GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BARTIN MİLLETVEKİLİ YILMAZ TUNÇ VE 77 MİLLETVEKİLİNİN; BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:52
Tarih:24.01.2014

ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklif gibi görünen 523 sıra sayılı tasarının 10'uncu maddesindeki değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi öncelikle saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, hepimizin bildiği gibi, yargı ve yargıç bağımsızlığı hukuk devletimizin temelidir. Ancak, yargı ve yargıç bağımsızlığından söz edebilmek için sadece mahkemelerin şeklî olarak bağımsızlığı yeterli olmayıp yargı ve yargıçlar üzerinde yetki kullanan temel kurumların da bağımsız olması, yürütme erki karşısında bağımsızlıklarının sağlanması gerekir.

Ülkemiz açısından bakıldığında, yargı ve yargıçlar üzerinde yetki kullanan iki temel kurumdan birisi HSYK, diğeri ise Adalet Akademisidir. Bu nedenle, HSYK'nın hâkimlik teminatı ve yargı bağımsızlığı ilkelerine göre kurulup görev yaptığı Anayasa'mızın 159'uncu maddesinde güvence altına alınmış, aynı zamanda, hâkimlerin ve savcıların eğitiminden sorumlu Adalet Akademisinin de özerk olduğu Akademi Kanunu'nun 4'üncü maddesinde açıkça vurgulanmıştır. Ayrıca, tüm uluslararası hukuk belgelerinde, geride bıraktığımız süreçteki Avrupa Birliği ilerleme ve istişari ziyaret raporlarında, hâkim ve savcıların gerek meslek öncesi gerekse meslek içi eğitimlerinde yürütme karşısındaki bağımsızlıklarının sağlanması gerektiği ağır eleştiri konusu olmuştur. Yine, Avrupa Birliği ilerleme raporlarında, istişari ziyaret raporlarında, Adalet Akademisi Genel Kurulundaki Adalet Bakanlığının hiyerarşisi içerisindeki bürokratların sayısının azaltılması gerektiği önemle vurgulanmıştır.

Ancak, değerli milletvekilleri, uluslararası evrensel hukuk belgelerine ve Avrupa Birliğinden gelen tüm eleştirilere rağmen tasarının bu maddesi bu eleştirilere aykırı düzenlemeler içermektedir. Bakın, Avrupa Birliğinde Adalet Akademisindeki bürokratların sayısının azaltılması istenirken, bu kanun tasarısıyla, bu kanun teklifiyle, Bakanlığın hiyerarşisi altındaki bürokratların sayısı artırılmakta, Adalet Bakanı ve Müsteşarla birlikte bu sayı 11'e ulaşmaktadır. Yine, 1'inci derece hâkimler arasından, savcılar arasından seçilecek 6 hâkim ve savcının atama yetkisi Adalet Bakanına verilmektedir. Bununla da kalınmayarak Adalet Akademisi Başkanı ve 3 başkan yardımcısıyla birlikte Akademinin toplam 31 üyesinden 21 tanesini belirleme yetkisi doğrudan Adalet Bakanının eline geçmektedir.

Değerli milletvekilleri, hâkim ve savcıların eğitimlerinin Adalet Bakanlığından bağımsız olması gerekirken bu maddeyle Adalet Akademisinin Genel Kurulunun yapısı değiştirilmek suretiyle Adalet Akademisi tamamen Adalet Bakanının gündemine ve tasarrufuna sokulmaktadır. Sadece Adalet Akademisi Adalet Bakanının tasarrufu altına geçmekle kalmayıp aynı zamanda Adalet Akademisinden Hâkim ve Savcılar Yüksek Kuruluna gönderilecek 1 asil, 1 yedek üyeyi de belirleme yetkisi Adalet Bakanının eline geçmektedir. Bu düzenleme bununla da kalmayıp Adalet Akademisi içerisinden hâkim ve savcıların mülakat kuruluna gönderilecek 2 üyeyi de belirleme yetkisi Adalet Bakanına verilmektedir.

Değerli milletvekilleri, dolayısıyla bu tasarıyla bir taşla üç kuruş vurulmaktadır. Bu tasarıyla hem Adalet Akademisi hem HSYK hem de hâkim ve savcı adaylarını belirleyen mülakat kurulu tamamen yürütmenin tahakkümüne girmekte, yürütmenin hâkimiyetine girmektedir.

Değerli arkadaşlar, böyle bir düzenleme hukuk devletinde meşru olarak görülemez, böyle bir düzenleme Anayasa'mıza açıkça aykırıdır. Bu düzenleme sadece Anayasa'mıza açıkça aykırı olmakla kalmayıp yargı bağımsızlığını ve kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırdığı için cumhuriyetin temel niteliklerini de değiştirmektedir. Açıkça bu yasayla öngörülen, bir rejim değişikliğidir. Ancak, daha acı olanı, bu rejim değişikliğinin 17 Aralıkta meydana gelen yolsuzluk operasyonundan sonra bakanların, Başbakanın çocuklarına yargı muafiyeti, yargı bağışıklığı sağlanmak amacıyla gerçekleştirilmiş olmasıdır. Türk yargısı, bakanların, Başbakanın çocuklarının gelecekleri için, önlerindeki soruşturmaların kesilmesi için açıkça tepelenmekte, ayaklar altına alınmaktadır.

Ancak, burada şunu söylemek istiyoruz: Bu kadar ağır bir düzenlemeyi Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirenler...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Devamla) - Sırf yolsuzlukları örtmek için Türkiye Büyük Millet Meclisine götürenler tarih önünde de, Türk halkı önünde de, yargı önünde de er geç hesap verecektir.

Bu duygu ve düşüncelerimle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)