GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ GRUBUNUN, GENEL KURULUN ÇALIŞMA SAATLERİ İLE GÜNDEMDEKİ SIRALAMANIN YENİDEN DÜZENLENMESİNE; GENEL KURULUN, 7, 14, 21, 28 OCAK 2014 İLE 4 VE 11 ŞUBAT 2014 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİM-LERİNDE BİR SAAT SÖZLÜ SORULARIN GÖRÜŞÜLMESİNİ MÜTEAKİP DİĞER DENETİM KONULARININ GÖRÜŞÜLMEYEREK GÜNDEMİN "KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER" KISMINDA YER ALAN İŞLERİN GÖRÜŞÜLMESİNE; 8, 15, 22, 29 OCAK 2014 İLE 5 VE 12 ŞUBAT 2014 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMLERİNDE SÖZLÜ SORULARIN GÖRÜŞÜLMEMESİNE; 521 SIRA SAYILI KANUN TASARISI'NIN İÇ TÜZÜK'ÜN 91'İNCİ MADDESİNE GÖRE TEMEL KANUN OLARAK BÖLÜMLER HÂLİNDE GÖRÜŞÜLMESİNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:42
Tarih:02.01.2014

OKTAY VURAL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, öncelikle, 2014 yılının hayırlara vesile olmasını diliyorum. Şüphesiz, bu 2014 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi çalışmalarında Türk milletinin iradesini temsil eden milletvekillerimizin kaldırdığı parmakların vicdanlarına göre hareket etmesi dileğimi de bu vesileyle paylaşmak istiyorum.

Aslında, bugün sayın bakanlar atandı, Cumhurbaşkanlık tezkeresi okundu; özetle, rüşvet ve yolsuzluk yolunda pert olmuş, "Niyazi olmuş" 61'inci Hükûmetin bakanlarının yeni bir atama yapıldığına şehadettir. Gerçekten, bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisinde son bütçe oylamasıyla, o oylarınızla akladığınız Bakanlar Kurulunun maalesef yerlerinde yeller esiyor, birçok bakan yok. Dolayısıyla bu Bakanlar Kurulu, 61'inci Hükûmet, tamamen rüşvet ve yolsuzluk yolunda pert olmuş, "Niyazi Olmuş" bir hükûmettir; tablo bunu ortaya koyuyor. Ancak, zihniyetin bu değişikliklerle değişmediği de gayet açık ve net ortaya çıkmaktadır.

Değerli milletvekilleri, İstiklal Marşı, Türk milletinin istiklaline uzanan elleri kıran, şanlı bir Millî Mücadele'nin ezeli ve ebedi mesajıdır. Bugün maalesef "istiklal" ifadesi istikbal arayışına kılıf olarak kullanılmaktadır. Özellikle rüşvet ve yolsuzluk iddialarının üstünü örtmek için "istiklal" kelimesinin kullanılmasını esefle kınadığımı ifade etmek istiyorum.

Mehmet Âkif Ersoy -İstiklal Marşı'nın yazarına verilen- ödüllü olduğu için bu yarışmaya katılmamıştı ve bu ödülün kaldırılması üzerine İstiklal Marşı'yla ilgili yarışmaya katılmış ve kendisinin yazdığı marş, Türk milletinin ezeli ve ebedi İstiklal Marşı olmuştur. Maalesef bugün "istiklal" ifadesi, ayakkabı kutularına yerleştirilmiş hediyelerin üstünü örtmek için kullanılmaktadır. Bunu da esefle kınadığımı ifade etmek istiyorum.

Biraz önce İstiklal Marşı'ndan beyitler okuyan değerli kardeşim, o İstiklal Marşı şairinin hediyelerle yapılan bir yarışmaya katılmayarak iradesini kullandığını gösterince, inşallah... Düşündüm, bu hediyelerin, ayakkabı kutusu içerisinde yer alan hediyelerin üstünü örtmek için "istiklal" kelimesini kullanmasını da kınamasını beklerdim bir Burdur milletvekili olarak her şeyden önce.

Değerli milletvekilleri, 2013 yılını gerçekten yoğun tartışma ve yaygın iftira, yıldırıcı kamplaşma, yozlaştırıcı bağ ve bağlantılarla geride bırakmış bulunuyoruz. 2014 yılının da başlangıcı aslında bunlarla ilgili. Maalesef, Sayın Başbakanın, açıkçası, arkadaşı, AKP genel kurullarının şeref konuğu olan Barzani, yeni yıl mesajında, 500'üncü yıl dönümünü kutladığımız Çaldıran Savaşı'nın Kürdistan'ı böldüğünü ifade ediyor ve 2014 yılının, işte, topraklarına kavuşma yılı olması gerektiğini diyebiliyor. Bu zihniyetin Türk milletinin asil evladı olan Kürt kökenli kardeşlerimiz üzerinde, Türk toprakları üzerindeki bu haydutça yaklaşımını kınıyorum. Gönül isterdi ki Barzani'nin bu hasmane tutumu ve Türkiye'nin toprak bütünlüğü üzerindeki bu hasmane yaklaşımı üzerine Bakanlar Kurulundan ya da AKP'den birileri de bu Barzani'ye bir laf söylesin. Ama maalesef, anlaşılan o ki Diyarbakır'da Kürdistan'a selam söylemenin boyutunun, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik, birleşik Kürdistan'ı oluşturmaya yönelik bir girişim olduğunu da bu ortaya koymaktadır.

Diğer taraftan, yılın bugünlerinde, maalesef devletin kurumları, TMSF, siyasi olarak âdeta AKP'nin "havuç ve sopa"sı olarak kullanılmaktadır. Bakın, AKP sıralarından istifa eden bir milletvekilinin görevine son verilmiştir. Neden? AKP'li olursa yoluna devam, AKP'li olmazsa işine son. Böyle bir anlayışla Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu nasıl milletin hakkını hukukunu koruyacak? Demek ki bundan önceki atama da siyasi idi, şimdi de siyasi. TMSF bundan önce de özel şirkete İzmir'in AKP İl Başkan Yardımcısını atamıştı. Yine, AKP'li eski bakanları özel sektöre yönetici olarak atamıştı. Türkiye giderek bir parti devleti hâline dönüşmüştür. TMSF'nin takındığı bu tutum, AKP'nin devlet imkânlarını kullanmak suretiyle doğrudan doğruya bu hakları ve sorumlulukları kendi tercihleriyle siyasi amaçla kullandığını gayet açık ve net ortaya koymaktadır.

Evet, 2013 yılı, esas itibarıyla, bakıldığında, Başbakan Erdoğan'ın kırıcı üslubu, kutuplaştırıcı siyaseti, nefreti özendiren dili, barış ve kardeşliği budayan tavrı, şuurunu kaybederek dolduruşa gelenlerin kefene büründürüldüğü bir yıl olarak sona ermiştir. Gerçekten, siyasi sorumluluk mertebesinde bulunan şahısların serin kanlı olmaktan uzaklaştığı, insaf ve vicdanla iplerini kopardığı, akıl ve sağduyudan tehlikeli bir şekilde savrulduğu gözükmektedir. Siyasi ihtirasa gem vurmak yerine anlaşmazlıkları derinleştirecek, insanımızı birbirine düşürerek akla, hayale sığmayacak kasti yanlışları siyaset zannedecek kadar küçülmüş, değer ve vicdan aşınmasına uğramıştır.

2013 yılında maalesef milletimiz için devlet kilitlenmiştir; ekonomi tıkanmış, siyaset tükenmiş, sosyal yapı dağılmış, spor buruşmuş, sanat tahrip edilmiş, özgürlükler tırpanlanmış, fişlemeler artmış, demokrasi duraklamıştır. Buna karşın terörist emeller kamçılanmış, PKK muhatap alınmış, meşrulaştırılmış, silahlı bir şekilde bu coğrafyada varlığı AKP tarafından kabul edilmiştir.

Maalesef, 2013 yılı, milletimizin kaderinin eli kanlı katillere mahkûm bırakıldığı bir yıl olmuştur. Millî birlik ve bütünlüğe verilen zararın yanında devletin otoritesi vatandaşlarımız nezdinde güveni zayıflatmış ve zaafa düşürülmüştür. Doğu ve güneydoğuda PKK paralel devleti âdeta kurtarılmış bölge stratejisiyle derinleştirilmiş ve PKK'nın bölgede asayiş birimleri kurması, mahkemeler kurması ve vergi toplamasına kadar götürülmüştür.

Geride bıraktığımız 2013 yılı ayrışma, çözülme, bölünme, ihanet ve teslimiyetle doludur. 17 Aralıktan bu yana gündemi saran rüşvet ve yolsuzluk soruşturması, Türkiye'nin nasıl ve tehlikeli bir soygun düzeniyle karşı karşıya olduğunu alenileştirmiştir. Âdeta devletin içerisinde paralel devletle Türkiye'de yolsuzluk ve rüşvet devleti oluşturulmuş, kara para aklama, örümcek ağları kurulmuştur. Kara para döngüsü Hükûmeti esir almıştır. Hukukun tecelli etmesi açısından, Türkiye'nin aklanıp temizlenmesi bakımından gündemdeki hukuki sürecin devamı maalesef sağlanamamış, soruşturmalarda mahkemelerin aldığı mahkeme kararı fiilî olarak uygulanmamıştır. Fiilî olarak mahkeme kararlarını uygulamayanlar, bizatihi Anayasa'ya darbe vurmuşlardır. Başbakan Erdoğan'ın mahkemelere, savcılara, hâkimlere kara çalması kendisini ve etrafındakileri kurtarmak için şüpheleri başkalarının üzerine çekmesi, kesinlikle, esas itibarıyla, suçlamaların doğru olduğu kanaatini güçlendirecektir.

Rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasını komplolarla izah etmek, dış bağlantılarla itham etmek, paralel devlete atfetmek, pişkinlik şöyle dursun, milletimizin ferasetiyle alay etmektir. Esasen, Türkiye, paralel devletin yanında, paralel hükûmet, paralel başbakan, paralel siyasetle yüz yüzedir. 2013 yılı rüşvet ve yolsuzluk sarmalının deşifre edildiği, namuslu ve vatanperver hukuk insanlarının devreye girdiği bir yıl olarak anılacaktır ama 2013 yılı aynı zamanda rüşvet ve yolsuzluğun üstünü örten bir Hükûmet için kara bir yıl olarak algılanacaktır. Bu bakımdan, 2013 yılında ortaya çıkarılan bu rüşvet ve yolsuzluk çarkına kim ya da kimler dâhilse 2014'te mahkeme önüne çıkartılmalı ve hukukun üstünlüğüne riayet edilmelidir.

2014'te teslimiyete, bölücülüğe, yolsuzluğa yani AKP'ye karşı milletimizin geçit vermeyeceğine yürekten inanıyorum.

Bu vesileyle 2014 yılının milletimiz, devletimiz, Türk-İslam âlemi ve insanlık için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyor, siz değerli milletvekillerimizin ve tüm vatandaşlarımızın yeni yılını tebrik ediyorum.

Teşekkür ederim.

Saygılarımla. (MHP sıralarından alkışlar)