| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 29.01.2014 |
SÜLEYMAN ÇELEBİ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; görüşülmekte olan yasa tasarısının 20'nci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; çok önemli bir konuyu, çocuk işçiliğini, çocukların sorunlarını konuşuyoruz; sosyal devletin asgariden bu soruna çözüm üreteceği bir temel sorunu konuşuyoruz. Ama bu konuda verdiğimiz öneriler, Komisyonda bu konuda yaptığımız bütün taleplerimiz elinizin tersiyle itildi.
Bu ülkede çocukların büyük bir bölümü hâlen çöpten çöp toplayarak üretim alanında çalışmaktalar, mendil satıyorlar, arabaların camlarını temizliyorlar, ayakkabı boyuyorlar. Diğer birçok alanda çocuk emeği sömürüsünün en çok olduğu ülkelerin başında geliyor Türkiye. ILO da bu konuyu sürekli gündemine almış, hatta 2011 yılında bu konuda çocuk kongresinin Türkiye'de yapıldığı bir süreci yaşamıştır ülkemiz. Ama bu taleplere rağmen, bu yaklaşımlara rağmen çocuk işçiliği konusu önlenememiş, tam tersine her geçen gün çocuk işçiliği sömürüsü yaygınlaşarak devam ediyor. Burada "Geleceğimiz çocuklar." diyoruz. Herkesin çocukları var ama kendi çocuklarınızı nasıl görüyorsanız, kendi çocuklarınızın hangi koşulda yaşamasını düşünüyorsanız, lütfen, bir kez daha vicdanen ve insani duygularla o kâğıt toplayan çocukları da bir dakika düşünün. O çöp toplayan, oradan nafakasını elde eden, o çok kötü koşullarda sanayide çalışan çocukların yaşama koşullarını, o soğuktaki yaşama koşullarını bir kez daha dikkate almanızı diliyorum. Çünkü, bu ülke de taşeron uygulamasının en yaygın olduğu bir ülke ve bu ülkede taşeronun yaygınlaşmasıyla beraber çocuk işçiliği sömürüsünün de en yaygın olduğu bir süreci yaşıyoruz. Dolayısıyla, buraya çözüm üretmek hepimizin boynunun borcu.
Sayın Bakan, siz aynı zamanda sosyal politikalarla ilgili de bir önemli alanı temsil ediyorsunuz. Dün buraya emeklilikte yaşa takılanlar geldi yağmur çamur altında ve önce Meclise alınmak istenmedi. Meclise alınmama nedeni... Bütün siyasi parti gruplarına birçok insan istedikleri gibi gelebiliyor ama bu insanlar, emeklilikte yaşa takılanlar "Dışarıda basın toplantısı yaptılar, bunlar basın toplantısı yaptıkları için eylemcidir, eylemciler içeri giremez." diye bir yaklaşımla içeri alınmadılar ve saatlerce soğukta ve yağmurda o insanlar bekletildi. Bu sorun, Türkiye'nin sorunu. Siz de aynı zamanda bu alana ilişkin, o emeklilikte yaşa takılanların sorununu yalnız Çalışma Bakanına havale etmek durumunda değilsiniz. O konuda da duyarlı olmak ve emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili soruna katkı vermek durumundasınız. Çünkü, onların, aynı zamanda, yalnız emeklilik sorunu değil tedavi sorunları da var, sağlık hizmetlerinden yararlanamıyorlar. 7 bin, 8 bin, 9 bin gün sırf prim ödemişler; 55 yaşına gelmişler, 54 yaşına gelmişler, hâlen yaş için bekletiliyorlar ve bu insanlar maaş alamıyorlar, bir yerde çalışamıyorlar. Bu, Türkiye'nin kanayan yarasıdır, bu sorunun çözülmesi lazım.
İkinci önemli konu: Yargı kararları hâlen bu ülkede uygulanmıyor. Defalarca bu kürsüden söyledik, bir kez daha söylüyoruz: Kara yollarında çalışan işçilerle ilgili, taşeron işçilerle ilgili yerel mahkeme kararına rağmen, Yargıtayın kararına rağmen bu karara direnen bir iktidar var. Suç işliyorsunuz, bu suçtan bir an önce kurtulun; o yargı kararlarına, yargının bu konudaki verdiği karara lütfen uyun diyoruz, artık taşeronda bu sorunu çözelim diyorum.
Son olarak da değerli arkadaşlarım, Sincan'da daha geçen haftalarda biliyorsunuz çocuklara işkence yapıldı, zulüm yapıldı, bu konuları da gündemimize alalım diyorum.
Yüce Meclisi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)