| Konu: | ESKİŞEHİR 2013 TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR BAŞKENTİ HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 47 |
| Tarih: | 15.01.2014 |
CHP GRUBU ADINA BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) - Değerli milletvekilleri, Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerinde CHP Grubu adına Eskişehir Milletvekili olarak söz almış bulunuyorum.
Bir kere şunu söyleyeyim: Bu yasanın bu şekliyle, Komisyonda kabul edildiği şekliyle geçmesini kabul ettiğimiz için, biz de olumlu oy kullanacağımız için uzun konuşmayacağım. Yalnız, özellikle şunu ben de vurgulamak istiyorum: Eskişehir, gerçekten, gerek tarihsel gerek kültürel gerek düşünsel kaynaklarıyla kültür başkenti olmayı hak eden bir kentti. Bunda hiç kuşkumuz yok ancak -Ruhsar Hanım da bahsetti- sizlerin anlayışı sayesinde, maalesef, gencecik insanların vahşice dövülerek sokak ortasında infaz edildiği bir kent hâline dönüştü. Ali İsmail Korkmaz'dan söz ediyorum. Üstelik, sizin Başbakanınızın üzerine titrediği valinin de, açılmış bir soruşturmayı engellemek, etkilemek pahasına televizyon kanallarına "Onu arkadaşları öldürmüştür, suç emniyet görevlilerine kalsın." dediği bir kenttir. Tabii, bu da bir kültür. Eskişehir, farklı kültürlerin olduğu bir kent. Bu da bir kültür, bu da bir anlayış; linç kültürü.
Eskişehir, Allah'tan, pırıl pırıl insanlarıyla üniversiteleriyle, gelenekleriyle, kültürel mal varlığıyla gerçek anlamdaki kültür dünyasının başkenti olmayı hak eden bir kent. Demin arkadaşlarım da söylediler, Yunus Emre'den Nasreddin Hoca'ya, Nasreddin Hoca'dan Şeyh Edebali'ye, Şücaaddin-i Veli Hazretlerine, Seyit Battal Gazi'ye, oradan Kurtuluş Savaşı'na, Kurtuluş Savaşı'nın kahramanlarına uzanan bir kültürün, bir anlayışın başkenti. Yani, Eskişehir, açık söyleyelim, çoğulcu, demokratik, insanı temel alan, baskıya, zorbaya, zorbalığa boyun eğmeyen bir anlayışın başkenti.
Hatırlarsınız, Kemal Unakıtan 2009'da seçimler öncesinde gelmişti ve aynen şu ifadeyle "Benim elimden geçen paranın sadece tozu siz Eskişehirlilere yeter." demişti ama Eskişehirli de "Senin paran da, paranın tozu da, senin anlayışın da senin olsun." dedi, bunu diyebildi. İşte böyle bir kültür, böyle bir anlayış Yılmaz Büyükerşen'i seçti. Böyle bir anlayışın başkenti, linç kültürünün değil. Yani valinizin, o valilerinizin, emniyet müdürlerinizin, içinizden bazılarınızın, Başbakanınızın anlayışının, kültürünün başkenti değil.
Değerli arkadaşlar, 6303 sayılı Yasa'da, yapılan değişiklikte şunu özellikle vurgulamak istiyorum bir daha lütfen getirmeyin diye: Şimdi, burada, 6303 sayılı Yasa'yla, gayet güzel, Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti Hakkında Kanun'un 3'üncü maddesiyle bir ajans belirlendi. Burada ajansın gelirleri 3'üncü maddede uzun uzun yazıldı fakat o kadar ciddi para kaynakları var ki, o denli ciddi gelirler var ki iştahları kabartabilirdi. Nitekim, bazılarının iştahını da kabarttı. Sadece ve sadece Anadolu Üniversitesinin döner sermaye gelirlerinden 150 milyon liralık bir paranın yani eski deyimle 150 trilyonluk bir paranın buraya aktarıldığını bilerek söylüyorum ki 3'üncü maddede, bunun gibi, Osmangazi Üniversitesi, Ticaret Odası, İl Özel İdaresinin, Büyükşehir Belediyesinin, Odunpazarı, Tepebaşı, gerçek ve tüzel kişilerden alınacak bağışlar, inanılmaz bir gelir kaynağı var. Ama bunun 6'ncı maddesi de şöyle diyordu: "Bu paralar harcanır, gerekli projeler yapılır, geri kalanlar ise 31/12/2013 tarihinden itibaren altı ay içinde tasfiye edilir." Ve şöyle diyordu: "Toplanan ödenek, gelir ve bağışlardan kalan miktar Eskişehir İl Özel İdaresiyle Eskişehir Büyükşehir Belediyesi bütçelerine gelir olarak kaydedilir." Ve maalesef, bunun üzerine, "İştah kabardı." dedim ya, bir teklif hazırlandı. Bu teklif bunun ilk şekli, görüştüğümüz teklifin ilk hâli. Aynen şöyle söylendi: "Ajans bütçesinde bulunan ödenek, gelir ve bağışlardan artakalan meblağ ve bütün haklar, tamamı -ayni haklar, nakdî haklar, hepsi- tasfiye sürecinde, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına dağıtılır." Büyükşehir Belediyesiyle İl Özel İdaresine değil, kamu kurum kuruluşlarına dağıtılır, bunda da bizim etkin olduğumuz Yönetim Kurulu etkili olur.
Şimdi açıklıkla söylüyorum: Bu çok kötüydü ama ben de teşekkür ediyorum, Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunca -özellikle teşekkür etmek istiyorum- bu değiştirildi. Teklifi getiren kişi olarak her ne kadar Sayın Nabi Avcı'ya üzüntülerimi bildirdiysem de daha sonra kendi teklifini geri çekerek bu teklifin kabul edilmesine yardımcı olduğu için ona da teşekkür ediyorum. Çünkü teklif şu şekilde değiştirildi: Bu kaldırıldı, şu anda eski hâliyle devam ediyor, amma velakin, altı aylık bir süreç uzatıldı.
Şimdi, özellikle şunun için söylüyorum: Ruhsar Hanım'ın da söylediği gibi, daha, aynen İstanbul'da olduğu gibi, Eskişehir'de de kültür başkenti olarak çok büyük bir proje f
ilan görmedik. Şimdi, altı ayda yapılır yapılmaz, ayrı mesele ama toplanan bu paranın ilgili kamu kurum, kuruluşlarına -bütün kamu kurum, kuruluşlarına filan diyerek değil- aynı şekilde dağıtılmasında mutlaka yasanın ilk şekline sadık kalmamız gerekir. "Aman ne güzel, bunu istediğimiz kurumlara verelim." diye yeni bir girişimde bulunmayacağınızı umuyorum. Nabi Bey'e de o yüzden şimdilik teşekkür ediyorum bunu geri çekti diye. İnşallah böyle bir teklifi getirmez.
Son olarak şunu söyleyeyim değerli arkadaşlar: Biz bu teklifi kabul ediyoruz çünkü altı ay uzatıyor, ilk teklifi çektiler. Ancak şunu söyleyeyim: Bu yasanın daha ilk şekli görüşülürken, Genel Kurulda bizler, Cumhuriyet Halk Partisi olarak düşüncelerimizi, şikâyetlerimizi paylaştık, değişiklik önergelerini verdik hatırlayacaksınız. Hiçbirini kabul etmediniz çoğunluk olarak ama hâlen bazı maddeler burada bizim, sonuçta, eleştirilerimizi hak edecek şekilde düzenlenmişti.
Bunları da saklı tutarak bu kanuna olumlu oy vereceğimizi bir kez daha CHP Grubu olarak ifade etmek istiyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)