bu ödeme her yıl TÜFE oranında güncellenmelidir.

Uzman jandarmalarımızın da problemleri vardır değerli milletvekilleri. Geçen hafta içinde Emekli Uzman Jandarmalar Derneği (EMUJAD)'ı ziyaret ettik Milliyetçi Hareket Partisi olarak. Bir kanun teklifi hazırlayıp sunuldu Türkiye Büyük Millet Meclisine.

Bu teklifimizde de sorunları asgariye indirecek çok ciddi önerilerimiz var. Uzman jandarmalar en az lise mezunu olarak alındıkları hâlde ortaokul mezunuymuş gibi mesleğe başlamakta ve emekli olmaktadırlar; açıkça bir yasa ihlali söz konusu. Bu kardeşlerimiz mesleklerini icra ederken üniversite de bitirseler intibakları yapılmamaktadır. Subay ve astsubaylara tanınan eğitim sürelerinin meslek sürelerinden sayılması hakkı uzman jandarmalara verilmemektedir. Dereceleri itibarıyla astsubaylar için belirlenmiş ek göstergelerin üçte 2'si uygulanmaktadır. İşte bu haksız uygulamaları gidermek üzere teklifimize Hükûmetin destek olmasını bekliyoruz ki, bu vatan evlatlarına yönelik adaletsizlikler de ortadan kalksın. OYAK'tan, lojman, sosyal tesis ve orduevlerinden astsubaylar kadar yararlanmayı beklemektedirler uzman jandarmalar.

Uzman erbaşların da istekleri vardır. Uzman Erbaşlar Kanunu günümüzde yetersiz kalmış ve yenilenmeye ihtiyaç duymaktadır. Uzman erbaşların sözleşme yenileme üst sınırı kırk beşten elli beşe çıkarılmalıdır. Aldıkları sağlık raporu ve disiplin cezalarından dolayı bu sözleşmeleri zaman zaman keyfi olarak uzatılmamaktadır. Bu uygulama mutlaka gözden geçirilmelidir. Uzman jandarmalar kıdemine uygun maaş artışı alamamaktadır. Maaşları on beş yıldır artmıyor desek abartmamış oluruz. Meslek içinde yaptıkları yüksek eğitimin getirdiği imkânlardan istifade edebilmeleri ve intibaklarının yapılması sağlanmalıdır.

Öte yandan, defalarca dile getirdik, silahlı kuvvetlerimizde ve emniyet teşkilatımızda çalışan sivil memurların sorunları var. İnsan onuruyla bağdaşmayan çok haklı sıkıntıları bile giderilemedi. Bu sorunları tekrardan kaçınmak adına yinelemiyorum; ancak Sayın Bakan, özellikle kurumlara geçişte muvafakat verilmesi hususu -ki, çözüm için burada söz vermiştiniz- servis, lojman ve iş yerinde mobbing hususunun çözümü çok zor şeyler olmasa gerek. Bakanlık olarak bir genelge çıkarmanız ve on binleri bulan bu kesimleri rahatlatmanız mümkündür. Bu sorunların takipçisi olduğumuzu söyledik. Beğenseniz de beğenmeseniz de bunların çözümü yönünde hatırlatmalarımıza devam edeceğiz.

Gelelim emniyet mensuplarımıza. Öncelikle belirtmeliyim ki polis, devletimizin polisidir, Hükûmetin değil; devletimizin vatandaşla önemli temas noktalarından birisidir. Devri iktidarınızda uyguladığınız yönlü, yanlı ve yandaş uygulamalar sonucu, polisimizin millet ile arasında mesafe oluşmaya başlamıştır. Polisin sevk ve idaresi farklı, polisin siyasetin emrine sokulması farklıdır. Bu tehlikeli gidişattan derhâl dönülmesi gerekmektedir.

Sayın Başbakan seçimlerden bir hafta önce, 15 Temmuz 2007'de, televizyonda, seçimden sonra yapacakları ilk şeyin polisin özlük haklarını iyileştirmek olacağını söylemiş olmasına rağmen, bir türlü sıra polisimize gelmemiştir. MİT Başkanını mahkeme kapısından üç günde çeviren Başbakan, polisi yıllardır bekletmektedir. Şayet samimi iseniz, Milliyetçi Hareket Partisinin kanun teklifi vardır, gelin, destek olun ve bu sorunu giderelim. Yükseköğrenim mezunları 1'inci dereceden emekli olabilmeli, emniyet hizmetleri tazminatları artırılmalı, ek göstergeleri iyileştirilmelidir. Güvenlik güçlerimizin birini diğerinden ayırt etmemiz mümkün değildir. Konjonktürel dalgalanmalara göre kısmi iyileştirmeler daha fazla haksızlıklara yol açmaktadır. Bu bakımdan, bu sorunun çözümü için, bütüncül yaklaşmak ve dengeleri bozmamak lazımdır. Böyle bir mantıkla yapılacak düzenlemelere Milliyetçi Hareket Partisi olarak destek vermeye hazır olduğumuzu beyan ediyorum.

Görüşülmekte olan tasarıda, geçerliliğini yitirmiş birçok gereksizlik ortadan kaldırılmakta, eksikliklerine rağmen, Askerlik Kanunu güncellenmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) - Bu kanuna muhalif olmadığımızı, verdiğimiz iyileştirme önergelerine destek beklediğimizi ifade ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.