GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP GRUBUNUN, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ GÜNDEMİNİN "GENEL GÖRÜŞME VE MECLİS ARAŞTIRMASI YAPILMASINA DAİR ÖNGÖRÜŞMELER" KISMINDA YER ALAN ADANA MİLLETVEKİLİ ALİ HALAMAN VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN KAMYONCU-NAKLİYECİ ESNAFININ SORUNLARININ BELİRLENMESİ AMACIYLA (10/263); AFYONKARAHİSAR MİLLETVEKİLİ KEMALETTİN YILMAZ VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN KAMYONCU-NAKLİYECİ ESNAFININ SORUNLARININ BELİRLENMESİ AMACIYLA 12/7/2013 TARİH VE 16287 SAYI İLE; KOCAELİ MİLLETVEKİLİ LÜTFÜ TÜRKKAN VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN TAKSİCİ ESNAFININ SORUNLARININ ARAŞTIRILMASI AMACIYLA 19/6/2013 TARİH VE 14950 SAYI İLE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERMİŞ OLDUKLARI MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİNİN, GENEL KURULUN 22 OCAK 2014 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE OKUNMASINA VE ÖN GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:50
Tarih:22.01.2014

MUHARREM İNCE (Yalova) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bazen hiç ilginiz olmasa da milletvekili olarak toplumun tüm kesimlerinin sorunlarını bu kürsüye taşırsınız. Fakat ben babası kamyon şoförlüğü yapmış, 15 yaşında o kamyonun içinde uyumuş, oradan kazanılmış paralarla okutulmuş birisi olarak bu konuyu bundan önceki konuşmalarımda olduğu gibi değil, aslında hiç hazırlık yapmadan, içimden geldiği gibi konuşabilirdim. Yani, 1980 yılında kamyonun mazotunun donması sonucu Emirdağ'da kamyonun içinde o piknik tüpüyle ısınırken pantolonumun yanması ve benim bunu anlayamamam şimdi gözlerimin önünden bir film gibi geçiyor.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, bakınız, küçük esnafı mahvettiniz, o köylü çocuklarının, küçük esnaf olan çocukların hepsi şimdi asgari ücretle AVM'lerde çalışıyor. Kamyoncuları yok ettiniz, onları perişan ettiniz, onları büyük nakliyat firmalarının şoförü yapmak istiyorsunuz. Bakın, belgeler çıkarttınız K1, K2, 39 çeşit belge; bunlar "Kazık 1, Kazık 2" olarak da adlandırılabilir aslında.

Adamın bir kamyonu vardı, "filo kuracağım" diye bir kamyon daha aldı, o ikinci kamyon, ilk kamyonu da yedi, üstüne üstlük, babasından kalma daireyi de yedi.

Kamyoncular...Neden bunların sorunları çözülmüyor biliyor musunuz? Çok basit, kamyoncular mazot yerine on numara yağ yakıyorlar ama Başbakana yağ yakmadıkları için ne yazık ki onların sorunları çözülmüyor.

Ton/fiyat sınırının kilometre bazında Hükûmet tarafından belirlenmesi, trafik kasko ve zorunlu trafik sigorta ücretlerinin yüksek olması ve onlara acımasız davranılması birinci sorunları.

Bakın, 12/2/2013 tarihinde bir soru önergesi vermişim; on bir ay geçmiş üstünden, hâlâ cevap verilmemiş. Yani bir örnek vereyim size: Yalova'da bir kamyonetçi, Yalova'nın en uzak ilçesi olan Armutlu ilçesine gidebiliyor, 50 kilometre, 60 kilometre gidebiliyor ama 21 kilometre yanındaki Orhangazi'ye gidemiyor, 30 kilometre yanındaki Karamürsel'e, başka bir vilayetin ilçesine gidemiyor ve büyük cezalar ödüyor. Bunun çözülmesi için soru önergesi vermişim, on bir aydır Ulaştırma Bakanı cevap vermemiş. Bacanağına gösterdiği ilgiyi kamyonculara gösterseydi, bu memleket bu hâlde olmazdı. (CHP sıralarından alkışlar)

Yine, bakın, bir başka konu: 4/6/2012'de -on dokuz ay olmuş- bir başka soru önergesi vermişim bu aşırı yükle ilgili. Değerli arkadaşlarım, diyor ki: "Sen 2 ton taşıyabilirsin." Ne çıktı? 2 ton 10 kilo; 10 kilo geçmiş. Ya, bu kadar cahillik, bu kadar gaddarlık, bu kadar vicdansızlık olabilir mi? Yağmur yağsa brandaya 10 kilo yağmur toplanır zaten. Yani 5 kilo, 10 kilo geçti diye insanlara acımasızca, milyonlarca liralık -eski parayla- cezaların kesilmesi hiç doğru değil. Yani "80 kilogram aşırı yük var." diye 593 lira ceza kesilmiş. 33.600 kilogramlık taşıma kapasitesine sahip bir kamyona "80 kilogram fazla" diye 593 lira ceza kesilmiş. O kamyon mazot alsa, lastiklerinin havası değişse, yağmur yağsa, 1 kişi fazla binse, ne bileyim biraz yük koysa 80 kilogram olabilir. Bu vicdansızlıktır, bu gaddarlıktır.

Bakın, yine, bir başka soru önergesini de 22/02/2011 tarihinde vermişim. Bakın, aradan üç ay değil, üç gün değil, üç sene geçmiş, üç sene. Yani, Bakanın ne işi var? Demek ki çok meşgul bu Bakan. Binali Yıldırım çok meşgul demek ki. Ben kamyoncuların, kamyonetçilerin, minibüsçülerin, taksicilerin sorunlarını sormuşum, bu Parlamentonun bir üyesi olarak, bir kamyon şoförünün oğlu olarak bunları gündeme getirmişim, üç senedir, on bir aydır, dokuz aydır bu önergelere cevap bile vermemiş. Tekrar söylüyorum, yeni Bakana da söylüyorum, eskisine de söylüyorum: Aile bireylerinize, ayakkabı kutularına, yatak odasındaki kasalara gösterdiğiniz ilgiyi, eniştelerinize, bacanaklarınıza, kayınçolarınıza, yengelerinize, teyzelerinize gösterdiğiniz ilgiyi birazcık da bu esnafa gösterin diyorum.

Bakın, yine bir başka konu, minibüsçüler. Sabahın altısında kalkarlar, gecenin birinde yatarlar. Belediyenin ve devletin yapamadığını yaparlar. En kötü güzergâh onlarındır. Vatandaşla karşı karşıya gelen onlardır. Mazota sürekli zam yapılır ama senede bir kez zam alacakları zaman kıyamet kopar. Sigortalarını 5 kat artırırsınız. Bakın, çok doğru bir iş var. Engelliler araç alırken ÖTV'si alınmıyor, çok doğru bir uygulama. Peki, şimdi, "Araçları engellilere uygun hâle getirin." diyorsunuz minibüsçülere, doğru da yapıyorsunuz. Peki, niye, o araçlara o masrafı edecek o esnaf, neden onlardan ÖTV'yi alıyorsunuz? Böyle bir saçmalık olur mu? Bunu görmüyor musunuz değerli arkadaşlarım? Yine, bir minibüsçü ÖTV ödüyor. Okul servisi minibüsü yüzde 8 KDV ödüyor, öğrenci taşıyan minibüs yüzde 18 KDV ödüyor. Bunların hepsinin düzeltilmesi lazım.

Biraz kafanızı kaldırın diyorum, biraz bu esnafın ne hâlde olduğunu görün diyorum ve diyorum ki bu uygulamalarınız doğru değil. Siz onları unutmuş olabilirsiniz, halk tipi yaşamayı unutmuş olabilirsiniz. Mesela, bunlarla ilgili yasal düzenlemeleri ivedilikle seçimden önce yapmamız lazım.

Bakın, geçmişte neler yapmışsınız: Yani, TÜBİTAK Başkanına bir defaya mahsus olmak üzere kanun çıkarmışsınız. Büyük devlet istemiş, Cargill yasasını çıkarmışsınız. İngiliz viski şirketlerine af yasasını çıkarmışsınız, İngiliz viski şirketlerinin 500 milyon dolarlık vergi borcunu affetmişsiniz. Görevi kötüye kullanma suçunun cezasının düşürülmesi için kanun çıkarmasını biliyorsunuz. MİT Müsteşarının yargılanmasını Başbakanın iznine bağlayıp gece yarısı, sabaha kadar çalışıp MİT Müsteşarını kurtarmasını biliyorsunuz. "Yönetmelik yetmezse kanun çıkarırız." deyip Kuşadası Limanı'yla ilgili kanun çıkarmasını biliyorsunuz. Tutukluluk ve tutukluluğun devamına karar veren hâkimler aleyhine dava açılmaması, devlete dava açılması konusunda kanun çıkartmasını biliyorsunuz. Özelleştirme işlemlerinde yargı kararını yok saymak için Bakanlar Kuruluna yetki verilmesi yönünde kanun çıkartmasını biliyorsunuz. "Türk Hava Yollarında grev var. Yetki mahkemelik, mahkeme çözemez, Meclis çözsün." diye, bu konuda kanun çıkartmasını biliyorsunuz. Özel koleksiyoncuların envanter defterinde bulunan taşınmaz kültür varlıklarının parçalarının müzelere teslimine ilişkin Danıştay kararını etkisiz hâle getirmek için kanun çıkarmasını biliyorsunuz da, nakliyeciler, minibüsçüler, taksiciler, kamyoncular için yasal düzenleme yapmasını mı bilmiyorsunuz? O belgeleriniz K1, K2 belgeleri değil, o belgeleriniz "Kazık 1", "Kazık 2" belgeleridir. (CHP sıralarından alkışlar)

Bu düzenlemelerden vazgeçin, vatandaşı ezmeyin. Sadece zenginlere çalışmayın, eski günlerinizi hatırlayın biraz, eski günlerinizi, o fakirlik fukaralık günlerinizi, o imam hatip lisesinde okurken, okulun koruma derneğinden yardım alarak okuduğunuz o günleri biraz hatırlayın. O küçük esnafı unutmayın, o fukaraları unutmayın, bu insanları ezmeyin. Sadece zenginlere çalışmayın diyorum, bir kamyon şoförünün oğlu olarak sizi uyarıyorum.

Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)