| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 42 |
| Tarih: | 02.01.2014 |
LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kamuoyunda Tam Gün Yasası olarak bilinen bu yasayla alakalı olarak grubumuzun verdiği önerge hakkında konuşacağım.
Sayın Bakan, siz, tüm Türk milletinin sağlığından sorumlu olduğunuz kadar biz milletvekillerinin de sağlığından sorumlusunuz ama sadece buradakilerin değil, cezaevindeki milletvekillerinin de sağlığından sorumlusunuz. Ben geçtiğimiz günlerde Sincan Cezaevinde -yaptığım bir ziyarette- ziyaret salonunda Sayın Bahattin Şeker'le birlikte Engin Alan Bey'i anca paltoyla beraber ziyaret edebildim. Engin Alan Bey rahatsızdı, grip olmuştu. Onunla beraber bütün mahkûmlar grip olmuştu. O soğuk bekleme salonunda, görüşme salonunda biz bir saati bekleyemeden, görüşme zamanımızı bekleyemeden orayı terk etmek zorunda kaldık.
Buradan Hükûmetinize sesleniyorum: Milletvekilinin sağlığına bu kadar önem vermeyen bir Sağlık Bakanı, İmralı'daki mahkûma da aynı duyarsızlığı gösteriyor mu, yoksa orada "Saçım döküldü." deyince uzmanlar kurulunu mu gönderiyor? Bu konuyu dikkatinize sunuyorum.
Sayın Engin Alan cezaevinde. Sebebi ne? Sebebi belli. Sebebi, sadece Sayın Başbakan tören alanına geldiğinde ayağa kalkmaması. Bunun bedelini dört yıldır tutsak olarak ödüyor. Evet, tam dört yıldır Engin Alan, İstanbul Milletvekili, tutsak. Engin Alan'ın içeriye atılması sırasında yapılan operasyona alkış tutanlar şimdi kalkmışlar, "Bize operasyon yapılıyor." diyorlar. Kim yapıyor? Kimin yaptığından ziyade -operasyon yapılan- sebebi daha önemsiyor Türk toplumu. Zira Engin Alan ayağa kalkmadı diye operasyon yapan güçler, şimdi hırsızlara, rüşvetçilere, soygunculara operasyon yapıyor ve bu operasyonu dış güçlerin gücü olarak, dış güçlerin bir oyunu olarak gören bir Hükûmetimiz var.
Ben buradan Meclisteki bütün arkadaşlarımıza son gelişen olaylarla ilgili birkaç şey hatırlatmak istiyorum. Ercan Vuralhan vardı, Anavatan Partisinin Millî Savunma Bakanı. Bir dönem derlerdi ki "Sabancı mı, Ercan mı?", öyle bir para sahibi olduğu konuşuluyordu. Niye? Savunma Sanayii Müsteşarlığı o zaman savunma sanayi ile ilgili ihalesiz alımlar yapıyordu, çok ciddi dedikodular çıkmıştı. Gerçekten, yaşamı da o dedikoduları doğrulayacak şekildeydi ama aynı Ercan Vuralhan iki ay boyunca kaldığı otelin ücretini ödeyemediği için eşini otelde rehin bırakmak zorunda kaldı, kendisi de dışarı çıktığında yasak çekten dolayı tutuklandı. Tamah etmeyin. Buğday fıçısını hatırlayın. Fare, o buğday fıçısına girene kadar zorlanır, girer. Girince, bütün o buğday fıçısını bitireceğini zannedip hepsini yer ama dışarı çıkmaya kalktığında dışarı çıkma şansı yok, oradan bütün yediklerini kusarak dışarı çıkmak zorunda. Dolayısıyla, dünya malına bu kadar tamah etmeyin. Gelin, bu Türkiye size oy verdi, bunun gereğini yapın.
Ben, hukukçu değilim. Engin Alan'ın tutukluluğuyla ilgili çalışma yapan bir kardeşinizim. Sayın Engin Alan'ın, hâlen hapiste tutulmasının kesinlikle yasa dışı olduğunu, üstelik bunun akıl, mantık ve vicdana hiçbir şekilde sığmayan Balyoz kararını veren ve onaylayanların bile kabul edeceği kadar basit bir şekilde anlatabileceğini düşünüyorum. Engin Alan tutuklu mudur? Engin Alan milletvekili midir? 2 tane soru var burada. Engin Alan, evet, tutuklu değildir. Zira, hakkında hüküm kesinleşmiştir, Engin Alan hükümlüdür, hapsedilmiştir. İkinci soruyu yanıtlamak daha kolay. Alan'ın şu anda milletvekili olmadığını iddia edebilecek kimse yok, herkes der ki: Engin Alan milletvekili, zira, Adalet Bakanlığı aracılığıyla da mahkeme milletvekilliği kaldırılsın diye tezkere göndermiş.
Bir insanın hangi şartlarda hapsedilebileceği hem Anayasa'nın 19'uncu maddesinde hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 5'inci maddesinde listelenmiş. Tutukluluk bu istemin içerisinde. Şimdi, zurnanın zırt dediği yere geleceğiz. Bakın, Anayasa'nın 83'üncü maddesinin ikinci fıkrası, milletvekillerinin bazı istisnai durumlarda tutuklanabilmesine izin veriyor gibi görünüyor ama aynı maddenin üçüncü fıkrası hiçbir istisna getirmeden "Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçiminden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır." diyor. Ben, burada, herkese diyorum ki: Bu adaletsizliği daha fazla sürdürmeyin, Engin Alan'ı buralara getirin.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)