GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BARTIN MİLLETVEKİLİ YILMAZ TUNÇ VE 77 MİLLETVEKİLİNİN; BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:52
Tarih:24.01.2014

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Görüşmekte olduğumuz teklifin 21'inci maddesinden sonra görüşmelerinin erteleneceği gibi bir kanaat iletildi bize, bunu da bizzat Sayın Başbakan açıkladı. Biz bugüne kadar "Bunun ismi her ne kadar teklif de olsa bu, hükûmet tasarısıdır." diyorduk, bunun hükûmet tasarısı olduğu da bir kez daha, böylece Başbakan tarafından dillendirilmekle anlaşıldı.

Değerli arkadaşlar, siyaset bilimcileri, devlet teorisyenleri, efendim, milletin aklıselimi her zaman siyasetçi ve devlet adamı arasında bir ayrım yaparlar. Gerçekten herkes bir şekilde siyasi kimliğe kavuşabilir, siyaset yapabilir, siyaset kurumunun içinde bulabilir kendisini, ama devlet adamları, gerçekten sadece bizim coğrafyamızda değil, bütün dünya coğrafyasında eşine az rastlanan nadide insanlar olarak zuhur ederler.

Devlet adamının nitelikleri vardır. Siyasetçi, bugünü ama devlet adamı, bugünle birlikte yarını da planlar, bunları da hesap ederek siyaset yapar. Siyasetçi, kendi seçim bölgesini, mahallini hesap eder; devlet adamı, memleketinin en ücra köşesindeki herkesi, yani bütün yurt sathını dikkate alarak siyaset yapar ve devlet adamı, hep hukukun yanında yer alır arkadaşlar. Yani kendi ayağına da basılsa, sonuçları kendi aleyhine de olsa, hep hukukun yanında yer alır, kısa günün kârı gibi görmez, kendi konumundan ziyade, sistemin güçlü olmasını ister.

AKP ve Başbakan, bugüne kadar hep günlük siyasetler ve sandığa tahvil olacak hâl ve eylemler içerisinde olmayı tercih etti. Hemen aklıma geliveren şeyleri, bu sözümü ispatlayacak, aklıma gelen şeyleri söyleyivereyim. Mesela, terörle bir mücadele veriliyor ülkede otuz senedir, otuz beş senedir; bu mücadelede devlet adına, millet adına mücadeleyi yapan devletin resmî güçleri ile terör örgütü mensuplarını neredeyse aynı kefede tartma gibi bir densizlik içerisinde olundu. Şehit anaları ile terörist analarının aynı kefeye konulması gibi bir sonuçla zaman zaman karşılaşıldı. MİT Müsteşarı ile yargı yahut yargı ile emniyet bir araya geldiği zaman hep ortada bir hakem olmak yerine, kendisine yakın kurumla doğruları söyleyen diğer kurumu hep çatıştırma gibi bir yol seçildi. Savcılar ile hırsızlık ve yolsuzluk yapanlar karşı karşıya geldiğinde de "Söz hukukun." denmedi, hırsızların ve yolsuzların maalesef yanında durmak tercih edildi. Devletin resmî dış politikasında geleneksel politikası bir tarafa bırakıldı, özellikle Orta Doğu bölgesinde uluslararası terör örgütleriyle gizli görüşmeler yapıldı, onların da dâhil olduğu bir dış politika tercih edildi.

Karma komisyonda dosyalar var. Hangi hukuk devletinde olsa, özellikle sorumluluk taşıyan bakanlar, başbakanlar kendileri bizzat isterler dokunulmazlıklarının kaldırılmasını ama hep dokunulmazlıklarının kaldırılmaması yönünde bir tavır sergilendi.

Tabii, değerli arkadaşlar, ortada bu tür yanlış duruşlar olduğu sürece, elbette, bazen biraz da had de aşılarak belki partiyi de içine alabilecek, Adalet ve Kalkınma Partisini de içine alabilecek bazı değerlendirmeler yapılıyor. Bunun önüne geçmenin yolu hukukun önünü açmaktır. Yoksa, kimseye kızmaya, küsmeye gerek yok. Elbette biz muhalefet yapmak ve Hükûmeti denetlemek üzere siyaset yapıyoruz. Yani, mesela, bizi sokakta çevirip soruyorlar, arkadaşlar, bakın, diyorlar ki: "Halk Bankası Genel Müdürü, Hükûmetin bir memuru değil mi?" Evet. "Yani, bu Genel Müdürü de atayanlar yok mu kardeşim?" Doğru, onların da üstü, atama amiri, sicil amiri var yani siyasi sorumluluğunu taşıyan insanlar var. "Şunu açık açık sorun lütfen: Bir memurun 4,5 milyon dolar istif ettiği bir yerde bunları atayanlar, bunların sicil değerlendirmesini yapanlar acaba kaç para istif ediyorlar?" diyorlar. Yani, şimdi, bunu sormayacak mıyız arkadaşlar? Siz, o 4,5 milyon doların nasıl ortaya çıktığını ispatlamazsanız, hukukun önünü açmazsanız, elbette muhalefet bu soruları sormaya devam edecek.

Arkadaşlar, bu kadar kısa zamanda ifade edeceklerim bunlar.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)