GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BARTIN MİLLETVEKİLİ YILMAZ TUNÇ VE 77 MİLLETVEKİLİNİN; BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:52
Tarih:24.01.2014

YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli milletvekilleri, sizleri saygıyla selamlıyorum.

2010 yılında "yargıda büyük reform" adı altında bir referandum gerçekleştirildi. Referandumla ilgili yapılan propaganda konuşmalarında şunlar dile getirildi; bu referandum, bu Anayasa değişikliği meydana geldiği zaman şunlar değişecek denildi:

Bunlardan birisi "Darbecileri koruma zırhı kalkıyor, darbecileri koruma altına alan Anayasa'nın 15'inci maddesi kaldırılacak." dendi. Ama, bu madde... 17 Aralıktan sonra, birdenbire, Sayın Bakan da dâhil olmak üzere "Bunu gerçekleştirenler aslında millî orduya kumpas düzenleyenlerdir." dedi. Yani, aslında, 2010 Anayasa değişikliğinde darbecilerle ilgili çıkarıldığı söylenen Anayasa maddesiyle bu hukuk sistemi, demek ki darbecileri yargılamak yerine millî orduya kumpas kurmuştu.

İkincisi: "YAŞ'ta ordudan atılan asker, yargıya gidebilecek." dendi.

Üçüncüsü: "Fişleme tarihe karışacak, kişisel veriler korunacak, isim, resim, köy bilgisi, kimlik bilgisi, hatta telefon numarası gibi özel bilgiler gizli olacak." dendi. Ama ne kadar gizli kaldığını veya kalmadığını hepimiz biliyoruz. Kimlerin fişleme altına alındığını ve... O fişleme, en sonunda, birdenbire, bir günde 2 bin kişinin yerinin değiştirilmesiyle de ortaya çıkmıştı. Demek ki o fişleme çoktan yapılmış.

Dördüncüsü: "Vergi borcu olan iş adamı yurt dışına çıkabilecek." dendi. Bırakın vergi borcu olan iş adamının dışarıya çıkmasını, aslında kara para dediğimiz, kayıt dışı ekonomi dediğimiz birçok para, altın üzerinden ülke içerisinde gidip gelmişti ve bundan nemalanan çok kişi oldu. Bunlardan birkaçı ortaya çıktı; işte, ayakkabı kutusundaki 4,5 milyon dolar. Ama, ilginçti, bunu saklayan, evinde ayakkabı kutusunda saklayan kişi bir bankanın genel müdürüydü yani bir genel müdür kendi bankasına güvenmeyip kendi evinin daha mahfuz olduğunu düşünüyordu ki 4,5 milyon doları orada saklıyordu.

Beşincisi, dendi ki: "Memurlara toplu sözleşme hakkı getirilirken söz konusu hak, memurların temsilcilerinin içinde bulunduğu Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna verilecek." Aslında hiçbir zaman memurlar sendikalaşamadı. Doğrudan doğruya Hükûmetin dikte ettirdiği zamlar verildi. En sonunda resmî enflasyon yüzde 8'lerde, görünürde memurlara verilen yüzde 6 ama birinci dönem ve ikinci dönem olduğu için, aslında, yüzde 4,5 zam verildi.

Diğer bir konu, şöyle dendi: "İşçi ve işveren sendikalarına anayasal güvence gelecek." Allah aşkına, bugün hangi sendika kendi arzu ettiği bir konuyu dile getirebiliyor? Hemen birisi dile getirdiğinde tepesine, Demokles'in kılıcı gibi, bir yumruk iniyor; kimseyi konuşturmuyorlar veya konuşacak olursa bunları basına yansıtmıyorlar, yansıtılması engelleniyor.

Diğer bir konu vardı: "Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı verilecek." Evet, bireysel başvuru hakkı verildi. 2010 yılında kabul edilen Anayasa değişikliğine rağmen, daha 2013 yılında bu sağlandı yani üç yıl sonra. Hangi sebeple onu üç yıl sonra sağladınız?

Sekizinci olarak "Şehit ve gazi yakınlarına, kadın ve özürlülere güvence getirilip ayrıcalık tanınacak." Birkaç yakınını işe almakla meseleyi çözdüğünüzü zannediyorsunuz bu maddeyle de. Gerçekte tam aksini yaptınız, bunlara karşı olan PKK veya teröristlerle iş birliği yaptınız ve onlara tam bir güvence verdiniz. Bunu inkâr edemezsiniz.

Evet, bundan sonraki konuşmamda buna devam edeceğim. Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)