GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:55
Tarih:30.01.2014

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Tasarının 51'inci maddesinde ihalelere sadece yerli isteklilerin katılması ile yerli istekliler ve yerli malı teklif eden istekliler lehine fiyat avantajı tanınmasına ilişkin çok önemli bir düzenleme yapılmaktadır. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak orta ve yüksek teknolojili sanayi ürünleri arasından belirlenen ve her yıl ocak ayında Kamu İhale Kurumu tarafından ilan edilecek listede yer alan malların ihalelerinde yerli malı teklif eden istekliler lehine yüzde 15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanması zorunlu hâle getirilmektedir. Geç kalınmış olsa da yapılan bu düzenlemenin sanayimize ve KOBİ'lerimize önemli katkı vereceğine inanıyor ve Milliyetçi Hareket Partisi olarak destekliyoruz.

AKP döneminde izlenen tüketime, sıcak paraya ve ithalata dayalı politikalar sonucu Türk sanayisi yurt dışından gelen ucuz ara mallarının tahribatıyla karşı karşıya kalmış ve sektörel öncelikleri giderek montaja dayalı, ithalata bağımlı bir yapıya sürüklenmiştir.

Türkiye, sanayileşme bir tarafa, gittikçe sanayisizleşmektedir. İstanbul Sanayi Odasının 249 büyük sanayi kuruluşumuzun 2001-2010 yılı verilerine dayanan çalışması sanayimizin montaj ağırlıklı bir hal aldığını, katma değerin nispi olarak azaldığını net bir şekilde ortaya koymaktadır.

"Dünya sanayi süper ligi" diye adlandırılan, dünyada imalat sanayisi katma değeri en yüksek 15 ülke arasında Türkiye 1990 yılında 13'üncü sırada, 2000 yılında 15'inci sıradayken 2010'da maalesef liste dışı kalmıştır. Aslında bu tablo sanayi politikalarındaki başarısızlığın somut bir göstergesi niteliğindedir.

Ülkemiz başarılı bir kalkınma hamlesini sanayi sektörünün gelişmesiyle gerçekleştirebilecektir. Sanayi sektöründeki gelişmeler ülke ekonomisini istihdam, millî gelir, ihracattaki artış yoluyla dış ticaret açığı ve cari açık gibi alanlarda olumlu etkileyecektir ancak geçmiş beş yıla baktığımızda gelecek beş yıl için umutlarımız körelmektedir. Dokuzuncu Kalkınma Planı döneminde imalat sanayi üretim artışı plan hedefinin altında yıllık ortalama yüzde 3,7 gerçekleşmiştir. KOBİ'lerde artış daha da düşük kalarak yüzde 2,4 olarak gerçekleşmiştir. Büyük işletmelerde ise bu oran yüzde 4,3'tür. Bu durum KOBİ'lerin verimlilik artışını arzulanan düzeye çekemediğinin göstergesidir. 2007-2012 döneminde KOBİ'lerin istihdam ve katma değerdeki payı da düşmüştür. Bu oran yüzde 3,5 olarak gerçekleşmiştir.

Sanayi ve ihracatımızın ithalata bağımlılığı kaygı verici boyutlara yükselmiştir. Bunu sadece enerji ithalatıyla açıklamak da mümkün değildir. Dâhilde işleme rejimi kapsamında firmaların taahhüt ettiği ihracat ile buna bağlı ithalatın oranı 2011 yılında yüzde 58,5 iken 2012 yılında yüzde 62,1'e yükselmiştir. Bir başka deyişle, 100 dolarlık ihracat için 62 dolarlık ithalat yapılmaktadır.

Türkiye ekonomisi iktisadi faaliyet kolları itibarıyla değerlendirildiğinde, ekonominin genelindeki yavaşlamanın imalat sanayisinde belirginleştiği fark edilmektedir. Üretimden ziyade hizmetlere dayanan bir büyüme söz konusudur. Sanayinin nispi önemi azalmaktadır.

Son dönemde ekonomide çok ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Millî sanayimiz, üreticimiz zor durumdadır. Girişimcilerimiz, sanayicimiz, yeni yatırımlar bir yana, mevcut yatırımlarını sürdüremez hâle gelmiştir, rekabet gücü tükenme noktasına gelmiştir. Birçok sanayici, iş adamı ve esnaf borç batağına girmiştir. Piyasada tahsilat yapılamamakta, icralar artmakta, iflaslar baş göstermektedir.

Türk ekonomisinin düzlüğe çıkarılması için ülkeyi sıcak para, faiz ve borç batağından çıkartacak, ülkemizi ithalat cenneti olmaktan kurtaracak üretim, istihdam ve ihracat odaklı yeni plan ve programlara ihtiyaç bulunmaktadır. Ancak AKP Hükûmetinde ne böyle bir plan ve programı hazırlayacak ne de uygulayabilecek güç ve kararlılık maalesef bulunmamaktadır.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)