GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:54
Tarih:29.01.2014

PERVİN BULDAN (Iğdır) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 6'ncı madde üzerinde vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Tasarıyla, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının teşkilatı hakkındaki mevzuatta değişiklik yapılmaktadır. Getirilmek istenen değişiklikler arasında, çocuklar ve engelliler hakkında önemli değişiklikler yer almaktadır fakat kadınların dağ kadar sorunlarına bu düzenlemede de yer verilmediğini görmekteyiz değerli arkadaşlar. Uygulanan şiddetten istihdam alanındaki yetersizliklere kadar onca sorun dururken, hâlâ her gün 3 kadın öldürülür ve şiddete uğrarken bu sorunları sadece istatistiksel veriler olarak duyurmaktan başka ne yapılmakta? Bunu, doğrusu, Sayın Bakana sormak isterim.

Geçtiğimiz yıl, Hükûmet, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığını kaldırıp yerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını tahsis ederek çok önemli bir irade beyanında bulundu. Ki, biraz önce 5'inci maddede de grubumuz adına söz alan Sayın Ayla Akat Ata da bu konuya değindi. Bu icraatın yapılacağı duyumları alındığında kadın örgütlerinden gelen tepkileri ve görüşme taleplerini de görmezden gelerek... İradesinin ne kadar keskin olduğunu gösterdi kadın örgütleri fakat, yapılan düzenlemeyle, sadece iki kelime yani "aile" ve "kadın" yer değiştirmedi, tam tersine, büyük bir anlayış, devlet politikası yer değiştirdi yani devletin kadın politikasının ekseni kaydı değerli arkadaşlar. Buna rağmen, nedense, basında ve kamuoyunda gereken yeri bulamadı bu konu. Galiba "Kadınlar eskiden, 'kadın', 'kız', 'bayan' sözcüklerine kafayı takarlardı, şimdi de 'aile', 'kadın' sözcüklerine kafayı taktılar." diyerek gülüp geçtiler. Devlet, bu icraatıyla, artık kadın-erkek eşitliğinin kendisi için öncelikli olmadığını, öncelikli olanın modern devletin temel taşı ailenin korunması olduğunu deklare etti. Cinsiyet eşitliği siyasi iktidarın politik tercihine bırakılmayacak kadar da önemlidir değerli arkadaşlar.

Eskiden olduğu gibi, aileyi önceleyen bir devlet politikasında kadınlar sosyal hayatta görünür olabilir ancak esasen, bağımsız bir birey olarak değil, aile yaşamına ait bir nesne olarak tanımlanacaktır. Kadınlara, aileyi ve geleneksel değerleri ayakta tutan ve aile aracılığıyla yeniden üreten misyonu yüklenecek, kadınların modern giyimli ve eğitimli olması, toplum tarafından kendilerine uygun görülen işlerde çalışmaları özendirilecek, bunun yanında, kadınlardan hayatlarının merkezine ailesini ve evini koyması, itaatkâr, sessiz ve fedakâr olması beklenecek. Sosyal hayatta görünür olmanın ataerkil tavizlerini yerine getirmeyenlere çeşitli biçimlerde yeri hatırlatılacak ve hizaya davet edilecekler, şimdiye kadar olduğu gibi.

Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi'ne imza koyarak bu düşünceleri benimsediğini gösteren Türkiye, cinsiyet eşitsizliğiyle doğrudan mücadele etmediği sürece kadına yönelik şiddetle mücadele ettiğini söyleyemez ne yazık ki. Sığınmaevleri, koruma kanunları gibi, şiddeti doğuran nedenleri sorgulamadan ve ortadan kaldırmaya çalışmadan sonucu önlemeye çalışmak ancak sebeplere yönelik de çözüm geliştirildiğinde anlamlı olur.

Çocuk gelinler meselesi bugün canımızı sıkan en önemli meselelerden bir tanesidir. Suriye'den, savaştan kaçmış kadın ve çocukların yaşadığı sıkıntılar şu anda canımızı acıtan sorunlardan sadece bazılarıdır değerli arkadaşlar. Savaştan kaçarak ülkemize sığınan Suriyeli mülteci kadınlar, yaşadıkları kötü koşullardan, işsizliklerden, yoksulluktan ve üretilmeyen sosyal politikalardan dolayı da fuhşa sürüklenmektedir, itilmekte ve bir mal gibi de evlendirilmeye zorlanmaktadır bu kadınlar. Buna göz yummamak, bir bakanlığın en önemli meselesi olmalıdır diyoruz ve yeni Bakanımızın özellikle bu konularda, çocuk gelinler meselesinde daha duyarlı bir politika izlemesi gerektiğinin altını çiziyoruz ve böylesi bir gelişmenin de Bakanlık tarafından deklare edilmesinin bizim açımızdan önemli olduğunu ifade etmek istiyoruz.

Bakanlığının ilk gününde Sayın Bakan "Bu evlilikler masum evliliklerdir." diyerek doğrusu bizleri birazcık incitti ve rencide etti. Biz Sayın Bakanın bundan sonraki politikalarında bunu görmek istediğimizi ifade etmek istiyor, teşekkür ediyoruz. (BDP sıralarından alkışlar)