| Konu: | 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 18.12.2013 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
AKP'nin on bir yıllık iktidar dönemi hem merkezî idarede hem de mahallî idarelerde kamu ihaleleri ve imar düzenlemeleriyle ilgili yolsuzluk iddialarının ayyuka çıktığı bir dönem olmuştur. AKP hükûmetleri yolsuzluklarla mücadele etmediği gibi, yolsuzlukların önünü açacak düzenlemeler yapmış, etkin bir denetim sistemi oluşturmak yerine denetimi etkisizleştirmiştir.
AKP iktidarı, ilk önce, ihale mevzuatını değiştirmekle işe başlamıştır. Kamu ihalelerini istedikleri gibi yönlendirebilmek için ihale mevzuatında çok sayıda değişiklikler yapılmış, birçok işe istisna ve muafiyet getirilmiş ve ihale mevzuatı dikensiz gül bahçesine döndürülmüştür.
Kamu ihale sisteminden kaçmak, ihalelerin dilediğine verilmesini sağlama almak için ilan yapılmayan ihalelerde ihale dokümanının sadece idare tarafından davet edilenlere satılmasına yönelik düzenleme bile yapılmıştır.
Yolsuzlukların önünü açan ikinci düzenleme alanı imar mevzuatında olmuştur. İmara ilişkin yetkilerin çeşitlendirilmesi suretiyle rant paylaşımı kolaylaştırılmış, kentsel rantların paylaşımı için âdeta altyapı oluşturulmuştur. Şehirler sağlıklı yaşam alanları olmaktan çıkarılarak belirli ellerde toplanan rant alanları hâline dönüştürülmüştür. Vatandaşın elinden düşük fiyatlarla alınan yerler, imar yetkisi kullanılarak kısa süreler içinde, büyük rantların sağlandığı alanlar hâline getirilmiştir.
Yolsuzlukların önünü açan üçüncü düzenleme alanı ise denetim sisteminin engel olmaktan çıkarılması olmuştur. Teftiş kurullarını, önce toptan kapatmaya yeltenen, sonra da tesirsiz hâle getiren AKP Hükûmetinin Sayıştayı da işlevsiz ve etkisiz hâle getirmek için çıkardığı kanun Anayasa Mahkemesinden dönmüş ancak tekrar, çok daha ağır hükümleri içeren bir kanun teklifi gündeme getirilerek Sayıştay üzerinde baskı oluşturulmuş, Sayıştay sindirilmiştir.
AKP'nin yaptığı dördüncü düzenleme alanı ise yolsuzluk cezalarının hafifletilmesi olmuştur. Türk Ceza Kanunu'nda yapılan değişikliklerle, usulsüzlük ve yolsuzluk yapanlar kurtarılmıştır. İhaleye fesat karıştırma suçunun cezası azaltılmış, görevini ihmal eden ve kötüye kullananlara verilecek ceza indirilmiş, cezanın ertelenmesi ya da paraya çevrilebilmesinin önü açılmıştır.
Türkiye, hiçbir dönemde yolsuzluğu ve kanunsuzluğu kendisi için bir nevi hak ve imtiyaz gibi gören böylesine bir iktidar tarafından yönetilmemiştir. AKP zihniyetinin sahip olduğu eksik ve mahzurlu demokrasi anlayışı sonucunda, artık, iktidar olmak, milletimizin yüksek menfaatinin sağlanmasının aracı olarak değil, âdeta, yağmacılığın, zenginleşmenin vasıtası olarak görülür bir konuma gelinmiştir.
Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları yine, gündeme damgasını vurmuştur. Yolsuzluk ve rüşvet iddialarında, bir bakanın kayınpederi ve Başbakanın danışmanın eniştesiyle ilgili konular gündemdeyken bu defa, AKP'li bazı bakanların çocukları, bir AKP genel başkan yardımcısının kuzeni, bazı bakanların danışmanları ve özel kalemleri, AKP'li bir belediye başkanı, AKP'nin atadığı bir kamu bankası genel müdürü ve bazı bürokratlar ile AKP yandaşlığıyla temayüz etmiş bazı iş adamlarının rol oynadığı görülmektedir. Suçlamalara bakar mısınız: İhaleye fesat karıştırmak, rüşvet vermek, hayali ihracat yapmak, kara para ve altın kaçakçılığı, usulsüz imar düzenlemesi yapmak, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na aykırı hareket etmek.
Değerli arkadaşlarım, her şeyden önce sürdürülen adli soruşturma nereye kadar uzanırsa uzansın, ucu kime dokunursa dokunsun mutlaka sonuna kadar götürülmelidir, ihale lobileri, rant lobileri, kaçakçılar, rüşvetçiler, vurguncular ortaya çıkarılmalıdır. Türk milleti, soruşturmayı yürüten savcının ve operasyonları yapan polis müdürlerinin değil, bu yolsuzluk iddialarında çocukları, yakınları yer alan bakanların istifasını istemektedir. Türkiye yolsuzluklarla hesaplaşmalı, temiz toplum, temiz yönetim ve temiz siyaset için herkes samimi bir şekilde mücadele etmelidir. Kanunsuzluklarla baş edebilmek ve yolsuzluk damarlarını kökünden kesip atabilmek için bu tarihî fırsat heba edilmemelidir.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)