GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBUNUN, BDP GRUP BAŞKAN VEKİLİ BİNGÖL MİLLETVEKİLİ İDRİS BALUKEN TARAFINDAN TÜRKİYE'DE TAŞERON İŞÇİLERİN SORUNLARININ ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 10/5/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERMİŞ OLDUĞU MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 22 OCAK 2014 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:50
Tarih:22.01.2014

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisinin taşeron uygulamaların yasal bir mevzuata kavuşturulması hakkında Meclis araştırması açılması hakkındaki grup önerisi hakkında AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle aziz milletimizi ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, tabii ki bu taşeron işçi ne zaman başladı, ona bakmak lazım. Taşeron işçinin, tabii, Avrupa'da belki yüzyıllıktan fazla bir geçmişi var. Ülkemizde de ilk işçi kanunuyla ilgili 1936 yılında 3008 sayılı Yasa'da alt işverenle ilgili kanuni düzenleme yapılmıştır ama ülkemizde taşeron işçiyle ilgili ilk uygulamalar, daha çok kamudaki ilk uygulamalar 1985 yılında ANAP hükûmetleri döneminde başlamış, daha sonra da 1990 yıllarından itibaren de giderek artmıştır ve bizden önce kaç tane hükûmet geçmiştir, bunların hepsi de taşeron işçi kullanımını veya alt işveren kullanımını, uygulamasını sahiplenmişlerdir; bunun devamı yönünde karar almışlardır, bunlarla ilgili de hiçbir problemin çözümüne katkıda bulunmamışlardır.

Şimdi "Taşeron işçi nereden çıkmıştır?" diye baktığınız zaman, taşeron işçinin çıkış nedeni şudur: Kamudaki çalışan işçilerin verimli çalıştırılmaması nedeniyle de, en çok da belediyelerdeki temizlik işçilerinin verimli çalıştırılmaması nedeniyle de alt işveren veya hizmet alımı kısmına geçilmiştir ve bunu günümüzde de biz verimlilik açısından karşılaştırdığımızda, Uşak Şeker Fabrikasında 450 işçi çalışmaktadır, yıllık ürettikleri şeker miktarı 28 tondur. Yine Konya Torku Şeker Fabrikasında 350 kişi çalışmaktadır, ürettikleri şeker miktarı yıllık 75 bin tondur. Yani, buradan da gördüğünüz gibi 3 kat daha fazla hizmet üretebilmektedirler.

Biz tabii ki taşeron işçinin ülkemizdeki sayısına baktığımızda kamudaki taşeron işçi sayısı 660 bin, özel sektördeki de 575 bin civarında olup toplam 1 milyon 200 bin civarında taşeron işçi vardır. Biz tabii ki buradaki taşeron işçilerimizin sorunlarına asla duyarsız kalamayız. Bunlar bizim kardeşlerimiz, tabii ki vatandaşlarımız. Ülkemizin ekonomik kaynaklarını yeterli kullanmak ve yerli yerinde kullanmak bizim de görevimizdir diye ben düşünüyorum.

Tabii, buradaki en büyük problem şudur taşeron işçilerle ilgili: Taşeron işçilerin mevzuattan kaynaklanan yıllık izinlerle ilgili, kıdem tazminatıyla ilgili, ihbar tazminatıyla ilgili problemleri vardır ve bunlarla ilgili problemlerin de mutlaka çözülmesi gerektiğine biz inanıyoruz. Burada, yıllık izinlerin ücretleri Kamu İhale Kanunu'nda belirtilmediği için, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi değerler yine Kamu İhale Kanunu'nda kamu ihale bedelinin yüzde 3 kısmının içine sokulduğu ve bu da bunu karşılamadığı için mutlaka burada bir yasal düzenleme yapmak gerektiğine biz inanıyoruz. Diğer taraftan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız bununla ilgili çalışmaları başlatmıştır, Maliye Bakanımız bunlarla ilgili çalışmaları başlatmıştır.

Diğer taraftan, bu işçilerimizin ücretlerinin alımıyla ilgili problemler olduğu yansıtılmaktadır; bu, doğru değildir. Eğer kamuda çalışan işçilerimizin kamu tarafından alt işverene ücret ödendiği takdirde bir sonraki ayda işçilere bunu ödediğini gösterir makbuzu getirmediği takdirde bir sonraki hak ediş kesinlikle verilmemektedir. Burada herhangi bir problem yoktur. Fazla mesai çalışmasıyla ilgili de problem yoktur. Bu işçilerimiz, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'ndaki gereklere uyarak haftalık 45 saat çalışmaktadırlar. Bunun fazlası çalıştıklarında da fazla mesaileri daha önceden Kamu İhale Kurumundaki düzenlemelere uygun bir şekilde, o kurum bununla ilgili düzenlemeleri daha önceden öngörerek bayram ve tatillerde ne kadar kişinin fazla çalışacağına ve bunlarla ilgili ne kadar fazla mesai ücreti verileceği önceden tahmin edilmekte ve onlarla ilgili de paraları ödenmektedir. Bunlarla ilgili asla bir ödenmeme durumu söz konusu değildir.

Diğer taraftan, tabii ki en çok suistimal edilen konulardan bir tanesi taşeron işçilerinin kamuya alınması. Tabii ki bu alt işveren sektörü nereden çıkmıştır? İşçilerinizi yeterli miktarda, verimli miktarda çalıştıramadığınız için bu ortaya çıkmıştır. Siz, bunları tabii ki kamuya aldığınız zaman aynı problemlerle tekrar karşılaşacaksınız. Eğer burada bir düzenleme yapacak olursak, biz, bunları tabii ki kamuya almak isteriz ama ekonomik bütçemizin bunu kaldırması mümkün değildir. Yaklaşık 435 milyar olan 2014 bütçemizin 135 milyarı çalışan yaklaşık 3 milyon kamu personeline, aşağı yukarı da 120 milyar miktarı da yaklaşık 9,5 milyonu bulan emekliye gitmektedir. Eğer siz bunları da kamuya aktarırsanız bunlara ödeyeceğiniz kaynağı bulmanız mümkün değildir. Ve sizin yaptığınız gibi şöyle yaparsak biz: Eğer ki, yani "Biz, bunlara hiç ücret ödemeyelim ama ücretlerini artıralım, sonra da işten çıkaralım." derseniz, o, sizin yapabileceğiniz bir şey. Şimdi, size, muhalefet tabii ki iktidarda olmadığı için birtakım vatandaşlarımıza, burada çalışan işçilerimize vaatlerde bulunuyorlar.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Şu ayakkabı kutusundakileri ver, yeter onlara.

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Oysa onlar da iktidara gelseler bunları yapamayacaklarını, bunların ekonomik bakımdan mümkün olmadığını onlar da pekâlâ biliyorlar ama tabii ki ben bu muhalefete de hak veriyorum.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sizden başka kimseye yaşam hakkı tanımıyorsunuz.

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Yani uzun süre iktidardan uzaklaşınca ülkenin nasıl yönetileceğini, kamu maliyesinin nasıl yönetileceğini unutmuşlar. Dolayısıyla da hiçbir kaynağı olmadı.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Hırsızlık yapmayacaklar, rüşvet yemeyecekler.

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Şimdi, ben şöyle bir şey... Tabii ki buradan bu 17 Aralık 2013 tarihindeki müdahaleyle ilgili de birkaç şey söylemek istiyorum. Burada tabii ki, bu rüşvet alımına karışan insanlar varsa mutlaka bunlar hesabını versin.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - "Varsa, varsa..."

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Bunlarla bizim bir şeyimiz yok.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - "Var" de, "Var" de!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Siz şunun hesabını verin, ben şunu söylüyorum: 2002 yılından önce kamu bankalarındaki verdiğiniz kredilerin dönüş oranı kaçtı? Yüzde 40'tı.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Ne kadar da...

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Bu geri dönmeyen kredileri kimlere verdiniz?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ben şimdi Halk Bankasındaki krediyi anlatacağım biraz sonra.

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Bu yasal bir yolsuzluktu, yasal bir hırsızlıktı, bu hırsızlığı siz normal hâle getirdiniz.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sen de KİT Komisyonundasın; yolsuzlukları benden iyi biliyorsun, benden!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Biz bunların hepsini kapattık. Bugün kamu bankalarının...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Benden iyi biliyorsun!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - ...kredilerinin geri dönüş oranı yüzde 97-98'dir.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Satıyorsunuz o kredileri, satıyorsunuz!

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Bugün bir tape daha çıktı, Rıza Sarraf demiş ki: "Memura, bakana bir de bilmem kime parayı peşin vereceğim."

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Siz bunu asla yakalayamadınız, asla göremediniz. Emlak Bankasının Emlak Gayrimenkul Yatırım Ortaklarının verdiği kredilerinizden 1 milyar kredi hâlâ batıktır...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Satıyorsunuz o kredileri!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - ...kimlere verdiğinizi de çok iyi biliyorsunuz.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Satıyorsunuz o kredileri.

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Yani bunlarla baş edemezsiniz.

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Taşeron işçisini anlat!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Yani birileri sizin önünüze bir şey koydu, ona sarılıyorsunuz. (CHP sıralarından gürültüler)

Yani muhalefet kendi imkânlarıyla, kendi gücüyle, kendi fikriyle iktidara gelemeyeceğini anlayınca birileri bunlara bir şey sundu, onlara sarıldılar ve onlarla bir yere gelmek istiyorlar.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Bize masal anlatma, masal dinlemekten bıktık!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Ben size şunu söyleyeyim: Gerçekten de bu ülkeyi hepimiz seviyoruz ama eğer siz de seviyorsanız biz de buna inanmak istiyoruz.

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Masal anlatma, masal anlatma!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Onun için, Türkiye'nin geleceği için...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sizin gibi çalalım, öyle mi diyorsun!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - ...iyi muhalefet yapın, iyi projeler üretin ve gerçekten de halk da sizi takdir etsin.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Öyle mi diyorsun, ayakkabı kutularında mı istifleyelim paraları, kasalarda mı biriktirelim paraları?

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Çünkü siz söylüyorsunuz ama size halk inanmıyor. İnşallah 30 Martta da halk bize inancını gösterecek...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Allah ile aldatıldığını anlayacak o halk bir gün.

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - ...size inanmadığını gösterecek ve dolayısıyla da bunu çok iyi göreceksiniz. Yani buradan biz her zaman için doğrunun, dürüstün yanındayız.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Senin kadar işçi düşmanı bir adam tanımadım ben ya!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Yahu, şimdi, şöyle bir şey...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İşçi düşmanı! KİT'te de öyleydin sen.

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - ...biz, işçilerin yanındayız.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ya, senin kadar...

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Yahu, 2002 yılında asgari ücret kaçtı? 184 liraydı. Şimdi kaç? 833 lira. Yeter mi? Yetmez.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İşçi düşmanısın sen ya, işçi düşmanısın sen, işçi.

BAŞKAN - Sayın Akar, lütfen dinleyin...

Sayın Ağbaba...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ya bu böyledir ciddiyim ama. Ya, 800 lirayı çok görüyorlar işçiye ya!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Ama bunlar bunları artıramazlar, bunları anca biz artırırız...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bedava çalıştıracaklar.

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - ...ve gayrisafi millî hasılayı biz üç katına artırdık.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ya, sen o vatandaşın vergisiyle okudun be!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Eğer biz gelmeseydik sizler ülkedeki bu memurların, işçinin maaşını ödeyemeyecektin, maaşını.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - 800 lira alan taşeron işçinin vergisiyle okudun, yazık günah sana be!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Vatandaş bunların hepsini biliyor ve ondan sonra Avrupa'nın, IMF'nin peşinde koşturacaktınız, ülkenin şerefiyle...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yazık sana, yazık! Aynı şeyleri KİT'te de yapıyordun sen. 800 lirasını çok görüyorsun sen.

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - ...yani, şerefini beş paralık ettiniz. Böyle bir şey olur mu bilmiyorum arkadaşlar.

Yani, ondan sonra, işçinin, emeklinin peşinden düşün. Biz sizler gibi sendika ağalığı yapmadık, işçileri sömürmedik arkadaşım.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sen var ya sen işçi düşmanısın, işçi!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - En son konuşacak bir kişi varsa o da sensin diyorum...

SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - İşçi düşmanı!

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İnsan düşmanısın sen!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - ...ve dolayısıyla biz işçinin yanındayız ve ne kadar bağırırlarsa bağırsınlar asla bizi susturamayacaklardır diye düşünüyorum ben. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) ve biz her zaman işçinin yanındayız, köylünün yanındayız, çiftçinin yanındayız.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Evet, hepsinin canına okudunuz, canına!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Dolayısıyla da onların hakkını yine biz vereceğiz. Sizler asla bir şey yapamayacaksınız diyorum.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Siz, cebinizi doldurursunuz, cebinizi! Bunun yanındasınız, bunun!

İSMAİL GÜNEŞ (Devamla) - Bu vesileyle, yüce heyetimizi, aziz milletimizi ve sizleri saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)