| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 04.02.2014 |
ALİ ÖZ (Mersin) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 524 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 62'nci maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak verdiğimiz önerge üzerine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Bugün tabii 4 Şubat, aynı zamanda Dünya Kanser Günü. Bir iki cümleyle bunu da ifade etmek istiyorum. Tabii ki kanser, ülkemizde de giderek sıklığı artan, aslında tedavi edildiği zaman veya erken teşhis edildiği zaman önlenebilme özelliği olan bir hastalık ama tabii ki ülkemizde, bırakın önlemeyi, son zamanlardaki duyarsızlıklar münasebetiyle, tanısı konulmuş ve tedaviye gerçek manada ihtiyacı olan kanser hastalıklarının periyodik olarak tedavilerinde bazı ilaçları bulamaması sorununun hâlâ giderilmemiş olması da önemli sorunlarımızdan bir tanesi.
Bu arada, bugün yine basında yer alan bir habere göre, özellikle Marmaray Projesi'yle alakalı olarak Cerrahpaşa Tıp Fakültesindeki bazı ünitelerde meydana gelen hasar neticesinde, özellikle kanser hastalığı münasebetiyle tedavi gören vatandaşlarımızın, âdeta, hijyenik olmayan, hiç de kendilerine uygun görülmeyecek ortamlarda tedavi olma zorunluluğunda bırakılmış olmasını da hepinizin bilgilerine sunmak istiyorum.
Engellilerle ilgili, tabii ki, çok düzenlemeler yapmaya çalışıyoruz. Ancak, engelli vatandaşlarımızın toplumsal hayata katılımlarının sağlanması ve hayat standartlarının yükseltilmesi çağdaş toplum anlayışının bir parçasıdır. Bunun bilinciyle, eğitimden sağlığa, iş ve meslek rehabilitasyonundan kültür ve sanata, spor ve kent standartlarının iyileştirilmesine, ulaşımdan psikolojik ve sosyal desteğe kadar çok ciddi ve çözüm bekleyen sorunları bulunmaktadır. Bu sorunlar, sadece engelli vatandaşlarımızın değil ailelerinin, çevrenin, toplumun, yerel yönetimlerin, kısacası tüm insanların ortak sorunudur. Bu sorunları çözmek için toplumun her kademesinin ortaklaşa çalışması gerekmektedir.
Biz, engelli vatandaşlarımızla alakalı kanunlarda bazı düzenlemeler, bazı düzeltmeler yapmaya çalışsak da aslında engellilerin hayatını iyileştirecek çok fazla bir şey yaptığımızı iddia etmek doğru değil. Sadece belli zamanlarda hatırlanmanın, engelli bahsi geçtiği zaman duygu sömürüsü ve şov yapıp onların sadece engelliliklerine bağlı olarak birtakım ekonomik iyileşmeleri temin etmenin engelli vatandaşlarımızın sorunlarının çözülmesi için beklediği gerçek yaklaşımlar olmadığını ifade etmek istiyorum. Engelli vatandaşlarımızı yardıma muhtaç insanlar olarak gören zihniyetin engelli vatandaşlarımızın insan gibi yaşamak, her insan gibi çalışmak için karşısında bulunan toplumsal, hukuki ve fiziki engellerin kaldırılmasını talep eden toplumun güçlü birer ferdi olduğu gerçeğini görmesi gerekmektedir.
Dünya nüfusuna baktığımız zaman büyük bir oran tutan, özellikle gelişmekte olan ülkelerde oranı daha da yüksek olan, ülkemizde de yüzde 12 civarında engelli olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda 2005 yılında çıkarılan bir kanunla engellilerin fiziki çevrelerinin düzeltilmesi anlamında alınması gereken önlemlerin hâlen faaliyete geçirilememiş olması -yıllar içerisinde- hepimizin önemli sorunlarından bir tanesidir.
Gelişmekte olan ülkelerin dışında, özellikle Avrupa ülkelerinde ve özellikle de bazı ülkelerde, örneğin Japonya'da fiziksel çevrenin engellilere yönelik düzenlemesiyle ilgili kanun çıkarılmıştır. Aslında, bu Parlamentonun yapması gereken, engellilere ait sadece birkaç maddenin düzeltilmesi, onların bazı sorunlarına kısmen çözüm bulunuyor gibi gündeme alınmasının ötesinde -daha önceki konuşmamda da ifade ettiğim gibi- engellilere ait toplumsal hangi engel önlerindeyse onların hepsine çözüm olacak çok geniş kapsamlı bir yasa tasarısının Parlamentoda yasalaşmasını temin etmek, engelli vatandaşlarımızın asıl beklentileri içerisindedir.
Batı ülkelerinde, engellilerin fiziki çevreleriyle alakalı, onların giriş çıkış kapılarının genişliği, toplu kullanım alanlarının genişliği ve yüzeylerin cilasız, kaygan olmayan maddelerle kaplanması, rampalar ve asansörlerin yükseklikleri, belirli oranda merdiven yükseklikleri ve tekerlekli sandalye kullanıcılarının giriş çıkışlarında sensörlü kapıların zorunluluğu, tekerlekli sandalye ile istenmeyen bir temas sonucu ortaya çıkabilecek yaralanmaları önlemek için gereken önlemlerin alınması gibi daha çok sayıda sayabileceğimiz gerçekten de kanunen zorunlu olan uygulamaların konulmuş olmasının Türkiye'ye de örnek olmasını ümit ediyor, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)