| Konu: | BARTIN MİLLETVEKİLİ YILMAZ TUNÇ VE 77 MİLLETVEKİLİNİN; BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 52 |
| Tarih: | 24.01.2014 |
SIRRI SAKIK (Muş) - Sevgili arkadaşlar, tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben burada bir sitemimi dile getirdim. Yani buradan böyle saldırıya maruz kalmak... Biz sizi hiç eleştirmeyecek miyiz? Yani insani yönlerinizi size hatırlatmayacak mıyız? Dün karşılaştığımız tabloyu sizinle paylaşıyorum ve aklıma başka bir şey de gelmiyor. Yani orada 21 insan yaşamını yitiriyorsa...
HAMZA DAĞ (İzmir) - Senden daha çok üzülüyoruz Sırrı Bey, merak etme.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Nasıl?
HAMZA DAĞ (İzmir) - Biz sizden daha çok üzülüyoruz.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Bakın, üzüntünüz, benim için, bu konuda, buralarda, hamasi nutuklar atıp, "Biz üzülüyoruz." demek değil, pratikte gereğini yapacak mısınız, yaptınız mı, ben bunu hatırlatıyorum size.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Ya, insanlar donarak ölmüş, gereğini yapın, böyle konuşmayın. Yedi saatte Muş'tan Kayseri'ye gidiliyor.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Bir kentte iktidarsanız, bir kentin yerel yönetiminden sorumluysanız, bir kentte atanmışlar varsa, o kentin seçilmişleri buna seyirci kalamaz, sevgili kardeşim. Eğer ortak vatandan bahsediyorsak, ortak acılardan bahsediyorsak ders almalısınız. Sizin orada onlarca belediye başkanınız, buna seyirci kalamaz. Orada insanlar otobüsün altında... İddialar vardır. Bunun araştırılması gerektiğini söylüyoruz. Onlarca insan otobüsün altındaysa eğer, burada, oradaki sorunları sorgulamak gibi bir görevimiz var. Parlamento olarak sizi göreve davet ediyoruz. Sadece bu işi "Trafik kazası oldu.", buna havale ederek geçiştiremezsiniz diyorum.
Bakın, Muş'tan çıkıyor, ta İstanbul'a gidiyor bu otobüs. Bu "otobüs" dediğimiz, birkaç aylık yeni bir otobüs. Bu otobüsün -İstanbul'a kadar gidiyor, onlarca kez kontrolden geçiyor- seyahat etmesi için bir engel yok.
Gülmeyin! Neye gülüyorsunuz, neye gülüyorsunuz? Hâlinize güleceksiniz. Eğer bizim acılarımıza gülüyorsanız... (AK PARTİ sıralarından "Yuh!" sesleri, gürültüler)
HAMZA DAĞ (İzmir) - Yuh ya, yuh!
SIRRI SAKIK (Devamla) - Başka ne tür...
MUHAMMET BİLAL MACİT (İstanbul) - Yuh sana!
SIRRI SAKIK (Devamla) - Sana yuh olsun, sana yuh olsun!
BAŞKAN - Sayın Sakık...
SIRRI SAKIK (Devamla) - Bin kez sana yuh olsun!
BAŞKAN - Sayın Sakık, lütfen Genel Kurula hitap ediniz.
HAMZA DAĞ (İzmir) - Seni samimi bulmuyoruz!
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Parmağını sallama öyle!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen konuşmacıya müdahale etmeyiniz.
HAMZA DAĞ (İzmir) - Samimi değilsin! Husumet yapıyorsunuz burada!
SIRRI SAKIK (Devamla) - Bak, sana bir şey...
HAMZA DAĞ (İzmir) - Sesin çok çıkıyor, sözün değil!
SIRRI SAKIK (Devamla) - Bakın, edepli olacaksın edepli, burada edepli olacaksın!
BAŞKAN - Sayın Sakık, lütfen Genel Kurula hitap edin, lütfen!
HAMZA DAĞ (İzmir) - Sen edepli ol!
EBU BEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Azrail Türk-Kürt sormaz!
SIRRI SAKIK (Devamla) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Sayın Sakık, siz lütfen Genel Kurula hitap edin.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Ama ben kime laf yetiştireceğimi bilmiyorum ki, kime laf yetiştireceğimi...
EBU BEKİR GİZLİGİDER (Nevşehir) - Azrail sormaz!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, siz de müdahale etmeyin lütfen Sayın Sakık'a, lütfen...
SIRRI SAKIK (Devamla) - Siz anlamıyor musunuz, yoksa ben mi Türkçeyi iyi ifade etmiyorum?
HAMZA DAĞ (İzmir) - Senden daha çok üzüldüğümüzü söylüyoruz!
SIRRI SAKIK (Devamla) - Ya, ben size orada olan tabloyu söylüyorum.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Ya, bunun nesine itiraz ediyorsunuz, nesine itiraz ediyorsunuz? Bu ne ya!
SIRRI SAKIK (Devamla) - Oradaki insanların yedi saatlik yolu gelip ama oradaki güvenlik birimlerinin gidemediğini, edemediğini söylüyorum.
HAMZA DAĞ (İzmir) - Niye bağırıyorsun?
SIRRI SAKIK (Devamla) - Ne konuşuyorsun sen ya, ne konuşuyorsun!
BAŞKAN - Sayın Sakık, lütfen...
SIRRI SAKIK (Devamla) - Bakın...
İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Bizzat oraya hitap etmenin bir anlamı yok!
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Laf atmayı bir kesseniz ne dediğini öğreneceksiniz.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, karşılıklı konuşmayın, lütfen! Kürsüde konuşmacı var.
Buyurun Sayın Sakık.
HAMZA DAĞ (İzmir) - Genel Kurula konuşsun! Bize niye konuşuyor?
SIRRI SAKIK (Devamla) - Şimdi, Sayın Başkan, biraz önce burada bir arkadaşımız "Berlin'de hâkimler var." dedi. Sizde de, işte bu ülkede de zalimler var, zalimler. 50 insan, 21'i ölmüş; bunlardan birçoğu üniversite öğrencisi, birçoğu genç, birçoğu askerden yeni dönmüş ve bu insanların ölümünü bu kadar geçiştiremezsiniz diyorum. Kardeşim, siz anlamıyor musunuz, acılarımıza niye saygı duymuyorsunuz? Oradan niye bu insanlara...
MUSTAFA AKIŞ (Konya) - Bırak artık ölüm üzerinden siyaset yapmayı!
SIRRI SAKIK (Devamla) - Başka, aklınıza ne geliyor ya, ne geliyor? Düşünebiliyor musunuz, Muş gibi bir yerde böyle bir şey olursa...
MUSTAFA AKIŞ (Konya) - Ölüler üzerinden siyaset yapmayı bırak artık ya!
SIRRI SAKIK (Devamla) - Neyi siyaset... Senden mi öğreneceğim! Senden mi öğreneceğim!
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Ya neyin siyaseti yapılacak?
MUSTAFA AKIŞ (Konya) - Diriler üzerinden siyaset yapmıyorsun, ölüler üzerinden siyaset yapıyorsun! Ölüler üzerinden siyaset yapma!
BAŞKAN - Sayın Akış...
SIRRI SAKIK (Devamla) - Ölüler üzerinden siyaset yapmıyorum, ben ölülerin hukukunu arıyorum, ölülerin hukukunu arıyorum ben.
MUSTAFA AKIŞ (Konya) - Samimi bulmuyoruz seni, sen samimi değilsin!
HAMZA DAĞ (İzmir) - Sen oğlun üzerinden siyaset yaptın.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Sayın Başkan, şunlara müdahale edin ya!
MUSTAFA AKIŞ (Konya) - Sen samimi değilsin.
BAŞKAN -Sayın Akış, lütfen...
HAMZA DAĞ (İzmir) - Oğlun üzerinden siyaset yaptın sen. Bırak bunları artık!
BAŞKAN - Sayın Dağ...
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Daha ne yapabilirim? Kürsüden mi ineyim Sayın Baluken?
SIRRI SAKIK (Devamla) - Bize böyle diklenmeyin. Bize diklenemezsiniz, biz hepimiz birbirimizi tanırız. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MUSTAFA AKIŞ (Konya) - Kimseye diklenmiyoruz. Doğruyu söylüyoruz, kimseye diklenmiyoruz.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Böyle el kol hareketi yapma, edepli olacaksın, bize diklenmeyeceksiniz! Ben ölen insanların hukukunu arıyorum, sizi hukuka davet ediyorum. Sayın Başbakanı hukuka davet ediyorum. Sayın Başbakan, vicdan sahibiyseniz...
MUHAMMET BİLAL MACİT (İstanbul) - Yahu, sen benim vicdanımı niye sorguluyorsun ya! Hangi hakla, hangimizin vicdanını sorguluyorsun sen ya!
SIRRI SAKIK (Devamla) - ...Kayseri Belediye Başkanını arayacaksın, diyeceksin ki: "Sen nasıl bu acıya seyirci kaldın? Sen neden gelmedin, o binlerce insanla acıyı niye paylaşmadın?" Ben sizi insanlığa davet ediyorum.
HAMZA DAĞ (İzmir) - Yahu, yuh! Beni insanlığa davet ediyorsun sen, senin gibi bir adam! Senin hakkın da değil, haddin de değil beni insanlığa davet etmek!
MUHAMMET BİLAL MACİT (İstanbul) - Sırrı Bey, senin hangi ahlaki üstünlüğün var da benim vicdanımı sorgulayabiliyorsun sen ya!
SIRRI SAKIK (Devamla) - Acılarımızı paylaşmaya davet ediyorum.
Sayın Başkan, ben beş dakika ne dediğimi bilmiyorum.
BAŞKAN - Biz anladık.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Emin olun, bu haksızlığı kabul edemem.
BAŞKAN - Siz lütfen Genel Kurula hitap edin.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Ben dün gece saat on ikide Muş Milletvekili arkadaşımızla morgda saatlerce, on saati aşkın morgun önünde beklemişim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Sakık, lütfen, Genel Kurula hitap edin, ben sizi dinliyorum.
SIRRI SAKIK (Devamla) - Acılarımız var ama sizi anlamakta gerçekten zorlanıyorum, gerçekten zorlanıyorum.
Birazdan yine konuşacağız. (BDP sıralarından alkışlar)