GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SAĞLIK BAKANLIĞI VE BAĞLI KURULUŞLARININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:42
Tarih:02.01.2014

ALİ ÖZ (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; artık, sonuna doğru yaklaşmış olduğumuz tam gün yasasıyla alakalı, son söz olarak, 52'nci madde üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.

Şimdi burada aile hekimlerine nöbet uygulaması getirmeye çalışıyoruz. Bir kere, aile hekimlerinin, bugün, normal toplum sağlığı merkezlerinde hangi alanlarda görev yaptığını, hangi faaliyetleri yürüttüğünü bir gözden geçirmemiz lazım. Bu arkadaşlarımıza, burada çalışan hekimlere zaten çok fazla sayıda kalem iş yüklemiş durumdayız. Bir hekimin normal çalıştığı alanın dışında başka bir yerde, bir gün sonra bir nöbete gideceğini düşünmesi bile o hekimin, hem o çalıştığı iş ortamında hem de yarın, özellikle de kısa süreli olarak koyduğunuz bu nöbet uygulamasına gideceği yerde kendi iç huzurunu bozar, motivasyonunu bozar.

Siz inanıyor musunuz? Aile hekimleri, zoraki olarak nöbete göndermiş olduğunuz ilçe ve il devlet hastanelerinde, gelen her hastaya, gerçekten, canı gönülden, ben çok iyi bakayım düşüncesiyle mi davranacak, yoksa şu son çıkan kanun tasarısıyla bana yüklenmiş olan angarya saati bir an olsun, nasıl geçerse geçsin diye kaçmak için mi uğraşacak? Yani bunu sahada görmüş, sahada yıllardır hekimlik deneyimi olmuş ve aynı zamanda da acilde çalışan arkadaşlarımızın baktığı pencereden bakarak sizlerle paylaşıyorum.

KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) - Hipokrat yemini etmişse yapmaz ağabey.

ALİ ÖZ (Devamla) - Hipokrat yemininde hekimler hastaya bakmaz diye bir şey yok ama hekimi, siz, toplum sağlığı merkezinde zaten görevlendirmişsiniz. Orada da Hipokrat yeminine uygun olarak görev yapıyorlar sayın hocam.

KEMALETTİN AYDIN (Gümüşhane) - Her saniye Hipokrat yeminiyle çalışılıyor.

ALİ ÖZ (Devamla) - Yani burada, bir taraftan aile hekimlerine hiç olmayan bir şeyi, nöbeti yüklemek vatandaşı da sıkıntıya sokacak.

Bak nasıl olacak? Orada gittiniz, bir vatandaş geldi acile. Bakın hiç hesap etmediğiniz şeyler bile çıkacak. Doktor bir ilacı yanlış yazacak, -atıyorum size, örnek veriyorum- hekim bir ilacın muadili olan başka bir ilacı yazdı. Eczaneye gidecek, oradan diyecekler ki: "Bu olmadı, git hekime tekrar, bunu paraf ettir gel." Vatandaş tekrardan o acile geldiğinde, sizin koymuş olduğunuz bu saatle, yeri gelecek aynı hekimi bulamayacak bile, bulamayacak aynı hekimi. Bulamayınca diğer hekim arkadaş da "Ben bunun sorumluluğunu almam, yazan ben değilim." diyecek ve bir daha o arkadaşımızın nöbeti ne zamansa, o hasta olan vatandaş -en basit örneğini veriyorum- o hekimi tekrardan orada beklemek, belki de günlerce beklemek zorunda kalacak.

Sanki Türkiye'de aile hekimliği modelini çok iyi oturttuk, önleyici hekimlik noktasında her şeyi dört dörtlük, düzgün bir şekilde idame ediyoruz, bunlar yetmiyormuş gibi toplum sağlığı merkezinde çalışan arkadaşlarımıza yeni bir yük daha getiriyoruz. Bunu niye getiriyoruz, biliyor musunuz? Kanunun tamamına baktığınız zaman, içerisinde uzman hekimler var, "hemşire yardımcıları, ebe yardımcıları" diye yeni tahsis ettiğiniz, kurumsal hâle getirmek istediğiniz yeni bir meslek grubu var. Yaptığınız iyileştirmeler de var araştırmacıların haklarıyla alakalı, onda hakkınızı teslim ediyorum size. Baktınız, gördünüz ki ne kaldı bu maddelerin içerisine girmeyen? Aile hekimi kaldı. Dediniz ki: "Aile hekimini ne yapalım?" Onları da boş geçmeyelim bu tasarının içerisinde, onlara da bir nöbet koyalım.

Yani bu nöbet koymanız gerçekten, hakikaten mantıklı, kabul edilebilir, memleketin menfaatine, hekim arkadaşlarımızın çalışma ortamında huzurunu bozmayan, vatandaşa müspet yansıması olacak bir tavır olsa, bizden, Milliyetçi Hareket Partisi olarak karşı durmamızı asla beklememeniz lazım. Yani burada, oradaki çalışan hekimlere on altı saatlik bir nöbet koyarak acil servislerdeki nöbet açığını veya hekim açığını gideremezsiniz. Türkiye'de olması gereken, yapılması gereken, acilde özellikle atlanan, yanlış tanı konulan, ilgili uzmana haber verilmeyen ama son zamanlarda, özellikle acil tıp uzmanlarının yoğunlaşması ve sayısının artmasıyla ülke nefes alır hâle geldi. Gelin, bu nöbeti hiç bu işin içerisine koymayın, elinizden geldiği kadar, özellikle, gelen vatandaşa doğru ve zamanında tanıyı koyabilecek acil tıp uzmanlığının sayısını artırın, gerekirse acil tıp uzmanlarının nöbet sayısını artırın, bedelini ödeyerek.

Bunları yapın, daha faydalı olursunuz diye düşünüyor, yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)