| Konu: | UĞUR MUMCU'YU ANMA GÜNÜ'NE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 51 |
| Tarih: | 23.01.2014 |
MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi ve tutuklu bulunan Sayın Engin Alan'ı saygıyla selamlıyorum. Demokrasi adına beklentim, Sayın Engin Alan'ın da bir an önce bu çatı altında bizlerle beraber olmasıdır.
Ocak ayı, aydınlanma ve daha çok demokrasi yolunda yitirdiklerimizden dolayı bizim için karanlık ve acılarla dolu bir aydır. Sevgili Uğur Mumcu'yu, Onat Kutlar'ı, Metin Göktepe'yi, Muammer Aksoy'u, Aydın Güven Gürkan'ı ve İsmail Cem gibi birçok aydınımızı ne yazık ki ocak ayında yitirdik. Tarih boyunca karanlık işlerden ve ilişkilerden beslenenler hep aydınlardan ve aydınlatanlardan korkmuşlardır. Bu korkudur ki 24 Ocak 1993'te bir pazar sabahı Sevgili Uğur'umuzu bizden aldı. Yirmi bir yıl oldu, aydınlatamadık bu faili meçhul cinayeti, bu karanlık güçleri ne yazık ki çözemedik. Bundan dolayıdır ki Sevgili Uğur Mumcu'nun anısının karşısında boynumuz eğik, yüreğimiz buruktur ancak değerlerini korumak, düşüncesini yaşatmak adına başımız dik olmalı, asla dönmemeliyiz aydınlattığı bu yoldan.
Değerli milletvekilleri, Sevgili Uğur Mumcu'nun otuz kırk yıl önce söyledikleri bugün bir bir yaşanmaktadır. Sanki bugünleri görerek sorunları kaleme almıştır, sizlerle paylaşmak istiyorum: Bazı ülkelerde, bazı kimseler devleti soymak için politikacı kılığına girerler. Parlamentoda boy gösterirler, ticari işlerini siyasal ilişkiler üzerinden yürütürler. Bunlardır çeteler. Üstelik, çetelerin en aşağılığı bunlardır. Bunlar, devlet adamı maskesi takıp halkı soyanlardır. Bir toplumu ancak böyle çökertebilirsiniz. Devletin yerini kaba kuvvet alır ve susarsanız, yasamanın yerini Allah alır ve korkarsanız yolsuzluklar ve rüşvetler birbirini izler. Gün gelir, bu çeteler devleti teslim alır. Mart 1975'te söylemiştir.
Bir tanesini daha paylaşmak istiyorum: "Bir toplumu ayakta tutan temel dayanaklardan biri adalet duygusudur. Bu duygu bir kez yara aldı mı demokrasinin temelleri de sarsılmış demektir. Adalet, bağımsız mahkemelerin eliyle dağıtılırsa adalet duygusu güçlenir. Çağdaş demokrasilerde adaleti dağıtacak, suçluyu, suçsuzu ayırt edecek tek yetkili organ mahkemelerdir. Toplumlar, zaman zaman öfke seline kapılırlar. Soruşturmanın yerini işkence, mahkemelerin yerini güdümlü kurullar, yargıcın yerini silah alır. Siyasal iktidardan kaynaklanan öfke seli sağduyuyu yok ederek, vicdanları ipotek altına almaya çalışır. Adalet duygusu kaybolur, yerini güdümlü hukuk, peşin yargı ve siyasal kine bırakır. Böyle dönemden geçiyoruz." Ne zaman söylemiş Sevgili Uğur Mumcu? 1976 Ocağında. Tıpkı bugünleri tarif eder gibi söylememiş mi?
Değerli milletvekilleri, Sevgili Mumcu'yu beş dakikada sizlere anlatmak mümkün değil, onu anlatmaya saatler yetmez. Ancak, Sevgili Mumcu'nun devrimci yoldaşlar için 1975'te kaleme aldığı "Sesleniş"le cümlelerime son vermek istiyorum:
"Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler takıldı. İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez. Yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma.
Vurulduk, öldürüldük ey halkım unutma bizi!
Giresun'daki yoksul köylüler, sizin için öldük. Ege'deki tütün işçileri, sizin için öldük. Doğudaki topraksız köylüler, sizin için öldük. İstanbul'daki, Ankara'daki işçiler sizin için öldük. Adana'da nasırlaşmış elleriyle ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.
Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi!
Vicdanlar sustu. Hukuk sustu. İnsanlık sustu.
Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi!"
Değerli milletvekilleri, Sevgili Uğur Mumcu'yu Cumhuriyet Halk Partisi olarak unutmadık, unutturmayacağız. Anısının önünde bir kez daha özlemle, saygıyla eğiliyor; Sayın Güldal Mumcu'ya, çocukları Özgür ve Özge'ye sabırlar diliyorum.
Hepinize şükranlarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)