| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 04.02.2014 |
D. ALİ TORLAK (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun tasarısının 65'inci maddesiyle ilgili Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bilindiği üzere 1997 yılında Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı kurulmuştur. 2005 yılında çıkartılan 5378 sayılı özürlüler kanunu diye bilinen kanun ile kurumun yapısı güçlendirilmiş, yeni birimler oluşturulmuştur. İki yıl önce ise 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı lağvedilmiştir. Kurumun görevleri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğüne devredilerek dar bir kapsama hapsedilmiştir. Bu uygulama, her alanda olduğu gibi engelliler hususunda da AKP Hükûmetinin çelişkilerini gözler önüne sermektedir. 5378 sayılı Kanun ile engelli vatandaşlarımıza sağlanan pek çok hak, yönetmelik ve genelgelerle geri alınmış veya kapsamı daraltılmıştır. Yasada yer alan pek çok husus uygulamaya geçememiştir. İlgili düzenlemeden önceki aksaklıkların giderilmesi bir yana, kanun yürürlüğe girdikten sonra da mevzuata uygun hareket edilmediğinden yeni problemler ortaya çıkmıştır. Örneğin, 5378 sayılı Yasa'nın kabulünden iki yıl sonra, İstanbul'da hizmete giren metrobüs güzergâhında gerekli düzenlemeler yapılmadığından pek çok istasyona engelli vatandaşlarımızın ulaşımı imkânsız olmuştur. Yine, ilgili kanunla tüm yaşam alanlarının ve ulaşım hizmetlerinin yedi yıl içinde engellilerin erişimine uygun hâle getirilmesi gerekirken 2012 yılında yapılan bir düzenlemeyle bu süreç üç yıl daha uzatılmıştır. 57'nci Hükûmet döneminde partimizin de yönetiminde olan ilgili Devlet Bakanlığımız, engellilerle ilgili çok önemli çalışmalara imza atmıştır ve Türkiye İstatistik Kurumu ülkemiz genelinde engellilik araştırması yapmıştır.
AKP Hükûmeti ise, güncel ve kapsamlı bir araştırma yapılmadığından, çoğu zaman o dönemki verilerle hareket etmektedir, hatta çoğu kez konuyla ilgili verilen soru önergelerimize 2002 yılı engelli araştırması verileriyle cevap verilmektedir.
Değerli milletvekilleri, 5378 sayılı Kanun'la Türk Ceza Kanunu'nun 122'nci maddesinde yapılan değişiklikle, engellilere yapılacak ayrımcılığın hapis cezasıyla cezalandırılacağı belirtilmesine rağmen, ayrımcılık her alanda sürmektedir.
Diğer bir husus, sağlık kurulu raporları meselesidir. Engelli vatandaşlarımızdan, yapacakları her resmî işlem için yeniden sağlık kurulu raporu istenmektedir, bu durum ise engellilerimizin hayatını daha da zorlaştırmaktadır.
En büyük sorun ise istihdam sorunudur. Ancak bu alandaki asıl mesele, hükûmet uygulamalarındaki tutarsızlıklardan kaynaklanmaktadır. Engellilerin çalışması ve işsizlikten korunması, uluslararası belgelerde ve başta Anayasa olmak üzere ulusal mevzuatımızda gereğince işlenmiştir. Bu yönde ortaya çıkacak hukuksal düzenleme ve yeni çalışmalar ihmal edilmemelidir. Dolayısıyla, engellilerimizin üretken çalışması, insanca ve onurlu bir yaşam sürdürebilmeleri, toplumla uyum ve bütünleşmesinde bir işe sahip olması büyük önem taşımaktadır, hatta bu da yetmez, istihdam gerçekleştikten sonra ortaya çıkan iş yaşamı ortamı da önemlidir.
Bu bağlamda, engellilerin çalışacağı ortamların, onların gereksinimlerini karşılayacak şekilde tasarlanıp yapılması çok önemlidir. Engellilerin çalışması yönünde toplumdaki önyargıları giderici çalışmalar ve engellilerin istihdamı konusunda kamu ve özel sektör sorumluluğu özellikle gözden geçirilmelidir.
Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak, engellilerimizin fiziki, hukuki, sosyal ve ekonomik her türlü engelini ortadan kaldırarak, Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli'nin işaret ettiği gibi, "2023 Lider Ülke, Engelsiz Türkiye" hedefi doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürmekte olduğumuzu belirtiyorum.
Değerli dostlar, bir hassasiyetimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Geçenlerde, sosyal medyada, Sayın Başbakanın yönlendirmesiyle, eski Sayın Bakanımızın bir müteahhit grubuyla konuşması esnasında utanç duyduğum bir Rizelinin büyük Türk milletine küfür ettiğini görüyoruz. Ben kendisini buradan, bu kürsüden lanetliyorum, kınıyorum ve aynı şekilde bütün grupların, bütün Rizeli arkadaşlarımın da bunu yapmasını istiyor, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)