GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:35
Tarih:18.12.2013

MHP GRUBU ADINA LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bazı terk eden arkadaşların söylediklerim karşısında söyleyecek lafı olmamalı ki erkenden dışarıya doğru çıkıyorlar. Şu anda onların bu soygunun ortağı olmadığını düşünmek istiyorum.

Ben, Türkiye bu kadar sıcak gündem içerisindeyken dikkatinizi bir başka noktaya çekmek istiyorum. Dünyada, çok uzağımızda olsa bile bizden olan insanların katliamına seyirci kalının bir dünyada yaşıyoruz. Mısır'daki ölen çocuklara, Suriye'de ölen çocuklara ağlayanlar, maalesef, Doğu Türkistan'da katledilen Türklerin farkında değiller, bir gün dahi ağızlarına almadılar. Ben, çok hoş olmamakla beraber, birkaç resmi sizinle paylaşmak için resim getirdim, onları da göstermek istiyorum.

Bu, Doğu Türkistan'da katledilen annenin başında ağlayan bir çocuk, annesiz kalan bir çocuk.

SIRRI SAKIK (Muş) - Bize de göster Lütfü Bey, biz de görelim.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Evet, sizin de görmenizde fayda var.

Bu, öldürüldükten sonra ortaya atılan bir Uygur Türkü'nün cesedi üzerindeki akbabalar... Öldürmek kesmiyor Çinlileri, bir de derilerini yüzüyorlar. Bunu fazla göstermek istemiyorum, çocukların görmemesi gerekiyor.

Dünyada böyle bir çılgınlık yaşanırken burada Halk Bankasının Müdürünün kasasından ne kadar çıktığını konuşmak benim canımı acıtıyor. Böyle bir gerçek de var karşımızda, bunun da farkına varmanızı istiyorum. Doğu Türkistan'da sadece katledilmiyor, oradaki Türk nüfusunun yok edilmesi için âdeta bir soykırım uygulanıyor.

Bundan sonra biraz sıcak gündeme geçmek istiyorum. Bu yapılan operasyonlarla alakalı olarak Adalet ve Kalkınma Partisi medyası "zamanlaması manidar", "cemaat operasyonu", "uluslararası operasyon" veya "Erdoğansız AKP isteyenlerin operasyonu" şeklinde birtakım bahanelerle operasyonun içini boşaltmaya çalışıyorlar. Ama hiçbirisi, bugüne dek hiçbirisi "Hayır, bizim dönemimizde yolsuzluk yapılmadı." diyemiyor, öyle bir gerçek de var.

Bakın, arkadaşlar, havaalanından deniz dolgusuna, Topçu Kışlası'ndan medya patronluğuna, maden ruhsatına kadar, TOKİ ihalelerine kadar bütün ihalelere katılan patronlar hep aynı, bunların sayısı yaklaşık 10'u geçmiyor. Hep aynı insanlar mı var Türkiye'de, başka hiç iş adamı yok mu, hiç becerikli adam kalmadı mı? Halkın gördüğü bu yolsuzlukları medya görmedi bugüne kadar ama bundan sonra herhâlde çok saklanamayacak gibi geliyor.

Ben günahını almak istemiyorum kimsenin. Hele hele bir babanın oğlunu bir nezaretin kapısında görmesini asla istemiyorum. Ben babama tanık oldum. Nezarethane kapısında, cezaevi demirlerinin arkasında babamın beni nasıl gördüğünü çok iyi hatırlıyorum; rahmetlinin o yüzündeki acıyı çok iyi biliyorum. Allah hiçbir babaya -evlatlarımız var- böyle bir acıyı yaşatmasın. Belki de soruşturmada adı geçenlerin gerçekten yolsuzlukla hiçbir ilişkileri yoktur; analarının ak sütü gibi helal para kazanıyorlardır belki ama hiç kimse, yolsuzluğun olmadığına, AKP'lilerin temiz olduğuna inanmıyor artık; bunu da kabullenin. Kimi dinlerseniz dinleyin sokağa çıktığınızda, size bir yolsuzluk hikâyesi anlatacaktır, kendi çevresinde duyduğu, var olduğu, bildiği bir yolsuzluk hikâyesi anlatacaktır.

Bakın, bunlardan bir tanesini ben sizinle paylaşacağım. Geçen seçimlerden önce çok konuşulan, çok bilinen ama medyada dile getirilmeyen, gözaltında olan Fatih Belediye Başkanıyla ilgili bir iddia var. Diyorlar ki: "Bizim 2011 seçimlerinden önce bu beyefendi, bir rüşvet soruşturmasından sonra ayağından vuruldu; hemen bir ön pansuman yapıldı, özel uçakla yurt dışına gitti, yedi sekiz gün sonra getirildi, hiçbir şey olmamış gibi kimseden şikâyet edilmedi, konu da kapandı." Şimdi, bakın, arkadaşlar -vuran da hiçbir ceza almıyor çünkü şikâyetçi yok ortada- bu Belediye Başkanı şu anda Vatan'daki emniyet müdürlüğünün üst katında, VIP katında misafir ediliyor, soruşturması devam ediyor. Bu, sadece bizim kulağımıza -ben Fatihliyim- gelenlerden bir tanesi. Sizin de kulağınıza buna benzer bir sürü şeyler geliyor. Bunları saklamak, yok olduğu anlamına gelmez. Bunlar, mutlaka, zaman içerisinde ortaya çıkacak ve konuşulacak.

Bana göre, Türkiye, artık, boğazına kadar yolsuzluğa bulaşmış bir takım tarafından yönetiliyor. Böyle bir sıkıntısı var Türkiye'nin. Şimdi yolsuzluk varken kalkıp bunu da Irak petrolleriydi, ABD'nin operasyonuydu gibi kılıflara sığdırmanın anlamı yok; mızrak çuvala sığmıyor çünkü. Biraz evvel konuşmacı arkadaşımız söyledi, Türkiye bağırsaklarını temizlemişti, şimdi neresini temizliyor? Ama temizlenen bir yer var, onu da biliyorum. Bu milletin, yetimin, fakirin fukaranın hakkını gasbedenler yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Bir televizyon kanalının haber müdürü, bu yolsuzluğun 100 milyar dolara yaklaştığını söylemiş. Ben böyle bir bütçe olduğunu düşünmüyorum, bu çok büyük bir para. 100 milyar dolar Türkiye'nin çok ciddi bir meselesi.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yüzde 10 alıyorlar Lütfü Bey, yüzde 10.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Ama bir hanım kızımız çok güzel bir yazı yazmış, biraz evvel ulaştı, diyor ki: "Hükûmetin iddia ettiği yıllık 10 bin dolarlık gayrisafi millî hasılası, demek ki hiç çalınmasa, bizim aylık gayrisafi millî hasılamız olacaktı. Çalmanın boyutu bu noktaya kadar gelmiş." Ve demiş ki: "Ben AKP'ye oy verdim. Biz bu ülkeyi yönetsinler diye oy verdik, ülkeyi yesinler diye değil." Seçmeninizden de böyle bir sitem var.

Bakın, Sabah gazetesinde bir haber okuyorum, diyor ki: "Halk Bankasına yapılan bu operasyon, Yahudi lobisi kuruluşu AIPAC'ın Halk Bankasına operasyonudur."

Ya muhterem, adamın ayakkabı kutusundan 4,5 milyon dolar çıkabiliyorsa bunu Amerika, AIPAC, Yahudi lobisi diye adlandırmanın bu işi temizleyecek bir tarafı var mı?

BÜLENT BELEN (Tekirdağ) - Yahudi lobisi koymuştur onu.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Yani, bence, kimin yaptırdığı değil, bu işin yapanı kim; ona bakmak lazım.

MUSTAFA SERDAR SOYDAN (Çanakkale) - Faiz lobisi... Faiz lobisi...

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Yani bir şey söyleyeceğim ama... Ben küçük çapta bir sanayiciyim. Evde eşimin mücevherlerini saklayacak bir kasam dahi yok, hiç öyle bir kasam yok. Ayakkabı kutusunda para saklamak gerçekten hiç aklıma gelmemişti.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Çok yaratıcı.

D. ALİ TORLAK (İstanbul) - Ayakkabı numarası da 58'miş galiba.

SIRRI SAKIK (Muş) - Hiç yoksulluk çekmemişsin o zaman.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Yani, bu çok önemli bir beyin. Bunu alıp buzluğa kaldırmak lazım. Böyle beyni çalışan yeteneklere ülkenin ihtiyacı var.

Bu operasyonlar sonucu bir şey daha çıkacak, o da şu: Gözaltındaki müteahhitlerden daireleri olan, ehven şartlarda -dikkatinizi çekiyorum, ehven şartlarda- daireler alan eski Marksist dönekleri, kendilerini liberal yandaş sayan gazeteciler de ortaya çıkacak. Onlar şu anda sizlerden fazla korkuyorlar. Bundan emin olabilirsiniz.

Bir şey söylemek istiyorum: Bu operasyonun haklı veya haksız olduğu konusunda herkes çeşitli fikirler yürütebilir. Doğru olabilir, yanlış olabilir; sonucu hakkında kimse hüküm veremez şu aşamada. Peki, emniyet müdürlerini görevden almak bu operasyona meşruiyet kazandırır mı, kazandırmaz mı? Ben iktidar erki olsam bu işi sonuna kadar takip etmesi için bırakırım. Eğer görevden alıyorsam bir sıkıntı hasıl olur. Zaten vardı, bu sıkıntı büyüyecek.

Peki, polisleri görevden aldın, savcıyı da aldın, ne oldu? Bitti mi? Kapandı mı? Hayır.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Deniz Feneri gibi kapanır zannediyorlar.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Bakın, Anadolu'da bir tabir var: Eşeğin büyüğü ahırda. Bundan sonra daha çıkacaklar, olanlar vardır. Öyle düşünüyorum, bu ilk olmayacaktır, son da değildir. Eğer böyle bir yol açıldıysa bu yol burada bitmeyecektir, bundan sonra gerisi de gelecektir ama benim bütün üzüntüm, ülkeye zarar verecek noktaya gelmesi. Zekeriya Öz'ü, bir adamı darbecilikten attığında alkışlayanlar şimdi "postmodern darbeci" diyorlar.

Efendime söyleyeyim, yolsuzluk ve rüşvetin araştırıldığı bu operasyon Türkiye'ye dün 25 milyar liraya mal oldu. Yani dün İstanbul Borsası 25 milyar lira kaybetti. O da havalimanıyla üçüncü köprüden gelen paralar dün zayi oldu. Bakın, dün borsa yüzde 5,21 düşüşle kapatmış; 70.946 puanla kapanmış. Bunu, üçüncü köprüden gelen paraları, havalimanından gelen paraları yok ederek; 4,5 milyon dolar için Türkiye'nin 25 milyar lirasına mal edenler utansın; bu durumdan kendine pay çıkarsın.

Hepinize saygılar sunuyorum, sağ olun var olun. (MHP sıralarından alkışlar)