GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:58
Tarih:06.02.2014

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

"Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne,

Allı pullu bir balon gibi, verelim oynasınlar,

Oynasınlar, türküler söyleyerek yıldızların arasında,

Dünyayı çocuklara verelim." diyor Nazım Hikmet.

Tabii, üstat, bu ülkedeki çocuklara reva görülen zulmü, reva görülen vicdansızlığı bilmesine rağmen çocuklara yönelik umudu yaşatmak için bu dizeleri kaleme alıyor. Maalesef bizler çocuklara dünyaları vermeyi hayal ederken bugünlerde çocukların ölüm haberlerini, hepimizin vicdanını yaralayan ölüm görüntülerini vicdanımızda kanayarak görmek zorunda kalıyoruz.

Bundan iki buçuk yıl önce Kübra bebek Samsun'da yaşamını yitirmişti, beslenme yetersizliğinden. Kübra bebeğin yaşamını yitirdiği haberleri düşmüştü. Beslenme yetersizliği dediğimiz şey şudur: Bir bebek açlıktan ölmüştü. O dönem sizin burada, Meclis kürsüsünde yapmış olduğunuz konuşmalarda dünyanın 18'inci büyük ekonomisi olduğumuz söylemlerini dinliyorduk. Yine, Türkiye'nin hangi hızla, hangi güçlü hamleleri yaptığınızın konuşmalarını bu kürsüden dinliyorduk. O dönem muhtemeldir ki ayakkabı kutularının içleri doldurulmaya çalışılıyordu, hediyeler havada uçuşuyordu ama Kübra bebek, bu ülkede açlıktan ölüyordu, böyle bir utancın yaşandığı bir ülkeden bahsediyoruz.

Yine, bu ülkedeki çocuk ölümlerinin hangi düzeyde vicdanları kanattığını en iyi sizler biliyorsunuz çünkü vicdanlarınız körelmesin diye bu resimleri hep size getirmiştik. Katır sırtlarında parçalanmış cenazeleriyle çocuklara dünyaları değil ölümleri verdiniz ve sizin döneminizde oldu. Bu ölümlerin hesabını da vermediniz, katır sırtlarında paramparça edilmiş çocukların niçin bu ölümlere tabi tutulduğunu bu halka anlatmadınız. Ve şimdi, yine vicdanlarınız körelmesin diye bugün birkaç milletvekili bu resmi göstermişti, tekrar gösteriyorum. Van'da bir babanın yorgun sırtında bir çuvalın içerisindeki çocuğun cansız bedenini hepiniz görmelisiniz. Ne tesadüftür ki aynı gün de Başbakan Almanya'da "Anneler kızakların çekmesiyle doğumlara yetiştiriliyordu, şimdi paletli araçlarla. 17 ambulans helikopter, 4 jet ambulansımız var." söyleminde bulunuyordu ama ülkenin içerisinde bulunduğu gerçek bir babanın kendi çocuğunu kendi sırtında, bir çuvalda cansız bedenini taşımasının ötesinde değildi. Muharrem Taş'ın kapalı olan yollardan dolayı, sağlık hizmetinin ulaşmamasından dolayı yaşamanı yitirmesini yine burada Genel Kurulun vicdanına sunuyoruz.

Özellikle, bu resimlerin burada geçiştirilmeyecek resimler olduğunu tekrar vurgulamak istiyoruz. Kübra bebeğin açlıktan ölmesi, Roboskili çocukların parçalanmış cenazeleri, Muharrem'in baba sırtındaki cansız bedeni, Ceylan'ın canlı bakan, hepimizin yüreğini dağlayan o parlak gözleri bu ülkenin maalesef ki gerçekleridir ve bu gerçekleri bu şekildeki torba kanunlarla çözemeyeceğimizi sanırım en iyi sizler biliyorsunuz.

Özellikle, her çocuk ölümünden sonra bu ülkedeki çocukların yaşam hakkını bu Meclisin tartışması gerektiğini her defasında ifade ettik, bugün de aynı şeyi ifade ediyoruz. Sokak ortasında infaz edilen bir çocuğun da yaşam hakkı yoktur, sağlık hizmeti gitmediği için yaşamını yitiren bir çocuğun da yaşam güvencesi bu ülkede yoktur. O nedenle, torba yasalarla bu Meclisin gündemini işgal edeceğinize bir an önce başta çocuklar olmak üzere bu ülkedeki gerçek gündemleri burada tartışmanızı öneriyoruz, istiyoruz, talep ediyoruz.

Bu duygularla Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)