| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 29.01.2014 |
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bu torba kanunla sürekli Meclis gündeminde bir kanun yapma tekniğini getirmenizi yine buradan anlaşılmaz bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. Neredeyse artık her bir ayda bir torba kanunu, içerisine çok farklı konularda düzenlemeler doldurarak buraya getiriyorsunuz. Doğru dürüst bir kanun teklifi Genel Kurula getirme sorumluluğundan da kaçma gibi bir pozisyona düşüyorsunuz.
Tabii, bu 1'inci madde daha çok çocuk haklarıyla ilgili bir madde. Vermiş olduğumuz önergeye niçin katılmadığınızı anlamadık çünkü biz bu vermiş olduğumuz önergede çocukların her türlü ihmal ve istismarıyla ilgili muzır yayınların olup olmadığı konusunda Bakanlık yetkilileri dışında sendikadan da temsilcilerin olmasını öneriyoruz. Katılımcı demokrasinin gereği de budur. Yönetim süreçlerinde, karar alma süreçlerinde sendikaların, sivil toplum alanlarının, meslek örgütlerinin katılımını sağlıyorsanız, merkeziyetçilikten kurtulma çabası içerisindeyseniz demokratik davranmış olursunuz. O nedenle, sunmuş olduğumuz önerinin kabul edilmemesini, doğrusu, son derece yadırgıyoruz.
Tabii, çocuk hakları dediğimizde, böyle torba kanunların içerisinde kaçamak maddelerle geçiştirilecek bir sorundan bahsetmiyoruz. Çocuk hakları dediğimizde, çok kapsamlı tartışmalardan sonra, komisyonda yapılan düzenlemelerden sonra Genel Kurula gelecek çok önemli ayrıntıları içeren kanun tekliflerine, kanun tasarılarına ihtiyaç olduğunu belirtmek istiyoruz. Hatta, Anayasa'da çocuk haklarını güvence altına alacak düzenlemelerin bir an önce bu Meclis tarafından, bu Parlamento tarafından ele alınması gerektiğini düşünüyoruz.
Bakın, geçmiş dönemlerde, burada çocukların yaşam hakkı ihlalinden maruz kaldıkları pek çok soruna kadar burada pek çok hususu dile getirmiştik. Bugüne kadar dile getirdiğimiz hususlarda hiçbir şey yapmadınız. Cezaevlerinde "Politik tutuklu çocuk" kavramı diye bir şey var ve şu anda Türkiye cezaevlerinde 2 binin üzerinde tutuklu ya da hükümlü olan çocuk dramı var. Bunu çözmeyle ilgili bugüne kadar maalesef hiçbir şey yapmadınız. Bırakın çözmeyi, Pozantı Cezaevinde, Şakran Cezaevinde, Antalya Cezaevinde çocuklara yönelik tecavüz vakalarıyla ilgili sorumluları yargı önüne çıkarma, sorumlulardan hesap sormayla ilgili de maalesef bugüne kadar kamuoyu vicdanını tatmin eden bir şey yapmadınız. Daha on gün önce, Sincan Cezaevindeki çocuk tutuklular çok ağır işkencelere maruz kaldılar, hemen hemen hepsi darbedildi. Cezaevi yönetimi ve oradaki sorumlu cezaevi personeli hakkında soruşturmalar yürüteceğinize, bu işkenceye maruz kalmış olan çocukları Türkiye'nin değişik cezaevlerine sürgünlere gönderdiniz. Böyle bir anlayışın çocuk haklarıyla ilgili bir yasal düzenleme yapmasını da beklemiyoruz doğrusu.
Yine, biliyorsunuz, çocukların Türkiye'de yaşam hakkının olmadığını savunuyoruz. Bunu, Ceylan Önkol'un durumunu buraya getirirken söylemiştik; Uğur Kaymaz'ın, Halil İbrahim Oruç'un sokak ortasında infaz edilmesini burada dillendirirken söylemiştik. Türkiye'de çocukların henüz yaşam hakkı yoktur, Türkiye'de, çocukların yaşam hakkını garanti altına alacak bir yasal düzenleme yoktur. Buna ihtiyaç varken torba kanunda bu şekilde değerlendirmenizi anlaşılmaz bulduğumuzu ifade etmek istiyoruz.
Tabii "çocuk hakkı" deyince ana dilde eğitim hakkından yine bahsetmek gerekir. Bütün uluslararası sözleşmelerde de ana dilde eğitim hakkı çocuklar için en temel eğitim hakkı olarak tanımlanmasına rağmen Türkiye'de hâlâ çocukların kendi ana dilinde eğitim hakkı yoktur. Bununla ilgili, Hükûmetin kapsamlı bir Anayasa düzenlemesi yapmasıyla ilgili bütün beklentiler boşa çıkmış, demokratikleşme paketinde de başta Kürt çocukları olmak üzere Türkiye'deki farklı etnisitedeki çocukların özel okullarda parayla ana dilinde eğitim alabileceğine dair maalesef düzenlemeler yapılmıştır.
Bütün bu sorunları burada beş dakikaya sığdırmak mümkün değil. Biz, çağrımızı yinelemek istiyoruz: Çocuk haklarıyla ilgili kapsamlı bir Anayasa düzenlemesi, Genel Kurula gelecekse de torba kanun içerisinde değil, kapsamlı kanun teklifleriyle Meclisin ayrıntılı bir tartışma yürütmesi gerekir diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)