GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:56
Tarih:04.02.2014

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 64'üncü madde üzerine verdiğimiz önergeyle ilgili söz almış bulunmaktayım, heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün 4 Şubat Dünya Kanser Günü. Özellikle tüm milletvekillerinin dikkatini bu konuya çekmek istiyorum. Kanser, çağımızın en önemli hastalığı ve aslında büyük oranda önlenebilir ya da erken teşhis konabilir bir hastalık. Ama maalesef bu konuyla ilgili etkili bir kanser savaş planlamasından ve kansere karşı gerekli, yeterli önlemlerin alınmasından bahsedemiyoruz.

2030'a kadar dünyada 22 milyon yeni kanser vakasının tespit edileceğiyle ilgili beklentiler var. Bu, 2008 yılı baz alındığında, kanser vakalarında yüzde 75'lik devasa bir artış oranına tekabül ediyor.

Yine, dünyada her yıl ortalama 8 milyon insan kanserden yaşamını yitiriyor ve bunun yaklaşık 2 katı insan da yeni kanser teşhisi alıyor. Türkiye'de de, ülkemizde de durum, her yıl 162 bine yakın yeni teşhis vakasının olduğu ve bunun yarısına yakınının, 80 bine yakınının da kaybedildiği şeklinde acı bir tablo var önümüzde. O nedenle, burada, böyle torba kanunlarla zaman geçirmek yerine, yani sorunların çözümüne teğet geçecek palyatif, pansuman tedbirler yerine kalıcı sorunlarla ilgili ciddi çalışmaların yapılması gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Tabii, özellikle kanser hastalığıyla ilgili çağımızın, kapitalist düzen çağının azami düzeyde insan sağlığını ve çevre sağlığını sömüren anlayışını burada ifade etmek istiyorum. GDO'lu ürünlerden tutalım da, havayı kirleten, ekolojik dengeyi bozan endüstriyel üretime kadar pek çok tehlikenin mutlaka mücadele edilir bir alan olarak bu Meclis tarafından görülmesi gerektiğini belirtmek istiyorum.

Tabii, bu torba kanun tasarısında da hemen hemen her konuyla ilgili, dediğimiz gibi, palyatif, pansuman tedbirleri içeren bazı şeyler var. Hayata dokunmayan düzenlemeler bunlar. Bakın, birkaç tane örnek vereyim pratik, gerçek hayattan: Örneğin, Ulaştırma Bakanlığıyla ilgili, kara yolları politikalarıyla ilgili birkaç madde burada görüşüldü. Seçim bölgem Bingöl'den yeni geldim. Orada şoför esnafı bize şu sıkıntıyı aktardı: Esnaf ve Sanatkârlar Odası uzun süredir bu sıkıntıyı aktarıyor. Bingöl'de ulaştırma bölge müdürlüğüne bağlı bir birim ya da şube olmadığı için Bingöllü şoförlerin tamamı bir belge almak için Erzurum'a gitmek zorunda kalıyorlar. Bakın, bu şoförlere, şoför esnafına 37 çeşit belge veriliyor ve bütün bu belgeler için de dünyanın parası alınıyor, bu insanlardan dünyanın vergisi alınıyor. Bu insanlar Esnaf ve Sanatkârlar Odası bünyesinde kendi sorunlarını defalarca Hükûmete bildirmişler, Bingöllü bakana dosyalar sunmuşlar. İstedikleri tek şey var: Bir birim açılması, Erzurum Bölge Müdürlüğüne bağlı bir birim açılması. Buranın yerini biz tahsis etmeye hazırız, kirasını biz tahsis etmeye hazırız, yeter ki bir yetki belgesi ve bir personel istihdam olsun. Bir tek personel istihdamıyla binlerce şoförün sorununu çözebilecek bir durum söz konusu.

Sayın Bakan özellikle bu konuyu not alırsa çünkü bu Bingöl-Erzurum yolu gerçekten çok zahmetli bir yoldur, özellikle kışın kazaların da çok fazla olduğu, ölümlerin yaşandığı bir yol. Çoğu zaman şoför esnafı gittiğinde 4-5 bin liralık belge ücreti ödüyor. Gidemedikleri zaman da... Bazı şoförler bize şunu ifade ettiler: Gidemedikleri için cezalarla birlikte 60-70 bin liralık faturalar ödeyen şoför esnafı var. Yani bu şekilde kanuni düzenlemeler yapılırken, işte, Bakanınıza ulaştırılmış, grubunuza ulaştırılmış, gerçek hayatta yerelin sorunlarını çözecek bazı düzenlemeler de yapmak gerekiyor.

Diğer taraftan engellilerle ilgili yine bazı maddeler var. Yine tek bir örnek vereyim: Bingöl'de Serdar Tuncel adındaki bir engelli kardeşimiz İnternet'ten Kürtçe şarkı paylaştığı için, birkaç miting görüntüsünü, Kürt liderinin görüntüsünü paylaştığı için 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde ifadeye çağrılıyor. Utanç verici bir tablo. İnternet'le ilgili, engellilerin haklarıyla ilgili burada bazı şeyleri düzenliyoruz ama gerçek hayatta karşılığı ne diyorsanız, işte 3 Aralıkta ifadeye çağrılan engelliler pratiği kadar maalesef engellilere değer veren bir devlet anlayışımız var. Bütün bunları kalıcı olarak çözecek yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğunu belirtiyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.