GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BARTIN MİLLETVEKİLİ YILMAZ TUNÇ VE 77 MİLLETVEKİLİNİN; BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:52
Tarih:24.01.2014

SIRRI SAKIK (Muş) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Aslında, hep HSYK'dan bahsediyoruz, bağımsız yargıdan bahsediyoruz ama hep dönüp dolaşıp geldiğimiz nokta yine "Bir bağımlı yargıyı nasıl oluşturabiliriz?", "Kendimize özgü bir yargıyı nasıl inşa edebiliriz?" bunun mücadelesini veriyoruz. Daha önce bundan iktidar partisi ve biz hep rahatsız olduk hep de söyledik. Yani, bu yargıda, Kemalistler ve milliyetçilerin egemen olduğu o dönemde, biz...

Yıl 1994, 2 Martta bir darbe oldu, Parlamentoda bir darbe. Bizi alıp götürdüler, gittik. Çok uzun bir süre bir hukuk mücadelesi, ortada hiçbir suç yok. Bizi alıp götürdüklerinde bu Parlamento kuşatılmıştı yani terörle mücadele birimleri bu Parlamentoyu dört gün kuşatmışlardı. Gittik, on beş gün Terörle Mücadelede kaldık. Sabahleyin yargıya çıkacağız. Savcı, bir gün öncesinden başsavcı ve 4 tane savcı geldiler, bizimle sohbet ettiler, dediler ki: "Ya, sizi bir yanlışlık sonucu buraya getirdik. Siz ve bir arkadaşınız daha -yanılmıyorsam Mahmut Alınak'la ilgili- bir yanlışlık sonucu geldiniz ama yarın serbest kalacaksınız. Kürt sorunu nasıl çözülebilir?" Biz de düşüncelerimizi açıkladık. Dediler ki: "Ya, bunları PKK de seslendiriyor." Biz de dedik ki: "Yani Kürt sorununu çözecekseniz PKK'yi dışlayarak çözemezsiniz. Doğruyu ha PKK ha DEP, biz, kim söylüyorsa doğrunun etrafında saf tutmamız gerekir." Bizim tutuklanmayacağımızı söyleyen Başsavcı ve 4 savcı, sabahleyin mahkemeye gittik ama o gün bir türlü karar veremediler. İkinci gün bizi tekrar Terörle Mücadeleye götürdüler. Sabahleyin yargıya geldik, 125'ten dava açtılar hakkımızda, idamla tutuklanmamızı talep ettiler. Gittik, tutukladılar. Cezaevine gittik, savcı dedi ki: "Ya, kardeşim, sizi niye getirdiler? 4 kişilik yer ayrılmıştı burada, bir hafta önceden biz bu hazırlıkları yaptık. Siz 6 kişi niye geldiniz?"

Şimdi, o tarihte de o egemen güçler talimat vermişti, bizim de tutuklanmamız gerekiyordu ama bir türlü yargı... Mesela, Parlamentoda çok açık ve net olarak Başbakan çıktı -Çiller o dönemde- "Ben yargıya talimat verdim...", "Bunların işini bitirin." dediler ama Parlamentodan da ses çıkmadı, medyadan ses çıkmadı yani sivil toplum örgütlerinin büyük bir çoğunluğundan ses çıkmadı ve yine, Çiller, o tarihte gitti Anayasa Mahkemesine. Bizim dokunulmazlıklarımız kaldırılırken bir de on beş günlük itiraz süresi var, o süreyi bile bize kullandırtmadılar. Bizi apar topar alıp götürdüler, tutukladılar ve uzun, bir yıl sonra çıktık, düşünce suçundan mahkûm olduk. Bazı arkadaşlarımız da on yıl cezaevinde kaldı. Şimdi, böyle bir yargıyla bize acı dolu yıllar yaşattılar.

Şimdi, birkaç gün önce, eski Adalet Bakanımız Mehmet Ali Şahin'in bir açıklaması var: "Ben Bakanken Yargıtaydan biri, Yargıtay Başkanı okyanus ötesine bir dosyayı götürdü." Peki, siz Adalet Bakanısınız ve bir Yargıtay üyesi bir dosyayı alıp okyanus ötesi bir noktaya götürüp oradan talimat alıyorsa siz nerelerdeydiniz, ne yaptınız, nasıl bir yasal işlem yaptınız, bununla ilgili ne yaptınız, siz Adalet Bakanı değil miydiniz, bostan korkuluğu muydunuz? Ama, işte orada da... Yani, ne cemaatin, ne Kemalistlerin, ne milliyetçilerin, ne de sizlerin yargısını değil, bu ülkede yaşayan bütün halkların bir yargısını oluşturmaya varsanız vallahi biz de varız ama dönüp dolaşıp geçmişten bugüne kadar aynı yol, yöntemlerle yargıyı kendinize göre dizayn ederseniz buradan hiçbir şey çıkmaz. Yani, burada zaman zaman ihtiyaca göre değişiklikler yapıyorsunuz, bu ülkede kimler güçlüyse onlara göre... Bir yıl içerisinde, mesela, şike davasında 3 kez değişiklik yaptınız, yine sonuç alamadınız. Bugün de muhalefete de sivil toplum örgütlerine de bu ülkede yaşayan herkese kulak verin, herkesin hukukunu birlikte oluşturalım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SIRRI SAKIK (Devamla) - Biz bir anayasal değişiklikle bunun olabileceğini düşünüyoruz.

Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)