GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:58
Tarih:06.02.2014

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Gerçi ben konuşmamı 112'nci madde üzerindeki sosyologların durumuyla ilgili yapmak istiyorum. Demin, teknik bir sorundan dolayı vermiş olduğumuz önerge sanırım işleme alınmadı. O nedenle sosyologların mevcut sorunlarını bu maddede dile getirmeye çalışacağım.

Değerli milletvekilleri, sosyoloji mezunlarının yaşamış olduğu sorunları en yakından bilenlerden biriyim. Çünkü, benim eşim de sosyoloji bölümünden mezun oldu ve bütün o süreç boyunca hangi sıkıntıları yaşadığını çok iyi biliyorum.

Şu anda Türkiye'de 40 binin üzerinde işsiz sosyolog var. Sadece aslında sosyologlar için değil, fen-edebiyat fakültesi mezunlarının tamamı için şu anda böyle bir sıkıntı söz konusu. Bakın, fen-edebiyat fakültesi mezununun işe girmesi için KPSS'den genellikle 90 ve üzeri bir puan alması gerekiyor. Ben iddia ediyorum, şu anda Kabinedeki bütün bakanları ve bu Meclisteki 550 milletvekilini KPSS sınavına koyalım, eğer 50'nin üzerinde not alan 10 kişi çıkarsa o zaman diyelim ki "Ya, bu fen-edebiyat fakültesi mezunlarına bu şartı dayatalım." Ama kendimiz için genel olarak bu tarz şeylerde uygulamadığımız kriterleri getirip üniversite mezunlarına işsizliği dayatacak bir zulümle buralarda geçirmeye çalışırsak orada sorun yaratmış oluruz.

Bakın, bu, fen-edebiyat fakültesi mezunlarının iş alanlarına baktığımızda da çoğunlukla pedagojik formasyon alıp öğretmenlik yapma yoluna başvuruyorlar. Şimdi, normalde bir sosyoloji fakültesinden mezun olan birisi, aslında, felsefe grubu öğretmenliğini rahat yapabilecek bir donanıma sahip olmasına rağmen biz yine illaki pedagojik formasyon şartını onların önüne getiriyoruz. Bu şekilde sıkıntı yaşayan, intiharın eşiğine gelen, işsiz kalmış binlerce sosyoloğun durumuyla ilgili, fen-edebiyat fakültesi mezunlarıyla ilgili bir düzenlemenin mutlaka yapılması gerekiyor. Gerçi, verilen önergelerde kadro sayılarının 500'den 1.000'e çıkarılması yönünde tekliflere bizler de destek verdik ama iktidar partisi niye bu tekliflere destek vermedi, doğrusu anlayabilmiş değiliz.

Bizim görüşümüze göre, sadece Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bünyesinde değil her bakanlığın bünyesinde mutlaka sosyologların istihdam edilmesi gerekiyor. Çünkü Türkiye'de toplumsal yapıdan siyaset hayatına kadar, tamamen bir travma süreciyle büyük bir boşluğa düşmüş bir sosyal dokuyla karşı karşıyayız. Bu sosyal dokuyu çözmeden, bunun analizini yapmadan Türkiye'de sağlıklı bir toplumu yaratmak mümkün değildir düşüncesindeyiz. Siyasetin, toplumun ve tarihin sosyolojisini yapmadan güncelin sağlıklı nesillerini yaratmak mümkün değildir düşüncesindeyiz.

Buradan ben fen-edebiyat fakültelerinin akademik kadrolarına da seslenmek istiyorum. Bu durumu, aslında, en başta onların kabul etmemesi gerekiyor. Sosyoloji kürsülerinde ders veren hocaların, kürsü başkanlarının en başta, bu Meclisin kapılarına dayanmaları gerekiyor. Verdikleri her mezun bir işsiz olarak eğer çok büyük sıkıntılarla yüz yüze geliyorsa bu akademik kadroların, o koltukları işgal eden öğretim görevlilerinin de bunu kendi sorunları olarak görmesi ve kendi mezun ettikleri öğrencilerin hakkını Meclis kapısında da savunmaları gerekiyor.

Barış ve Demokrasi Partisi olarak bizler hem sosyologların hem de fen-edebiyat fakültesi mezunlarının istihdamına yönelik, bütün bakanlıklar bünyesinde istihdamına yönelik Meclis gündemine araştırma önergelerini getirmeye devam edeceğiz, soru önergeleriyle konuyu takip etmeye devam edeceğiz. Bu konuda da hem Hükûmetten hem diğer siyasi partilerden de duyarlılık beklediğimizi ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)