| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 05.02.2014 |
UMUT ORAN (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Şimdi, biraz evvel 86'ncı maddede aslında, baktığınız zaman, Tebligat Kanunu'na aykırı bir yasayı oyladık yani Tebligat Kanunu'na aykırı. Aynı zamanda hukuki güvenliği tartışılan ve yine uluslararası standartlara da aykırı bir yasayı biraz evvel oyladık, sizler bunu onayladınız.
Şimdiki yasa, 87'nci yasa esasında İnternet'le ilgili bu yasaların en tehlikelisi. Bir anlamda, İnternet'i Türkiye'de Başbakanlığın portalına çeviren bir öneri şu anda. Yani, İnternet sitelerini yargıdan alıp tamamen yürütme organına bağlayan veya yürütme organının bürokrasisine bağlayan bir teklif ve dört saatte de istediği siteyi engelleyecek, kaldırabilecek. Özel hayatın gizliliği artık ortadan kalkacak. İnternet trafiği ve içeriğinin iki yıl saklanması zorunluluğu bir anlamda, Facebook'ta ne yazsanız veya herhangi bir sitede ne yazsanız bürokrasi onu görebilecek, anında görebilecek, izleyebilecek, kaydedecek, fişleyecek yani sizinle ilgili her şeyi orada elinde bulundurabilecek, gerektiği zamanda önünüze koyabilecek.
Erişim Sağlayıcıları Birliğinin kurulmasıyla, aslında erişim sansür birliği de kurulmuş olacak. Bir de bu birliğe verilen zorunluluklar sebebiyle erişim sağlayıcıların maliyeti artacak. Özellikle, gençlerin duyması için söylüyorum: Bu yasayla beraber, iktidar İnternet'i daha pahalı hâle getirecek, çok daha pahalı hâle getirecek. İçerik sağlayıcılara özel bilgileri toplama görevi aslında verilemez, Anayasa'ya aykırıdır.
Sonuç olarak, bilmem, biliyor musunuz? Size bugünkü bu yasaları oylama talimatı veren... Esasında geçmişte onun da başına bu tür bir olay geldi. Hatırlarsanız, Sayın Erdoğan, Sayın Başbakan YouTube'u yasakladı, sonra ne dedi: "Kaçak yoldan YouTube'a girilir, ben giriyorum, siz de girin."
Şimdi, yine ben sizi akla ve mantığa davet ediyorum. Bu tür yasaların kamu yararına, millet yararına olabilmesi için ortak akla, katılımcılığa, çoğulculuğa ihtiyaç var. Şu anda, İnternet kullanıcılarının hiçbirisi bu yasanın geçmesini doğru bulmuyor, dünyada da bunu doğru bulmuyorlar. Eminim, sizler buradan çıkıp -bugün başladık görüşmeye- evinize gittiğiniz zaman veya telefonlarınızı açtığınız zaman çocuklarınız, gençler, bu yasayı geçirdiniz diye, bu yasayı çıkardınız diye sizi "spam"layacaklar.
Bu tür yasaklar, esasında bugüne kadar hiçbir gerçeği gizleyememiş ve bu tür yasaklar geçmişte de hiçbir yolsuzluğu gizleyememiş, hiçbir yolsuzluğun üstünü örtememiş, hiçbir özgürlüğü kısıtlayamamış. Bu tür yasakları genelde hep darbe dönemlerinde görüyoruz, şu anda da yaşanan esasında bir sivil darbe, bunun ayak sesleri; basın özgürlüğü, İnternet özgürlüğü, toplantı özgürlüğü, yürüyüş özgürlüğü.
Bakın, yine, Taksim'de, İstanbul'da, Gezi olaylarında 118 bileşeni olan, içinde tabip odasından İstanbul Barosuna kadar 118 bileşeni olan Taksim dayanışmasına -yine yürütmenin kanunsuz emriyle- yargı bir iddianame hazırladı. Neydi suçları? Yeşili korumak, meydana AVM yapılmaması, parklarına sahip çıkmak. Böyle bir demokrasi anlayışı olmaz ve tarih mutlaka bunun hesabını bunun uygulayıcılarından sorar.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)