| Konu: | KIBRIS TÜRK FEDERE DEVLETİ'NİN KURULUŞ YIL DÖNÜMÜNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 61 |
| Tarih: | 13.02.2014 |
ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin kuruluş yıl dönümü vesilesiyle gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Türk ve Rum halkının eşit ortak statüye dayalı olarak 1960 yılında kurmuş oldukları Kıbrıs Devleti, Rum tarafının Ada'nın tümünü Rumlaştırma noktasındaki gayretlerinden ötürü kısa bir süre sonra dağılma noktasına gelmişti. Ada'da Türklerin varlığına kasteden ve toplu kıyımlara, toplu katliamlara başvuran Rumların bu saldırısından sonra, malumlarınız olduğu üzere, Türkiye, 20 Temmuz 1974 tarihinde Ada'da gerçekleştirdiği müdahaleyle ve akabinde de 13 Şubat 1975'te de Kıbrıs Türk Federe Devleti'ni kurmayla olaya müdahale etmiştir. Daha sonra 1983 yılında burası Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne dönüşmüştür.
Değerli milletvekilleri, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, genç bir cumhuriyet olmasına rağmen, Türkiye Cumhuriyeti'nin güvencesinde siyasi, hukuki ve ekonomik alanlarda da güçlü temellere dayanak her geçen gün gelişmesini tamamlamaktadır. Kıbrıslı kardeşlerimizin özgür ve müreffeh bir yaşam sürmesi için, geçmişten günümüze, Türkiye Cumhuriyeti hükûmetlerinin şüphesiz çok değerli çalışmaları olmuştur. Ancak, AK PARTİ dönemi, ülkemizde olduğu gibi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için de birçok ilklerin gerçekleşmesine vesile olmuştur. Türkiye güçlendikçe Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de siyasi alandaki eli rahatlamış ve Türkiye kalkındıkça Ada'daki soydaşlarımızın da yaşam standartları her geçen gün daha da artmıştır. Doğudan batıya, güneyden kuzeye başlatılan bütün duble yol çalışmaları aynı şekilde Kuzey Kıbrıs'ta da Güzelyurt'tan Lefke'ye, Girne'den Alsancak'a, İskele'den Bafra'ya kadar da duble yol ağlarıyla Kuzey Kıbrıs'ta altyapı çalışmalarını sürdürmektedir.
Asrın projesi Marmaray'la İstanbul Boğazı'nın altına tüp geçitler vurularak Asya ve Avrupa nasıl birleştirilmişse aynı şekilde Kuzey Kıbrıs'ın yıllardır devam eden su probleminin çözülmesi noktasında da Anamur'dan Kuzey Kıbrıs'a su götürme projesi son aşamaya gelmiştir. Önümüzdeki aylarda inşallah tamamlanmış olacak ve Kuzey Kıbrıs Türk halkının su problemi çözülmüş olacaktır. Yaklaşık 1 milyar 200 milyon lira para harcanarak bu proje gerçekleşmiş olacaktır. Bu projeyle, sadece Kuzey Kıbrıs'ın, oradaki Türk halkının değil, bölge ülkelerinin de bu suya zaman içerisinde ihtiyacı olduğunu görmekteyiz. Mısır'ın, İsrail'in, Lübnan'ın zaman içerisinde bu suyla ilgili taleplerinin olacağı aşikârdır. Demek ki bu suyla, sadece hayati bir sorun olan su problemini çözmekle kalmayıp siyasi bir kazanım da elde etmiş olmaktayız.
Kıbrıs müzakerelerinde son günlerde, bildiğiniz gibi, yeni bir sürece girdik. Siyasi eşitlik temelinde iki toplumlu, iki bölgeli, federasyona dayalı birleşik Kıbrıs'ı hedefleyen görüşmeler geçtiğimiz günlerde resmî olarak başlamış bulunmaktadır.
Değerli milletvekilleri, ülkemiz, AK PARTİ iktidarıyla, tabiri caizse, atılım yıllarını yaşarken, organize bazı müessif girişimlerle önünün kesilmek istendiğine şahit oluyoruz. Önce, Gezi Parkı bahanesiyle yurt dışı bağlantılı bir girişimle karşılaştık. Gezi eylemleriyle istedikleri sonucu alamayanlar "Sonbahar sıcak geçecek, bekleyin." dediler, evet, Gezi eylemlerinden altı ay sonra bu kez millî iradeye karşı yapılanmış güçlerin devreye sokulmasına şahit olduk. Bu ülkede "yolsuzluk" kisvesi altında başlatılan operasyonun hedefinin gerçekten yolsuzlukların ortaya çıkarılması olduğuna inanmak isterdim ancak bu operasyonlar sonucunda kimlerin, hangi menfaat lobilerinin kazançlı çıktığını gün geçtikçe apaçık görmekteyiz. Eğer bu ülkede tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyen veya yenilmesine müsaade eden varsa buna kesinlikle kimsenin vicdanı müsaade etmez ve bu şekilde olanların tarafsız ve bağımsız yargı tarafından sonuçlandırılmasını da beklemekteyiz.
Değerli milletvekilleri, her iki kalkışmanın da hedefinde hiç kuşkunuz olmasın 2023 Türkiye vizyonu olduğunu görmekteyiz. Aziz milletin istikbaline kastedenlere, millî iradenin üzerinde vesayet kurmak isteyenlere kuşkusuz en güzel cevabı milletimiz seçimlerde kendilerine verecektir.
Ülkemizde siyasi ve ekonomik istikrarı bozmadan politika üretmek, siyaseti de millî menfaat hassasiyetlerini gözeterek yapmak dini, dili, ırkı, mezhebi, meşrebi ve cemiyeti ne olursa olsun hepimizin temel sorumluluğu olmalıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu duygu ve düşüncelerle Kıbrıs'ta başlayan yeni siyasi dönemin hayırlı sonuçlanmasını bekler, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)