| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 29.01.2014 |
REŞAT DOĞRU (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Görüşmekte olduğumuz 524 sayılı Kanun Tasarısı'nın 14'üncü maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak vermiş olduğumuz önergeyle ilgili olarak söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Önergemizde gerekçe olarak çocuk destek merkezlerinde çocuklara yönelik rehabilitasyon hizmetlerinin verileceği açıkça belirtilmiş ve çocuk destek merkezlerinde çocukların gruplara ayrılmaları yapılırken ayrıca psikososyal durumlarının da mutlaka dikkate alınması istenmektedir; bunu amaçlamaktayız.
İkinci olarak da ev tipi sosyal hizmet birimlerinde çocuk, kadın, engelli ve yaşlılar ile bakıma veya barınma ihtiyacı olan kişilere yatılı hizmet verileceği belirtilmektedir. Kadına yönelik şiddet son yıllarda artış göstermiş olsa da zaman zaman erkeklere yönelik şiddet olayları da kamuoyuna yansımaktadır. Kanunda ev tipi sosyal hizmet birimlerinden kadınların yararlanacağı açık bir şekilde belirtilmiş olsa da eşlerinden şiddet gören erkeklerin buralardan yararlanabileceği açıkça belirtilmemektedir. Önergemizde erkeklerin de ev tipi sosyal hizmet birimlerinden yararlanması amaçlanmıştır. Sonuçta sosyal hizmettir. Bununla ilgili de Meclisin inşallah karar vereceğini düşünüyoruz.
Saygıdeğer milletvekilleri, konu hep dönüp dolaşıp aileye geliyor. Yani, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımıza çok önemli görevler düşüyor. Tabii, bunlarla ilgili olarak yine daha önceki kanun maddesinde söylemiş olduğumuz gibi, özellikle bağımlılıkla ilgili ülkemizde çok ciddi sorunların olduğunu bir kez daha yinelemek istiyorum.
Bakınız, son zamanlarda yapılan anket araştırmalarında, özellikle öğrencilerin yüzde 48,2'si ailesinde tütün kullanan birisinin olduğunu söylüyor yani neredeyse ailelerin yüzde 50'si sigara kullanımıyla karşı karşıya. Ayrıca, öğrencilerin yüzde 26,7'si sigara, puro, nargile ve benzeri bir tütün ürününü denemiş olduğunu ifade ediyor. Yine, öğrencilerde tütün ürününü ilk kez deneme yaşının -bazı araştırmacılara göre 12, bazılarına göre 13- neredeyse ilkokul yaşının altına doğru gitmekte olduğu görülüyor. Tabii, kızların yüzde 19,9'u, erkeklerin de yüzde 33,2'si tütün ve ürünlerini denediğini söylüyor. Öğrencilerin yine yüzde 15,2'sinin ailesinde alkol kullanan birisi olduğu tespit edilmiş. Yine, öğrencilerimizin yüzde 19,4'ü alkollü içecekleri bir kez olsun denemiş olduğunu ifade ediyor. Bu oranın kızlarda yüzde 14,1; erkeklerde ise 22,6 civarına kadar yükselmiş olduğunu görüyoruz. Ayrıca, tabii, 32 ilde yapılan anketler de aynı dönemde yapılan Avrupa'daki ESPAD projeleriyle karşılaştırıldığı zaman çok enteresan neticelerle karşılaşmış olduğumuzu da görüyoruz.
Şimdi, burada şunu da söylemek istiyorum: Çocuğa, tabii, ailelerin hâkim olması gerekiyor, çocuklarımıza okullarda da destek olunması gerekiyor ancak enteresandır, son zamanlarda, yaklaşık olarak beş altı seneden beri buradan müteaddit defalar gündeme getirmiş olmamıza rağmen, ESPAD Projesi denen, Avrupa alkol ve diğer uyuşturucuların okul projesi yani Avrupa'da uygulanan bu sistem ülkemizde de uygulanıyor. Ülkemizde acaba okullarımızda kaç öğrenci sigara içiyor, kaç öğrenci alkol kullanıyor ve kaç öğrenci esrar kullanıyor, bununla ilgili yapılan araştırmaların ortaya konulması lazım. Ama enteresandır, beş altı yıldan beri ESPAD projelerine Millî Eğitim Bakanlığı bir türlü izin vermiyor, bir türlü bu anketlerin yapılmasını kabul etmiyor. Bunu anlamak mümkün değil. Dünyanın her tarafında bununla ilgili çalışmalar yoğun bir şekilde yapılırken, çocuklarımız bununla ilgili çok ciddi sorunlarla karşı karşıya bulunurken, buna izin verilmemesini anlatmak veya anlamak mümkün değil. Bunu, soru önergeleriyle zaman zaman gündeme getiriyoruz, yine araştırma önergeleriyle gündeme getirmeye çalışıyoruz ama bir türlü Millî Eğitim Bakanlığını bu yönlü olarak ikna etmiş değiliz. Hâlbuki, önümüzdeki zaman diliminde, çağın vebası olan madde bağımlılığı ile mücadele etmek herkesin ama herkesin görevidir. Bunun tabii başında aile gelir, okullar gelir, çevre gelir. Şöyle bakıldığı zaman -bunun araştırması yapılmış- uyuşturucuya başlayan insanların yaklaşık olarak yüzde 45'inin arkadaşları marifetiyle başlamış olduğunun, diğer yüzde 20 civarında olanların ise -yine enteresandır- işte, bir kere denemek durumuyla "Bir kereden bir şey olmaz." durumuyla bu bulaşıcı hastalığa bulaşmış olduklarını biz görüyoruz.
Yani, sonuçta, şurası gerçektir ki, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak, Millî Eğitim Bakanlığı olarak, Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak, yani her şeyin üzerinde bunları yönlendirici, çocuklarımıza sahip çıkıcı, aileleri, onları farklı şekilde yönlendiren birtakım projelerle karşı karşıya olmak mecburiyetindeyiz. Bunları yapmazsanız ne olur? Aileyi kaybediyoruz, çocuğu kaybediyoruz, toplumu kaybediyoruz, suç oranlarını daha fazla artırıyoruz diyorum.
Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)