GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:35
Tarih:18.12.2013

BDP GRUBU ADINA ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bu kürsüde ne söylediysek, geçmişte ne söylediysek esasında gelişmeler, olup bitenler bir şekilde bizi doğruladı. Bir şekilde bizim burada ifade ettiğimiz çifte standartlar, çifte hukuk uygulamaları, usulsüzlükler, yolsuzluklar, güne dönük ne söylediysek bir bir karşımıza çıktı. Ve geçmişte sadece bize dokunup herkesin sustuğu durum şimdi herkese dokunur duruma geldi. Umut ediyorum, güncel gelişmeler ışığında Meclis, artık sadece BDP'ye veya BDP'lilere dokunduğu zaman sessiz kaldığı durumlar karşısında bugün dönüp artık herkese dönük tahripkâr bir ortamın oluştuğunu ve giderek siyaset açısından felaket olarak telakki edilebilecek, ifade edebilecek bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu herkese ifade eder.

Bakınız, son iki gündür Türkiye'de olup bitenler, eğer usulsüzlükler ve yolsuzluklar boyutuyla doğruysa çok vahim, doğru değilse çok daha vahim bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu bize gösteriyor.

Özel yetkili mahkemelerle ilgili olarak bizler geçmişte bu kürsüde ne ifade ettiysek bugün de aynı şeyi ifade ediyoruz. Bakınız, Temmuz 2012'de özel yetkili mahkemelerin yetki alanlarının sınırlandırılmasılla ilgili olarak üçüncü yargı paketi bu Mecliste kabul edildi. Biz o gün ne demişiz, bugün ne diyoruz paylaşmak istiyorum. Temmuz 2012'de özel yetkili mahkemelerin görev alanlarının sınırlandırılmasıyla ilgili olarak yaptığımız konuşmanın birinde aynen şu cümleyi kullanıyoruz: "Merak etmeyin, özel yetkili mahkemeler kalkmaz. Biz bu devletin aklını ezberledik. Bu devlet biz Kürtleri mahkemesiz, özel yetkili mahkemelerden mahrum bırakmaz." demişizdir. Biz bu mantığı biliyoruz. Ta, 1920'lerden bugüne kadar bu mantık bu şekilde işledi. Ne zaman "Bir iyileştirme yapılacak." dendiyse daha vahimi geldi, gelen gideni arattı. O nedenle, samimi duygularımızı ifade edeyim. Biz dün şunu söylüyorduk: "Keşke 'değişiklik' adı altında bir tasarı gelmese, hiç olmazsa mevcut olan kalsa. Gelen daha beter, gelen ya da getirilmek istenen öncekinden çok daha beter." ifadelerini kullanmışız. O gün bizi dinlemediniz, o gün bizi dinlemediniz, bugün karşınıza çıktı.

1920'lerden beri yani Hasan Hayri'nin...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bizi karıştırma.

ADİL ZOZANİ (Devamla) - ...Diyap Ağa'nın "Kürdistan Milletvekili" olarak davet edilip bu kürsülerden konuştuğu günlerden bugüne kadar tablo aynı işliyor, tablo aynı işliyor, herkes açısından aynı işliyor. Hiçbirimizin, hiçbirinizin ne mahremiyeti kaldı ne özel yaşantısı kaldı. Şimdi silkelenip kendinize gelecek misiniz? Onu ifade ediyoruz. Herkese dokunmaya başladı. Bugüne kadar bize dokundu, sessiz kaldınız; şimdi, devletin yarattığı bu canavar devletin Başbakanı tarafından "çete örgütlenmesi" olarak ifade ediliyor.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Ödül verecek ödül, polislere...

ADİL ZOZANİ (Devamla) - Biz ne diyorduk? "Çete yapılanması" diyorduk.

Sizden rica ediyorum, bugün görevden aldıklarınızı Hakkâri'ye, Diyarbakır'a, Van'a, Batman'a, Şırnak'a göndermeyin, Dersim'e göndermeyin, bari bu iyiliği çok görmeyin. Görevden aldıklarınızı oraya göndermeyin, evlerinde kalsınlar, maaşlarını da ödeyin çünkü geçmişte hep yaptınız. Daha geçen yaz 500 civarında polisin görev yeri değiştirildi, "Batıda operasyonlarla ilgili işiniz bitti, hadi doğuya gidin." dediniz. Bunları göndermeyin, bunlar yerinde kalsın, bunu ifade ediyorum.

Ağız tadıyla biz bu bütçeyle ilgili olarak teknik değerlendirmeler yapmak istedik ama ne hikmetse bu bütçe görüşüldüğü günden bu yana her gün sarsıcı yeni bir gelişme oluyor, esasında bütçeyi konuşmuyoruz. Düşünün ilk günkü atmosferi, böyle, Sayıştayla ilgili raporların havada uçuştuğu ilk tabloyu bir göz önüne getirin. Şimdi Sayıştayla ilgili kimse bir şey tartışmıyor.

Kayıtlara geçmesi açısından, pratik olarak ben Sayıştayla ilgili olarak ne yapılması gerektiğini konuşmamın bu bölümünde ifade etmek istiyorum.

Birinci olarak, Sayıştay Kanunu'nun 34'üncü maddesinin (a) bendinde "güvenilir ve yeterli bilgi" kavramı kullanılıyor. Öncelikle Sayıştaya verilen bilginin güvenilir ve yeterlilik kavramlarıyla tanımlanmasının önüne geçeceğiz. Verilen bilgi güvenilir ve yeterli olacak. Sayıştay Kanunu'ndaki 9'uncu madde gereği talep edilen her bilginin Sayıştayın önünde olmasını sağlayacağız. Bunu kim sağlayacak? Öncelikle iktidar partisi, hükûmeti oluşturan parti bunu oluşturacak.

Aynı maddenin (c) fıkrasında düzenleme ihtiyacı var. Bakın, dün de ifade ettik, ne performans denetimiyle ilgili rapor geliyor ne düzenlilikle ilgili Meclise rapor geliyor. Bu konuda mutlak anlamda bir düzenlemeye ihtiyaç vardır. Performansı denetlenmemiş hiçbir bütçe amacına ulaşmış bütçe olarak varsayılamaz.

36'ncı maddenin (2)'nci fıkrasının (a) bendiyle ilgili mutlak bir düzenleme bu anlamda yapılmak durumundadır. Sayıştaya düzenlilik denetimi yapılabilecek bir olanağın verilmesi gerekir. Bunun için de 5018/42'nci maddeye bir ilavenin yapılması, bir fıkra eklenmesi gerekir. Ayrıca 5018/43'te de hükûmeti taahhüt altına alacak, hükûmetin bilgileri kısıtlamadan Sayıştayla paylaşacağı bir düzenlemenin yapılması gerekiyor.

Bakın, madde madde ifade ediyorum. Görüşlerimizi ifade ediyoruz. Hangi maddede, hangi kanunun maddesinde ne yapılması gerektiğini ifade ediyoruz. Çünkü bunu yapmazsak gelecek sene aynı şeyleri tartışıyor olacağız.

6085 yani Sayıştay Kanunu'nun 48'inci maddesine mutlak surette bir fıkranın eklenmesi gerekir. Oraya da genel uygunluk bildirimiyle birlikte Sayıştay raporlarının tamamının Meclisin bilgisine sunulmasını zorunlu kılacak ifadeler koymamız gerekir.

Bakın, 6085/43 (2)'nci fıkrada hâlâ Sayıştay raporlarının Devlet Planlama Teşkilatıyla paylaşılacağı ifade ediliyor. Siz bu kurumu gömeli yıllar oldu, böyle bir kurum yok. Şimdi onun yerine Kalkınma Bakanlığını kurdunuz, ifadeyi bari değiştirmeniz gerekir.

Ayrıca, 44'üncü maddeye askerî ve güvenlik harcamalarının mutlak surette denetim altına alınacağı bir ifadenin, bir fıkranın eklenmesi gerekecek. Bunun için bir düzenlemeye ihtiyaç var, yasal düzenlemeye ihtiyaç var. Hazır bir komisyon kurulmuşken bu komisyon bu alanda da bir çalışma yapmak durumundadır.

Ayrıca, mevcut hâliyle Sayıştay raporlarını Plan ve Bütçe Komisyonunda sağlıklı değerlendirme olanağı yoktur. Dünyadaki diğer örneklerini inceleme, yerinde görme fırsatımız oldu. Mesela İngiltere'de bu iş nasıl işliyor? Sayıştay raporlarını, devletin harcamalarını kontrol eden ayrı bir komisyon var ve o komisyonun başkanlığını da iktidar partisi mensubu bir milletvekili yapmıyor, muhalefet partisi mensubu bir milletvekili yapıyor. Bizim de burada benzer bir düzenlemeye ihtiyacımız vardır. Ya Plan ve Bütçe Komisyonunun içerisinde -bir alt komisyon marifetiyle- Sayıştay raporlarını değerlendirecek yeni bir komisyon kurulacak ya da ayrıca bir ihtisas komisyonuna ihtiyaç vardır. Sayıştay raporlarının Meclise sunulma süresini geriye çekmek durumundayız. Bütçeyle birlikte Sayıştay raporlarını aynı komisyonda değerlendirme olanağı mevcut değildir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ADİL ZOZANİ (Devamla) - Bu düzenlemeleri yapabilirsek bundan sonraki yıllar için daha sağlıklı değerlendirme yapma şansına sahibiz. Bunları partimizin görüşü olarak ifade etmek istedim.

Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)