GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:58
Tarih:06.02.2014

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 524 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 120'nci maddesi üzerine grubumuz tarafından verilen önerge üzerinde konuşmak üzere söz aldım.

Grubumuzun verdiği önerge bu maddenin metinden çıkartılmasına ilişkin. Artık zaten burada yasa yapmamızın çok fazla bir anlamı kalmadı, yani ne yasalara uyuluyor ne Anayasa'ya uyuluyor ne de verilen sözlere uyuluyor. Ben bu madde üzerinde konuşmayacağım sevgili arkadaşlar.

Bugün Adalet Komisyonuna bir tasarı geldi, aynen şöyle: "Terörle Mücadele Kanunu'nun 10'uncu maddesi uyarınca kurulan ağır ceza mahkemelerinin kaldırılmasına ve çeşitli kanunlardaki değişikliğe ilişkin..." En başında da bizim Adalet Komisyonundaki arkadaşlarımızın imzaları var.

Şimdi, bunu görünce biz elbette çok sevindik. Bakandan, Başbakandan bunları duyduğumuzda, özel yetkili mahkemelerin kaldırılacağı, terör mahkemelerinin kaldırılacağına dönük bu çalışmayı duyunca çok sevinmiştik, demiştik ki: Yıllardır özel yetkili mahkemelerin bu ülkede olmaması gerektiğini söylüyoruz. Bütün insanların -yani suçlu da olabilir, suçsuz da olabilir, daha sonra beraat de edebilir- doğal mahkemelerinde, yani suç işlediklerindeki o yerdeki mahkemelerde yargılanması gerektiğini, özel ayarlanmış mahkemelerde yargılanmaması gerektiğini biz yıllardır söylüyorduk. "Tamam, şimdi böylesi bir şey geliyor." dedik. Ama bütün insanların Godot'yu bekler gibi beklediği bu tasarıdan ne çıktı biliyor musunuz sevgili arkadaşlar? Dedi ya Sayın Başbakan, cezaevindekilere umut verdi ya, "Bu, özel yetkili mahkemeler, terör mahkemeleri sahte delillerle, ayarlanmış yargıçlarla kumpas kurdular bizim memleketimize, askerlerimize, aydınlarımıza. Onların bir an önce çıkması gerekir." dedi ya, aynı şeyi Yalçın Akdoğan da söyledi, "Kumpas kurdular millî ordumuza, Millî İstihbarat Teşkilatına ve millî Hükûmete." dedi. "O insanlar masum bir şekilde orada yatıyor." denildi ve Sayın Başbakan dedi ki Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu'nun görüşmesinden sonra: "Bu kumpas davalarında yeniden yargılanmalar yapılabilir özel yetkili mahkemelerde, tasfiye hâlindeki, geçen yıl 2012 Temmuzunda tasfiye hâline soktuğunuz özel yetkili mahkemelerde mahkûmiyet alanların yeniden yargılanması söz konusu olabilir." Cezaevindeki insanlarla oynadınız, onların aileleriyle oynadınız. Peki, bugün gelen yasa tasarısında ne var? Koskoca bir hiç. Görüyoruz ki bu yasa tasarısında özel yetkili mahkemeleri kaldırıyorsunuz, terör mahkemelerini kaldırıyorsunuz; bunları kaldırıyorsunuz ne için? Kendinizle ilgili yapılan o "ayarlanmış yargıçlar ve savcılar" dediğiniz, "cemaatin çetesi" dediğiniz o yargıçları dağıtmak için, savcıları dağıtmak için yapıyorsunuz, onları kaldırıyorsunuz ama daha dün söylediğiniz... "Bu insanlar masum, bu insanlar sahte delillerle mahkûm oldular." denilen insanlar için en ufak bir madde, en ufak bir gelişme, en ufak bir umut bırakmıyorsunuz. Nasıl insanlarsınız siz? Vicdanınız nerede? Sayın Başbakanın vicdanı nerede? Ben buradan ona sesleniyorum, hem "Kumpas var." diyeceksiniz hem "Sahte delil var." diyeceksiniz hem "Ayarlanmış yargıçlarla masum insanlar mahkûm edildi." diyeceksiniz sonra da arkanızı dönüp gideceksiniz. Bunu yapabilir misiniz? Bunu hanginiz yapabilir? Bir düşünün, kendinizi o insanların yerine koyun. Böylesi bir şey yapıyorsanız eğer bu ülke insanları sizi affetmeyecek.

HİLMİ BİLGİN (Sivas) - Dilek Hanım, bağırma, bağırma.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - Bakın, ben eminim ki, eminim ki, bu söylenilen yalanlar nedeniyle, halkı kandırma nedeniyle insanlar Meclisin önüne yığılacaklar, "Siz nasıl bize yalan söylediniz? Madem bu insanlar böylesine haksız yere mahkûm edildi, nasıl sırtınızı dönebilirsiniz onlara?" diyecekler, sizden hesap soracaklar.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Niye bağırıyorsun ya?

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - Şimdi, bu mahkemelerle ilgili ayarlanmış ve sahte delillerden bahsedildi, 5 no.lu hard diskin sahte olduğu TÜBİTAK raporuyla anlaşıldı. Ne oldu? Gittiler 10. Ağır Ceza Mahkemesine, yargılanmanın iadesi 311'e göre istendi, "ret" dedi 10. Ağır Ceza Mahkemesi. Ne oldu? Bu Balyoz ile Ergenekon davasında gösterilen Danıştay şemasının aslında sahte olduğu anlaşıldı. Ne oldu? Bunların hiçbirisini dikkate almıyorlar. O insanlar, Fatih Hilmioğlu, bakın, ölüm döşeğinde neredeyse; Kemal Alemdaroğlu şu anda hastanede yatıyor, ölüm döşeğinde; Ergun Poyraz yedi buçuk yıldır cezaevinde; Tuncay Özkan, Doğu Perinçek, Engin Alan, İlker Başbuğ, bunların hepsi şu anda cezaevindeler ve bu tasarıyı bekliyorlardı umut içinde ama o insanların umutlarını öldürdünüz, o insanların ailelerinin umutlarını öldürdünüz, bu halkın size birazcık bile olsa güvenini öldürdünüz. Sadece kendiniz için yapıyorsunuz bu değişikliği, sadece kendi insanlarınızı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Devamla) - ...kurtarmak için, Başbakanın oğlunu kurtarmak için, bakanları kurtarmak için yapıyorsunuz. Hepinize yazıklar olsun, hepinize! (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından "Sana Yazıklar olsun!" sesleri, gürültüler)

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Sana yazıklar olsun!

ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) - Sana yazıklar olsun!

SALİM USLU (Çorum) - Sana yazıklar olsun! Terbiyesiz!

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Yazıklar olsun, söylenecek laf yok zaten! Niye yalan söylediniz, neden yalan söylediniz! Bu yalanı nasıl açıklayacaksınız! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)